Ülkeler insanlar tarafından kurulmuş yaratıklardır.
İlk başta kurulma amaçları bir kabileyi birleştirmek olan ülkeler,zaman geçtikçe insanların çıkarlarına hizmet eder olmuştur.
Gözleri moru andıran,örgülü saçlı,ince belli,yanakları hafif tombul,üstünde beyaz çarşaf olan genç ülke,ne olduğunu ve kim olduğunu bilmeden uyandı hamaktan.
Ellerine ve vücuduna baktı,uzun süre boyunca kendisini izledi,orada kendisinden başka birisi olmadığı için tek canlının o olduğunu düşündü.
Sonra ise kalktı hamaktan,hamağın bağlandığı ceviz ağaçlarını inceledi birazda.
Uzun bir zaman geçmeden sonra,siyah saçlı,uzun omuzlu,aynı ülke gibi giyinen bir kadın girdi odaya.
Onun geldiğini gören ülke,korktu,o varlığın ona zarar mı yarar mı vereceğini bilmiyordu,uzaklaşmak istedi.
Kadın ise yüzüne anne şefkati bir ifade takındı,gencin yanına gelmesi için işaret yaptı.
Nedense o an bir şey oldu,Akad hiç tanımadığı Kadına karşı bir içtenlik hissetti ve kadının mücehverle dolu elini sımsıkı tuttu.
Uzun bir süre boyunca,kadın genci elinde sürekmekle geçirdi.Onu insanların yaygın olduğu sokakları,taştan yapılmış binaları,köleleri,soyluları gösterdi.
Ülke ise bir tepki vermemişti,herhangi bir dili yoktu,o insanların konuştukları şeylerden anlamıyordu,tek bildiği şey o kadının o toplumun parçası olmasıydı.
En sonunda bitmek bilmeyen gezileri bitti,çocukların ve Ebevyenlerin çoğunlukta olduğu,içinde gösteriş amaçlı çalılıkların,üzüm salkımlarının olduğu taştan yapılma bir avluya geldiler.
Kadın,etrafa bakınan gence baktı,Ona burada beklemesini gösteren bir işaret yaptı,kızın elini bıraktığı gibi gözden kayboldu.
Ülke ise bulduğu ilk zemine oturdu.Zeminin dondurucu bir soğukluğu vardı.
Teni siyah,gözleri yeşil,kısa saçlı bir erkek,ondan boyca ve yaşça büyük annesine ve babasına sarılmış,gözlerinden boncuk boncuk yaşlar gelerek haykırıyordu;
"Anneciğim,babacığım!"
Yeni kelime öğrenmişti ülke.Uzun bir süre boyunca tekrar etti onları;
"Anneciğim,babacığım!"
Bu kelimelerin anlamından habersizdi lâkin eğer bir insan kullandıysa önemli olmalıydı!
Bu öğrendiği yeni şeyi kadına göstermek için sabırsızlanıyordu,onun tepkisini merak ediyordu,belki kadın onla gurur duyardı.
--
2 Saat SonraZemine yayılmış bir şekilde uyuyakalmıştı.Yabancı olmayan bir elin onu dürtmesiyle kalkmıştı.
Olduğu yerden doğruldu ve kadının elini sımsıkı tutup,kelimesini söylemeye başladı;
"Anneciğim,babacığım!"
"Anneciğim,babacığım!"
Kadın sırıttı,ülkenin bu kelimeleri nerden öğrendiği hakkında bir bilgisi yoktu fakat hoşuna gitmişti.
İnsanın mutlu olduğunu gören ülke ise sevinçle zıpladı,kadını takip etti..
--
Halk,kraliçenin elindeki onlardan farklı bir tene,görüşe sahip olan çocukla çıka geldiğini görünce sevinçle ve memmuniyetle karşıladı onu.Halkın içindeki birçok kişi ülkeyi görünce büyülenmişti,hatta bazıları onun Tanrı olduğunu düşünmüş,ona içten içe tapmaya çalışmıştı.
"Sakin olun,Yüce Akad Halkı."Dedi kadın gururla ve elindeki çocuğu gösterdi topluluğa.
"O artık yeni liderimiz!"
"Ona biat edin!"
Kraliçelerin emrini duyan halk,hüngür hüngür ağlamaya ve bağlılıklarını göstermek için ceplerinde ne değerli bir şey varsa,ülkenin karşısına atmaya,ellerini göğe açıp,kendi dinlerince dua etmeye başladı.
Bu bağlılık şovu bittiğinde ise onları şaşkın şaşkın süzen ülkelerine baktılar,tek bir ağızdan söylenmeye başladılar;
"Efendimiz!Bize bir yol göster,bir şeyler söyle!"
Ülke onlara bakmaya devam etti.
Halk ülkenin bir şey söylemediğini görünce daha da ağladılar ve onların üzüldüğünü gören ülke de üzüldü.
Fakat o anda aklına akıllıca bir fikir geldi.Daha az önce o iki kelimeyi söyleyince kadın mutlu olmuştu,belki bir daha söylerse onları mutlu edebilirdi!
"Anneciğim?"Dedi ilk başta ince sesiyle.
Ona bakan halk ise,gözyaşlarını saniyeler içinde sildi,katıla katıla gülmeye başladılar.
Ülke mutlu oldu çünkü zaten amacı onları mutlu etmekti sonra biraz daha yüksek sesle;
"Babacığım!"Dedi.
Bunu işiten halk ise daha da güldü,Kraliçelerinin durmadan övgüyle anlattığı yaratığın bu tür gülünç olacağına inanamamışlardı.
Kadın ise rezilliğin verdiği utançla kıpkırmızı kesilmişti,yerinden hareket edemiyordu,karşı bir şey söyleyemiyordu.
O sırada Kraliçenin tam arkasında duran vezir kısık sesle konuştu;
"Efendim,onu halka göstermeden önce kelime öğretseniz olmaz mıydı?"
--
Akad İmparatorluğu:KadınKelime:597