"Sakinleştin mi?" diye sordu kral gülümseyerek.
Steve içine bir nefes çekip alfaya döndü. "Üstümden tonlarca yük kalkmış gibi hissediyorum."
Tony gülerek kafasını salladıktan sonra boynunu kaşıdı. "Bir şey sormak istemiyorum ama cevaplamak zorunda değilsin." Steve devam et der gibi baktığında Tony kurumuş olan dudaklarını nemlendirdi, vakit kazanmaya çalışıyordu. "Orada Christian'a seninle sevişirken başka birini düşünüyordum dedin. Ne demek istedin?"
"Sadece canını yakmak istedim." diyerek açıkladı Steve. "Yoksa düşünecek birim yok. Benim hissettiğim acıyı hissetmesini diledim ve öyle söyledim."
Tony 'anladım' diye mırıldanırken yatağın kenara oturdu ve Steve'e baktı. "Çocuğuna gerçekten de onun babası olduğunu söylemeyecek misin?"
Steve sessizleşti, kafasının karışık olduğu belliydi gözlerinden. "Bilmiyorum." diyerek itiraf etti en sonunda. "Söylemek istemiyorum ama bu benim kararım değil." yere sabitlenmiş olan irislerini Tony'e çevirdi. "Babasını bilmek onun hakkı. Gerçekler ne kadar gizli kalabilir ki? Eninde sonunda bir şekilde öğrenecek."
"Eğer gerçekten de söylemek istemiyorsan merak etme." Tony Steve'in elini tutup ona biraz daha yaklaştı. "Bu sarayda kimse senin Christian'ın omegası olduğunu bilmiyor. Natasha ve Pepper bunu söylemezler...-"
"Ömrümün sonuna kadar bu sarayda kalamam kralım." Steve kaşlarını hafifçe çattı. "Bana yardımlarınız için size minnettarım ama sonuna kadar size yük olamam. Sadece Christian'ın durumunun tam olarak belli olmasını bekliyorum daha sonrasında kendi ayaklarımın üzerinde duracağım."
"Elbette, elbette buna eminim ama..." Tony stresli bir şekilde içine bir nefes çekti. "Beni yanlış anlama, seni küçük gördüğümden değil fakat hamileliğin sancıları artınca ne yapacaksın? Şu an o küçük ama üç ay sonra karnın burnuna gelecek Steve. Ayrıca çekici bir omegasın, kokunun farkında değilsin ama saldığın kokular o kadar güzel ki seni alfaların hedefi haline getirecek. Özellikle işaretli olmadığını ve hamile kaldığını öğrendiklerinde senin ruhuna zarar verecekler, seni incitecekler." Steve tam bir şey diyecekken Tony buna müsaade etmedi. "Hayır, beni dinle. 5 tane ülkeyi ben yönetiyorum Steve. Hepsi benim emrim altında. Sen ve çocuğun gerçekten de bana yük olabilir misiniz?"
"O zaman bana saraydan bir iş ayarlayın ve...-"
"Steve, iş falan yok." diyerek lafını kesti Tony. Sinirli değildi ama sertti. "Kendini bana karşı borçlu hissetmene de gerek yok. Sen en başta sağlıklı bir şekilde şu doğum sürecini atlat ve gerisini daha sonra düşünürüz."
"Christian ile aranız neden bozuldu? Lütfen vaktim var, uzun hikaye olduğunu biliyorum ama dinleyebilirim."
"Harika, senin vaktin var ama benim yok." Tony gülümseyerek ayağa kalktı ve elini Steve'in yanağına koyup okşadı. "Şimdi biraz şekerleme yap, sinirlerin çok gerildi."
Steve gözlerini kapatıp yüzünü yanağındaki ele bastırmamak için kendisiyle savaştı. Birkaç saniye sonra yanağındaki sıcak el çekildiğinde alfaya gülümseyerek baktı. "Christian ile aranızdaki meseleyi bana hiçbir zaman anlatmayacaksınız değil mi?"
"Her şeyin bir zamanı vardır Steven. Bunun da öyle."
Steve ısrarcı olmadı. Sadece başını sallayıp alfanın odadan ayrılmasını izledi.
3 Yıl Önce
"Ben göle gidiyorum, yüzümü yıkıyacağım." dedi Tony elindeki oku kenara bırakırken.
Christian avladıkları geyiğe bakıp dostuna döndü. "Sınır dışına çıkıyorsun. Ülkeme girmeden önce izin istemelisin."
Tony gülerek yerdeki küçük taşı arkadaşına attı ve göle adımlamaya başladı. Beş dakikanın sonunda yeşil büyük göle geldiğinde gülüşme sesleri duydu.
Elini kılıcına koyduktan sonra dikkatli adımlarla bir ağacın arkadasına geçti ve gölün içindeki üç adama baktı.
Birbirlerine su fırlatıyorlar, gülüşerek oynuyorlardı. Bu sırada burnuna bir koku geldi.
Daha önce hiç almadığı bir koku.
Kokunun hangisinden geldiğini görmek için dikkatlice bakındı. Sarışın kısa saçlı olandan geliyordu. Ellerini ıslak saçlarına sokmuş geriye doğru atıyordu ve birkaç saniye sonra kumral olan ona arkadan saldırıp suyun içine düşürdü.
"Buck! Dur!" sarışın kahkaha atarak arkadaşını durdurmaya çalışırken Tony ağzını hafifçe aralamış bir şekilde onu izliyordu. "Thor! Şunu üstümden al!"
Fakat o arkadaşı da su atmaya başladığında aralarında omega gülerek onlara engel olmaya çalışıyordu.
Her bir çırpınışında kokusu daha yoğun bir şekilde yayılıyordu etrafa.
Ve Tony gülümseyerek hareket etmeden on dakika boyunca onu izledi.
En sonunda çocuklar üstlerini giyinip Shield krallığına doğru koşu yarışı yapmaya başladılar. Tony ise sarışın omeganın arkasından uzun uzun baktı. Kendisi gitse de kokusu hala burnunun ucundaydı.
Sanki o omega kendi omegasıydı.
Sanki ruh eşiydi.
Sanki eksik parçasıydı."Tony! Kaç dakikadır seni bekliyorum... Hey! İyi misin? Neden sırıtıyorsun?" Christian elini Tony'nin dalmış gözleri önünde iki kez salladığında alfa kendisine gelerek arkadaşına baktı.
"Ben..." dedi kısık sesle. "Daha yeni çok tuhaf bir şey yaşadım."
Christian endişeyle arkadaşına baktı. "Bir şey mi oldu?"
"Galiba ruh eşimi buldum." aklına onun gülüşü geldiğinde tekrardan tebessüm etti. "Omegamı."
"Bekle, yoksa Tony Stark aşık mı oldu?" Christian büyük bir kahkaha attı. " 'Aşk diye bir şey yoktur, insanlar anlık zevk duygularını aşk sanıyorlar, kimse kimseyi sonsuza kadar sevemez' diyen adam ilk görüşte aşık oldu? Esir olacağıma inanırım senin aşık olacağına inanmam." Tony hala dalmış gözlerle tebessüm ederken Christian onu bir kez dürttü. "Ah sen gerçekten aşık olmuşsun. Nasıl hissediyorsun?"
"O güzel koku tüm bedenimi kaplarken ben kendimi cennete gibi hissettim. Sanki ruh eşimi bana müjdelediler. Cennetimdeki en güzel meleğe ben o an aşık oldum ve diğer tüm melekleri cennetimden kovabilirim." gözlerini arkadaşına çevirdi. "Onu yıllardır tanıyor gibiyim. Sanki her zaman bir parçammış gibi."
"Aşıksın." Christian gülerek ve heyecanla Tony'nin omuzuna vurdu. "Dostum sen aşıksın!"
"Senin krallığında yaşıyor."
"Adı ne? Hemen sana onu bulurum, hakkındaki tüm bilgileri önüne sererim."
"Bilmiyorum." kafasını iki yana salladı, arkadaşları ona hiç adıyla seslenmemişlerdi. "Fakat iki arkadaşı vardı yanında. İkisi de betaydı. Birisinin sarı uzun saçları vardı, adı Thor. Diğeri de uzun saçlı, kumral. Adı Buck."
"Bunlar yeterli bilgiler değil ama elimden geleni yapacağım." Christian gururlu bir şekilde arkadaşına baktı. "Sana bir gün aşık olacağını söylemiştim. Hem de hepimizden daha fazla aşık olacaksın."
Tony kafasını salladı. Dudaklarında silemediği bir gülümseme vardı.
O güzel omegayı bir daha göreceğinden emindi. Kader yine onları bir araya getirecekti.
┏━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━┛
┏━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━┛
bu arada bir stucky fici paylaştım. eğer ilginizi çekerse profilimden ulaşabilirsiniz <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mühürlenmiş kalpler ꓃ steve+tony
FanfictionStark krallığının kralı, Shield krallığını ele geçirir. Ele geçirdiği sadece krallık değildir, tatlı omegasını da o hazinelerin arasında bulur. En değerli hazinesi Omega olan Steve Rogers'tır. ↪ABO evreni ↪Alfa Tony Stark - Omega Steve Rogers ↪Mpreg...