⊰23⊱

153 19 4
                                    


"BİNGO!" Y/n öne çıkıp kollarını açtı. "Yine de bizi önlemeyeceksin değil mi mikey." Mikey sağına soluna baktı. Kimsenin olaydan anladığı yoktu. Eğer şimdi bir şey derse sadece insanları zarara sokmuş olacaktı. "Kazanınca dondurma ısmarlarsın ama." Y/n sinsi bir gülüş yaptı. "Ismarlarım!"

Kavga sonrası Mikey, Hanma, Kisaki ve Y/n cafede. "Nasıl yere yapıştırdım ama pat pat pat ve bomm." "Kimse dediğinden bir bok anlamıyor." Y/n güldü. "Evet evet...Mikey eee Emma nasıl iyi mi?" Mikey ağzında dondurma kaşığı ile dik dik Y/n'ye baktı. "Yüzsüzün tekisin." Y/n başını çevirdi. "Sikeyim biliyorum vurma yüzüme!" "İstesem de vuramam zaten." Y/n başını kaşıdı... "Evet evet...hazır bir araya gelmişken ben de vurayım yüzüne ama...hangisine vurayım ki?" Etraf birden sessizleşti. "Neyse ne kadar konuşsam da bir şey değişmeyecek...ben yenildim." Y/n başını masaya gömüp derin bir of çekti. "Ne diyor bu?" "Hiç bilmiyorum." Entrikalı hayatından usanıp başını masaya gömerek kurtuluyordu sorunlardan. Başını birden kaldırdı. Masaya para cüzzi bir miktar para atıp ayağa kalktı. "Afiyet olsun beyler. Mikey bir dahakine üvey kardeşini de getir. Hanma? Sen otur biraz daha istersen. Ben eve geçiyorum." "Birden bire noldu?" "Şey midem bulandı biraz." Bunu cidden sağlık sorunu gibi söylerken Mikey'in gözlerine bakıyordu. "Eve geçme bana uğra olur mu?" "Bekle ben de geliyorum. Hasta mısın?"

İkisi öylelikle cafeden çıktı. "Geçmiş olsun Hanma'cığım. Mikey ikinizi de gözden çıkartmış anlaşılan. Yarın bugün atar sizi çeteden." "Saçmalama çetenin büyük bir kısmı bana ait." "Evet evet..."

[Bir kaç gün sonra]

Y/n'nin kütüphanesinde koltukta oturuyorlardı. Y/n'nin elinde hoş bir roman Hanma'nın dizinde yatıyordu. "Çeksen mi acaba elini ayağını çete işlerinden." "Saçmalama. Benim hayatım sokaktan ibaret." "Ben? Benim yerim yok mu hayatının içinde? Sadece sen ve ben bu evde ölene kadar mutlu olabiliriz? Biz iki kardeşiz yani payıma çok büyük bir miras düşüyor. Ben şirketin başına geçerim. Sen eve bakarsın. Ben ikimize de bakarım!" Hanma derin bir oof çekti. "Cidden bir serserilik yapabiliyorum zaten onu da kıskan." Y/n tekrar durgunlaşıp kitabını okudu "Ölmesen iyi olur o zaman." "Ben herkesi gömerim dert etme." Y/n kitabı kapayıp derin bir of çekti. "Kaç kişi gömdün ki?" Hanma konu ciddileşince kaşlarını çatıp anlamlandırmaya çalıştı. Y/n Hanma'nın göğüslerine başını yasladı "Serserilik için her gece bırakıyorsun beni. Sana doyamıyorum. Sürekli istiyorum. Aldıkça daha çok ve daha çok. Bu kalp atışları~ sanki tüm günahlarımı affediyor ve bana cenneti sunuyor." Kollarını sardı. "Ölene kadar dinleyebilmek istiyorum." Hanma bir elini Y/n'nin başına koyup diğer elini ona sardı. "Hak etmiyorum bu kadar sevme beni." Y/n başını kaldırdıp dudaklarına bir öpücük kondurdu. "Evet biliyorum. Beni endişelendiren şey de bu." Hanma bu cevabı beklemiyordu. "Sen hiç geceleri ölü insanların seslerini dinlemedin sonuçta. Sürekli bir huzursuzluk var içimde. Yakalanma korkusu. Ölüm korkusu. Bu neden böyle bilmiyorum?" Y/n Hanma'nın kollarından sıyrılıp kitabı kitaplığa koydu. "Ama senin yanındayken içimdeki tüm kötü hissi unutuyorum. Nasıl desem... sanki tanrının benim için yaptığı bir sakinleştirici gibisin." "Ben uyuşturucuya benzetmiştim." Y/n Hanma'ya güldü. "Hayır uyuşturucudan daha iyisin." Hanma şaşırdı "Kullandın mı!" "Baya geçti üstünden." "Vay anasını." Arkasından yaklaşıp Hanma'nın omuzuna ellerini sardı. "Senin büyük bir sevinçle dinlediğin sevgim, karşılıksız. İşte bahsettiğim üzücü kısım bura. Saklamaya gerek yok ikimiz de biliyoruz. Asla beni benim sevdiğim kadar sevmeyeceksin. Senin için sadece gençlik aşklarından biri olarak kalacağım." Hanma sinirlendi ve elini tuttu "Ne saçmalıyorsun!" "Benim bu doyumsuzluğuma karşın sen elbet bir gün bana doyacaksın. O günün gelmesinden çok korkuyorum." Hanma derin bir of çekti "Yine saplantılı gibi konuşuyorsun. Böyle olmayacağını söylemiştin." "Ah...evet, afedersin." Sonrasında odayı bir sessizlik kapladı. Y/n odadan çıkarken "Bugün burada kal." Dedi. Hanma derin bir of çekti. Burada kalma olayı bir seçenek değil bir emirdi. Kalmayacağını söylediği zaman işler büyüyor ve kavga çıkıyordu. Hanma göz ucuyla kapıya baktı. "Öyle dememeliydim."

Y/n aşşağı inerken merdivenlerde terliğinin sesleri yankılandı. "Michail, Hanma yine gitmek isteyebilir salma."

~~~~~~~~
Dün atacaktım bunu iyi ki sabahtan aklıma geldi. Umarım sevmişsinizdir kendinize iyi bakın

Hanma Shuji • SaplantıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin