Headcanon:Her ülkenin bir özel gücü vardır.(İstisna ülkeler dışında)
Batı Almanya'nın gücü aynı kargalar gibi uçabilmek ve üstün zeka iken,Doğu Almanya'nın gücü ise taklacı beyaz güvercinler gibi kanatları olup,vücudunun esnek olmasıdır.--
Dışarıdaki kıyamet,göklerden inen su damlaları ile kapanıyor,yağmur tüm şiddetiyle birbiri ile savaşan asker sürüsünün üstüne yağıyordu.
Sokağın en köşesindeki,kargaşadan uzak No:40 adlı ev ise,her şeye rağmen görkemini koruyor,üstüne hırçınca gelen damlaları kaygan çatısı aracıyla yere fırlatıyordu.
Bu ev,Nazi Almanya'sının çocuklarının yaşaması için kurulmuş bir evdi.
Evde her türlü ekipman vardı: sınırsız yiyecekler,büyük odalar,havalı oyuncaklar,hatta evin bir tiyatro salonu bile vardı.
Evde her şey olabilirdi fakat evde tek şey yoktu: Aile.
Doğu Almanya ve Batı Almanya yıllardır buraya hapsolmuşlar,dışarıya çıkamamışlardı,babalarını az görmüşler,en kötüsü ise sevgisiz büyümüşlerdi.
Lakin şuan daha önemli bir şey vardı,zavallı Doğu'nun ateşi çıkmış,ateşine dayanamayıp kısa süre içinde fenalaşmıştı.
Batı ise korkuyla kardeşine bakıyor,hiç bir şey bilmeyen çocuk aklıyla,kardeşini hayata bağlamaya çalışıyordu.
Ne yazıkki Doğu ağır derece hastaydı,bu tür ateşleri her zaman çıkardı,bunun yüzünden eve ikide bir doktor uğrar,tonlarca ilaç yazardı.
Ne yazıkki durum şuan daha kötüydü.
Batı Almanya kardeşini hiç böyle görmemişti,kardeşinin kuru ağzından köpük köpük şeyler akıyor,(Midenizi bulandırdıysam kusuruma bakmayın) Ölüyormuşçasına döşekte debeleniyordu.
Batı'nın ise yapabileceği bir şey yoktu,babası şuan savaştaydı,yapabileceği tek şey kardeşinin durmadan içtiği ilaçlardan ona içirmekti.
Titriye titriye mutfağa koşan Batı,ne ilaç bulduysa eline şıkıştırdı,sonra tekrar döşeğe gidip,dengesiz bir şekilde kaptığı ilaçları kardeşine içirdi.
Ne yazıkki Doğu daha da kötüleşti,acıdan uzun bir süre çığlık attı,en sonunda dayanamadı,bayıldı.
İşte o bayılma Batı'nın bardağını taşıran son damla olmuştu.
Artık dayanamayan çocuk,büyük siyah kanatlarını açabildiği kadar açtı,o anki hırsıyla koskoca kardeşini kanatlarının arasına aldı,kardeşine ve kendisine sarı bir palto geçirip,tüm hızıyla kapıya uçarcasına koştu.
Ahşap kapıyı sinirle açtı,kafasına boşalan yağmura aldırmayarak,ıslak zeminde yürüdü,o sırada gözleri babasını aramaya başladı.
"Papa! Papa!"
"Ostdeutschland ist krank!"Diye bağırmaya devam etti.Her bağırdığında bir ses telinin koptuğunu hissediyor,buna rağmen devam ediyordu.
Lakin onu kimse duymuyordu.
İnsanlar öldürmeye,katletmeye,savaşa o kadar odaklanmışlardı ki, sokağın ortasında duran zavallı çocuğu görmüyorlar,ellerindeki silahlardan akan mermileri insafsızca savuruyorlardı.
O sırada kimden geldiği bilinmeyen bir mermi,çığlık atan ülkenin kanadının ucunu deldi,oğlan daha ne olduğunu anlamadan kendini yerde buldu.
Ama kan akmasına rağmen umursamadı,havada uçuşan mermilerin arasından geçerek bağırmaya devam etti;
"Hilfe!Hilfe!"
Bir süre sonra o kadar bağırmıştı ki,konuşamaz hale gelmişti,kanatlarında uyuyan kardeşini daha da sararak koşturdu,koluna bacağına gelen mermilerin acısını kendi içinde dindirerek,karşıdaki köprü altına saklandı.
Burası çevrenin savaş olmadığı nadir yeriydi,sesler hala vardı,kan ortalığı götürüyordu fakat ortada asker olmadığı için Batı'nın azda olsa kafası rahatladı.
O an gelen rahatlama ile birlikte,onun zayıf vücudunu delen mermileri farketti,onların verdiği acı ile birlikte ağlayarak inlemeye başladı.
Gözleri yavaş yavaş kapanıyordu,görebildiği tek şey karşıdaki boş kutuyu kendine ev edinmiş siyah sokak kedisiydi,kediyle uzun süre bakıştılar,sanki birbirlerini anlıyor gibiydiler,kedinin ona şunu dediğini duyar gibiydi;
"Kalk,kardeşini koru.Babanı bul.Her şey yoluna girecek."
"Kalk,kardeşini koru.Babanı bul.Her şey yoluna girecek."
"Kalk,kardeşini koru.Babanı bul.Her şey yoluna girecek."
Ne bahtsızlıktır ki,çocuk bu söze uygun davranamadı,yere yığıldı.
--
Batı Almanya:Erkek
Doğu Almanya:Erkek
Nazi Almanyası:ErkekKelime:555
Not:Nabersiniz?Nasıl gidiyor?Bu arada bu bölüme eğer 8 oy gelirse,devam edeceğim.(Bu hikayeye)