⊰10⊱

252 27 1
                                    

"Selam~" "Ha~ sen de kimsin?"

Büyük bir binanın önünde durdu. Dışardan pek davetkar gözükmese de kat kat olmak üzere mağzalar vardı. Zemin kattaki yeni açılmış kafeye girdi. İçerdeki tek çalışana, avına kitlendi, temiz oynayacaktı, uzun bacakları iri göğüsleri vardı. Y/n'nin aksine mizacı sertti kızıl küt saçlarını bir şekilde toplamış büyük ihtimal sabah temizliğini yaptıktan sonra yorgun düşmüş ve bir müşteri masasına oturmuştu. "Selam!" Y/n hemen kızın dibine oturdu ve ona kocaman bir gülümseme verdi. Kız haklı olarak geri çekildi. "Ha- Sen de kimsin?" "Şey~ müşteri?" Diye güldü. Müşteriyi güzel ağırlamak onun göreviydi bu sıcak görünüşlü gülümsemeye daha fazla karşı koymadı ve içten güldü. "Afedersin. Aklım başımda değil." "Bir arkadaşım övüp duruyordu. Ben de buraya gelmeden ölürsem yazık olur diye düşündüm." "Ha-ha öyle mi? Peki ne sipariş edeceksin o zaman." "Hadi ama bu kadar soğuk olma~ arkadaşım... Bilirsin ya menüden çok. Kızıl saçlı taş gibi bir kadını övdü." Pof poflanmak kızın hoşuna gitmişti. "Cidden mi? Ah hiç öyle birini farketmemiştim." "Gerçekten! Abarttığını düşünüyordum ama eksiksiz yüceltmiş seni." "Aslında..." Y/n kızı dinlemeyi bıraktı. Eline menüyü alıp uzun süre inceledi. "Sen ne önerirsin-" "Sarah." "Sen ne önerirsin Sarah? Japon olduğunu düşünmüştüm." "Annem yabancı. Islak kek. Buranın ıslak kekleri meşhurdur. Ben yapıyorun." Y/n'nin tüyleri diken diken oldu. Hanma bunun için mi düşkündü bu kadar ıslak keke? Gerçek duygularını belli etmenin sırası değildi. "O zaman 2 dilim ıslak kek ve biraz yeşil çay." "Hemen geliyorum."

Kekleri getirdikten sonra beraber yediler zaten sabahın erken saatlerinde buralar pek işlek değildi. Y/n'nin ağzı iyi laf yapıyordu. Araya yalanlar da sıkıştırarak kızı kendine hayran bıraktı. Zaten kız ilk bakışında iyi görünümünden dolayı hayran kalmaya meyilliydi. "Öyle işte...eee senin erkek arkadaşın var mı?" "Aslına bakarsan ben senin kadar erkekler arasında popiler değilim...ama biri var." "Ahh~ kızım kim bu şanslı adam!" "Adı Hanma. Onunla bir aralar çıktık. Bir kaç hafta sürsede ben bir şansımız daha olabileceğine inanıyorum." "Ha? Hanma mı? Neden ayrıldınız ki?" "Şey... bak gayet hoş biri ama nasıl desem~ romantizmden biraz uzak. Anlarsın ya her kız bir çiçek ister, güzel bir mekanda yemek yemek ya da sevgi göstergesi olarak küçük hediyeler. Hiç değilse bile bir küpe!" Y/n gülümsedi. Paragöz fahişe. "Anlıyorum~ anlıyorum. Romantik olmayan erkekle de bir yerden sonra olunmuyor. Bana sorarsan gerçekten seven kişiler romantik olur. Sadece cinsel aşkmış onun ki." Kız şok oldu bu kadar ağır konuşmasına. Ama haklı olabilir diye düşündü. "Öyle mi düşünüyorsun?" "Tabiki tecrübemle konuşuyorum. Genç erkeklerin çoğu için sadece cinsiyet önemli, onlar için yürüyen vajinadan başka bir şey değiliz." Ve son damla oldu ağzından çıkan bu sözler. Kızın tamamen diliyle etkisi altına almıştı. Kız birden ilişkideki bazı olumsuzlukları söyledi ve Y/n olabilecek en kötümser yorumları yaptı. Kız artık ağlamaya başladı. "Ben gerçekten beni sevdiğini düşünmüştüm. Aptalın tekiyim ondan özür dilemek için buluşmaya çağırdım bir de!" "Ah~ bebeğim. Ağlama. Ne önemi var bunlar geride kalan şeyler önemli olan bundan sonrasına dikkat etmen." Başta güzel ve sert görünümlü o kızı diliyle salya sümük zavallı gibi ağlatmıştı. "Hadi buluşmayı iptal et onun yüzünü daha fazla görmek sana iyi gelmez." "Ha? Olmaz." Y/n bunu duyunca şok oldu bu kadar saat burda boşuna mı dil döktü. "Birazdan burda olur." Tanrı aşkına daha zamanı gelmemişti! "Onunla konuşup tüm nefretimi kusacağım! Bana bir özür borçlu." Y/n buruk bir gülümsemeye büründü. Gözü seğeriyordu. Bu iyi bir haber ama yine de buluşmalarına izin veremezdi. Aceleyle telefonu çıkarttı. Hanma oraya bir kaç metre uzaklıktaydı! Boku yiyecekti. Terlemeye başladı. Hemen sandalyeden kalktı. "YÜRÜ BE KIZIM, BEN SİZİ BÖLMEYEYİM!" Tezgahın diğer tarafına geçti. "Hey nereye daha gelmesine var-"
Kafenin kapı çanı anlık ölüm sessizliği oluşturdu.

Hanma Shuji • SaplantıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin