"Çok mu kötü duruyorum?"
"Steve." Tony elindeki kağıdı bırakıp aynadan kendisini izleyen sevgilisine baktı. "Son 2 haftadır aynı soruyu soruyorsun ve ben de sana her gün 'hayır mükemmel gözüküyorsun' diyorum ve bugün de cevabım değişmeyecek."
Steve tişörtünü indirdikten sonra gözlerini alfaya çevirdi. "Ama çok kilo aldım."
"6 aylık bir bebek var çünkü karnında hayatım." Tony oturduğu tahttan kalkıp Steve'in yanına geldi ve onu tekrardan aynaya çevirip tişörtü havaya kaldırdı. "Gelişim göstermemesi daha kötü. Bırak kilo al."
Omeganın karnını okşarken çenesini omuzuna koydu. "Harika gözüküyorsunuz."
"Charles ve Erik balo düzenleyeceklerdi. Ne oldu?"
"Ertelendi." alfa omeganın omuzuna bir öpücük bıraktı. "Bu ay Erik'in ilk eşinin ölüm ayıymış. Charles onun üzülmesini istemediği için 3 ay sonraya erteledi."
"Charles ve Erik ne zaman tanıştılar?"
"Yanlış hatırlamıyorsum 4 sene olmalı. Erik yıllardır ilk eşinin acısıyla başa çıkmaya çalıştı ve onun acısına Charles ilaç oldu."
"Omegası mı vardı Erik'in?"
"Evet. Öyleymiş." İçine titrek bir nefes çekti. "Eşi Erik'in kollarında ölmüş. Bu da yetmez gibi o gün hem eşini hem iki çocuğunu kaybetmiş."
"Çok kötü." diye mırıldandı Steve etkilenerek.
Tony başını salladı. "Kendimi onun yerine bile koymak istemiyorum." Kollarını daha sıkı bir şekilde Steve'in bedenine doladı. "Asla kendime gelemezdim."
"Ama gelmek zorundaydın." Steve aynadan dikkatlice Tony'e baktı. "Çocuklarımız için."
"Evet, her neyse." Tony bu konuyu tartışmak istemedi. Kısadan kapatıp gülümseyerek Steve'e baktı. "Bugün ne yapalım?"
"Senin işlerin yok mu?"
"Akşama kadar yok. Bu arada sana söylemeyi unuttum mu?"
"Neyi?"
"Bugün Brightness krallığından misafirlerimiz var."
Steve gözlerini yüksek tavana çevirip onların hangi krallık olduğunu düşünmeye çalıştı. "Kral Jim Olsen miydi?"
"Evet." Tony mırıldanarak Steve'in boynuna öpücükler vermeye başladı. "Fazla kalabalık olmayacaklar. Jim ve kızı gelecek." İçine bir nefes çekip aynadan Steve'e baktı.
"Kızı mı?" Steve tek kaşını kaldırdı. "Neden yüzün düştü senin?"
"Şimdi sana bir şey diyeceğim ama sinirlenmek yok."
"Sen böyle diyerek sinirlenmeyi benim aklıma sokuyorsun ama."
"Laura benim eski sevgilim." diye bir çırpıda söyledi.
"Ne kadar eski?"
"4 yıl öncesi." Tony Steve'i kendisine çevirdi. "Seni görmeden 8 ay önce. Tam hatırlamıyorum aslında, öyle bir şey olmalı."
"Pekala." dedi Steve gülümseyerek. "Benden bunu saklamadığın için teşekkür ederim."
"Sinirlenmedin mi şimdi?"
"Tony, beni tanımadan önce yaşadığın ilişkiler için sana kızmaya hakkım yok." Gülerek sevgilisinin yanağına öpücük bıraktı. "Daha o zamanlar varlığımdan bile haberdar değilmişsin. Bu konuda nasıl kızabilirim ki?"
"Onu buraya davet ettim."
"Babasına 'sen gel kızın kalsın' diyemezsin." Tebessüm ederek alfanın yüzünü okşadı. "Hem sana ve senin bana olan aşkına gözüm kapalı güveniyorum. Kıskanç olmayacağım. Söz veriyorum."
┏━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━┛
Akşam Saat 19.30
"Hani bana güveniyordun? Hani kıskanç olmayacaktın?"
"Sana güveniyorum dedim kıza güveniyorum demedim." Steve sinirlice kollarını göğsünde birleştirdi. "Sana nasıl baktığını görmedin mi?"
"Görmedim." Tony omuz silkti. "Çünkü ben ona bakmıyordum."
Bu Steve'i sakinleştirmemişti. Kollarını göğsünde birleştirip Laura'nın taklitini yaptı. "İlişkimiz üzerinden 4 yıl geçti ama hala ilk günkü gibi aklımdasın Edward."
Tony gülerek kafasını sola yatırdı. "Çok tatlısın."
"Sinirliyim Tony, sinirliyim." Steve kaşları çatık bir şekilde alfaya baktı. "Eğer bir daha sana dokunursa onu saraydan atarım."
Başka bir şey demeden odadan çıktığında Tony gülerek Steve'in bıraktığı feromonu içine çekti.
Akşam Saat 18.40
Sonunda misafirler gelmişti. Tony ve Steve onları karşıladılar.
Kapıdan en başta kral girdi. Tony'e selam verirken gözleri Steve'i buldu ve anında yüzü düştü. "Bu adam da kim? 2 sene önce yoktu."
Steve'in güler yüzü soldu. Kapıdan içeriye girer girmez böyle bir soru beklemiyordu.
"Steve Rogers..." Tony'e kısa bir bakış attıktan sonra tekrardan adama döndü. "Stark. Tanıştığıma memnun oldum efendim."
Adam baştan aşağıya Steve'e baktığında şiş karnını gördü ve kaşlarını çattı. Fakat sonra boynuna baktıktan sonra gülümseyerek içeriye girdi.
Hemen ardından da güzel bir kız girdi içeriye. Kumral, yeşil gözlü, minyon bir kız. Gülerek Tony'e baktı. "Merhaba Edward."
"Hoş geldin Laura. Tanıştırayım." Steve'i belinden tutup kendisine çekti. "Steve Rogers Stark." Gülümseyerek sarışın omegaya baktı. "Ve Laura Olsen."
"Stark mı?" Laura'nın güler yüzü soldu. "Evlendin mi? Evliliği aptalca bulduğunu sanıyordum."
"Steve ile tanışmadan önceydi." Tony elini omeganın belinden çekip salonu gösterdi. "Babanı bekletmeyelim istersen."
Laura baştan aşağıya Steve'e küçümseyici bir şekilde baktıktan sonra içeriye doğru gitmeye başladı. Steve ise iki kaşını kaldırmış bakıyordu arkasından.
"Bunların ne için geldikleri belli oldu."
"Öyle mi? Ne için gelmişler."
Steve kaşları çatık bir şekilde alfaya döndü. "Anlamadın sanki."
Tony gözlerini kısıp iki kez havayı kokladı ve ciddi bir ifadeyle Steve'e baktı. "Bir kıskançlık seziyorum galiba?"
Omega alay eder gibi gülerek omuz silkti. "Yanlış sezi. Kıskanmadım."
Tony Steve'e bakmaya devam ettiğinde sarışın omega son derede ciddi bir tavırla alfaya baktı. "Yanımdan ayrılmıyorsun. Bir dakika bile."
Tony sırıtmaya başladığında Steve gülmemek için salona doğru gitmeye başladı.
Tony ise onun arkasından birkaç saniye baktı.
Bugün zor bir gece olacak gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mühürlenmiş kalpler ꓃ steve+tony
FanfictionStark krallığının kralı, Shield krallığını ele geçirir. Ele geçirdiği sadece krallık değildir, tatlı omegasını da o hazinelerin arasında bulur. En değerli hazinesi Omega olan Steve Rogers'tır. ↪ABO evreni ↪Alfa Tony Stark - Omega Steve Rogers ↪Mpreg...