⊰9⊱

242 27 9
                                    

[Bir kaç gün sonra]

Gözüne uyku girmemişti. Çok uzun aralıklarla uyuyor geriye kalan zamanında Hanma'yı izleyip kendini toparlamaya çalışıyordu. Ne yapacağına doğru karar vermeliydi. Ona para teklif edemez, tehtit edemez, zarar veremez ya da öldüremezdi. Arkasında bolca bok bırakırdı.

Güneş doğmadan önce 4 civarı. Y/n büyük göz halkalarıyla ter içinde gözlerini açtı. "Tanrı aşkına neden bu kızla daha önce ilgilenmedim ki..." yatağından kalktı. Duvarındaki resimlerinden birine yaklaştı. Kokusunu içine çekti. "Seni kazanamadan kaybedersem çok yazık olur sevgilim." Lakin böyle yerinde yatarak hiç bir şey yapamazdı. Daha güneş doğmadan sıcak bir duşa girdi. Saçlarına şekil verirken aynada kendine hayran baktı. "Onun için her zaman güzel ve eşsiz olacağım." aynaya yaklaşıp kendine bir öpücük kondurdu. Oturduğu yerden kalkarken ekledi "...ve güçlü."

Üstünde eşofmanlarıyla odasından çıktı. Aşsağa kata Michail'in yanına gitti. Michail Y/n'ye göre kat ve kat daha büyük göz torbalarıyla bir kaç ekrandan birden Hanma'yı izliyordu. "Kısaca rapor ver koşuya çıkacağım."
"Efendim daha güneş doğ-"
"Ver şu siktiğimin raporunu artık!"
"Hanma kızın mesajını bu gece yanıtladı. Bugün buluşacaklar."
"Nerde?" "Pek bilinmeyen bir cafe ama daha önceden sürekli buluştukları bir yer gibi gözüküyor." Y/n derin bir off çekti. "Her şeyi sormam mı lazım lan! Kaçta buluşacaklar." "9.00 diye anlaştılar." Y/n ellerini masaya koydu öylece başını eğip yere baktı. "Tamam Michail~daha fazla kendini yormana gerek yok." Y/n evden çıkar çıkmaz Michail derin bir ohh çekti. Ama bu rahatlığı hak etmediğini biliyordu. Y/n'nin yapabileceklerini düşünmek bile istemiyordu.

Y/n'nin koşularının altında yatan bazı şeyler vardı. Her insan gibi koşu yollarında koşmuyordu. Tam tersi yöne, ormana koşuyordu. Y/n aslında koşmayı pek sevmezdi ama sakinleşmesinin tek yolu var gücüyle koşmasıydı. Şehirden uzaklaşıp ormana girdiğinde rahatlamaya başlardı. Huzurla dolardı. Kuş sesleri ya da toprak kokusundan değil. Anıları netleşirdi. Toprağa bıraktığı kan izleri, ölü gözlerin ona bakışları. Ormana girince temposunu yavaşlattı. "Ne yapacağım, ne yapmam gerekiyor?" Sonunda hedefine ulaştı. İyice yavaşladı ve durdu. Ormanın en ücra köşeleri...masallardan çıkmış gibi olan bir yer vardı hemen mezarın yanında olan kamelyaya oturdu. Nefesini toparlamaya çalışıyordu. Hayvan gibi terliyordu. Sesini kibarlaştırmadan yorgun sesiyle konuştu "Anne, ben ne yapacağımı bilmiyorum." "Beni duyoyor musun! Ben! Şimdi seni anlıyorum. Şimdi babamın senin için olan değerini anlıyorum! Beni anlıyor musun?" Oturduğu yerden kalktı ve mezara yaklaştı, diğer cesetlerin gömülü olduğu yerlere basa basa, "Ben gerekirse seninle aynı sonu paylaşacağım ve senin izinden gideceğim!" Kamelyaya uzandı. Orada saatlerce düşündü. "Gerekirse öleceğim ha?" "Ölürsem Hanma'ya veda etmiş olurum." "Şimdilik gerek yok."

Güneşin doğuşuyla ayağa kalktı. Daha fazla oturmanın bir manası yoktu. Gitmeden önce iki hizmetçinin mezarının üzerindeki çiçekleri kopartıp annesinin mezarına koydu "Onu sana da göstereceğim."

Dönüş yolunda Hanma Y/n'yle karşılaştı. Y/n onu görünce temposunu yavaşlatı "Hanma~ ne tesadüf!" Planlanmış olmasaydı gerçekten güzel bir tesadüftü. "Ha? Koşu mu yapıyorsun? Kilo mu alıyon lan yoksa." Y/n üstündeki tişörtü kaldırıp karnını gösterdi. İncecik pürüssüz ve yumuşacık gözüküyordu ama biraz daha dikkatli bakarsa...kası vardı lan kızın. "Aslında ben hayvan gibi yesemde kilo almam." Hanma yutkunup kızardı, eliyle Y/n'nin tişörtünü aşşağı çekti "Gelip geçen bir sürü serseri var napıyon oğlum?" Y/n gülümsedi ve parmağını Hanma'nın burnuna koyarak "Aslında tam önümde bir serseri var. Korkmalı mıyım ki~" Hanma elini hızlıca yakaladı. Y/n beklenmedik bu sertliğin verdiği acıya karşılık acıdan inledi. Hanma farkedince elini gevşetti. Gerçekten ilk tanıştıklarından bu yana yavaş yavaş kibarlaşıyordu. Öyle elleri havada kalınca bi sessizlik oluştu. Y/n'nin kızarmasıyla Hanma ayıldı ve elini bıraktı. Yer çekimine yenik düşen elini uzun süre yıkamayacaktı Y/n. "...temiz hava almak için çıktım yürüyüşe." Utanınca çok şirin oluyordu. Hanma tam uzatmadan gidecekken Y/n "Sen neden bu saatte dışardasın?" "Öyle mahalledekiler çağırdı." "Ahh~ anladım..." "Güzel." Arkasını dönüp gidecekken Y/n el sallayıp arkasından "Görüşürüz Hanma!" Diye bağırdı. Hanma başını çevirip göz ucuyla baktı. Üzerine güneş vuruyordu, bir eli havada diğer eliyle saçını kulağının arkasına koyuyordu. Yüzünde kocaman bir gülümseme vardı ve...kızarmıştı. Hanma dönmeden elini salladı ve yoluna baktı. Y/n'nin güzel o görüntüsü zihninde bir resim gibi kaldı. Kızarmış yanakları, gülümseyişi "Bu kız...bana aşık mı?"

Y/n o yoldan sonra yine bir dönüş yolu olmayan dönüş yoluna saptı ve büyük bir binanın önünde durdu...

~~~~~~
Karakterinizin annesi idolüm arkadaşlar. Umarım beğenmişsinizdir fikirlerinizi benimle paylaşmayı unutmayın. Bu bölüme ortalamadan fazla oy gelirse yarın iki bölüm atacağım. Kendinize iyi bakın ve yeni bölümleri bekleyin♡

Hanma Shuji • SaplantıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin