ภє๔єภ?

145 10 4
                                    

Soğuk,toprağın beyaz pamuklara gömüldüğü bir kışın ortasıydı.

Ağaçlardan sıyrılan kar parçaları özgürce yere iniyor,karların arasındaki onlarca zavallı hayvan sesini duyurabilmek için çığlık çığlığa bağırıyordu.

Görünüş olarak biraz olsa bile Türkiye'yi andıran delikanlı,asker uniformasından akan kanı can haliyle durdurmaya çalışıyordu.

O sırada bir gölge göründü,sakin sakin ilerledi,uzun zaman geçmeden yerde yatan ülkenin yanına geldi.

Zafer edasıyla sırıttı,serseri bir sırıtıştı bu ,kemerinde tuttuğu Sovyetlerden kalma silahı kabzasından kavradı,oğlanın pak alnına doğrulttu;

"Kaçacak bir yerin yok,Ադրբեջան."

"Pes et ya da burada geber."

"Asla."

"Yurdumdan bir karış toprak alman için,ilk önce cesedimi çiğnemen gerekir."

"O zaman keyifle çiğneyeceğim."Dedi Ermeni Adam,kulaklarına varan sinir bozucu gülümsemesiyle.

Silahı Azerbaycan'a daha da yakınlaştırdı,yıpranmış tetiğin ucuna tam basacaktı ki,bir şey yıldırım hızında ülkeyi tuttuğu gibi aldı götürdü onu.

Ermenistan daha ne olduğunu anlayamadan oğlanı kapan gölgemsi şeyi süzdü,yapabildiği en hızlı koşuşuyla o şeyi yakalamaya çalıştı.(Ermenistan'ın özel gücü:Çok hızlı koşabilir.)

Lakin sonradan o gölge havalanmaya başladı,yerde ona melun melun bakan ülke ise uzun süre boyunca öylesine gözlerini dikti,kaçırdığı kesinleşince argo
birkaç sözcük söyledi,uzaklaştı.

Daha belki bilmediği,tanımadığı bir şey onu alıp götürüyordu şuan,nereye gittiğini bilmiyordu,onun kim olduğunu da bilmiyordu,sadece bu koku ona bir yerden tanıdık geliyordu,adamın omzuna kafasını dayadı,bilinci kapandı.

--

"Neredeyim ben?"Diyebildi sadece.O anda kalktı ve kendisinin ince dışı işlemeli bir yorganda yattığını farketti.

Etrafına bakındı,büyük geniş bir mağaranın içerisindeydi,yanındaki ince ince yanan ateşin kör dumanı her yeri kuşatmışa benziyordu.

"Sonunda uyandın Kardeş!"Dedi o sırada bir ses zevkle.Kafasına eski,vişne çürüğü rengindeki bir fes takmış,Anadolu kültürüyle bezenmiş çinili bir yelek giymişti.

Sanki hiçbir şey olmamış gibi davrandı Türkiye,kardeşinin yanına oturdu,cebinden rengi pamuk şekere yakın olan bir lokum çıkarttı.

"İster misin?Aç olmalısın,sana yemek hazırlayayım mı?"

Azerbaycan uzun süre baktı kardeşine,sonra ise guruldamakta olan karnını yokladı,başını şiddetle salladı.

Ondan sonra aralarında pek konuşma olmadı,Türkiye delikanlının sevdiği bir yiyecek olan tavuklu pilavı pişirdi,önüne sundu.

Yemeği gören Azer ise,elleri titreyerek olabildiğince hızlı biçimde tabakta bir pirinç tanesi bile kalmayana bitirdi.

O kadar hızlı yemişti ki,hem kardeşi,hatta kendisi bile şaşırmıştı bu kadar hızlı yediğine.Genellikle yavaş yerdi çünkü,her sofraya oturduğunda yiyecekleri lokma lokma ağzına atar,kibarlığını bozmazdı.

•ᴡᴏʀʟᴅ'ꜱ ꜱᴛᴏʀɪᴇꜱ•(ᴄʜ) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin