"Günaydın canım, bugünümün güzel geçmesini istiyorum o yüzden işlerimi halletmeden önce senin o güzel sesini duymak istedim."
"Ne istiyorsun Harry?"
Telefondan gelen oflama sesine karşılık gözlerimi devirdim. Kahvaltımı yeni yapmış ve mutfağı toparlıyorken Harry'den gelen aramayı yanıtlamıştım, sabahın 8'inde beni aramasında kesinlikle bir halt vardı.
"Tamam ya. Bugün benim yerime bara bakabilir misin?"
Telefonu açarken bunu soracağını biliyordum aslında, son bir haftadır üç dört kere falan bara onun yerine ben bakmıştım.
"Üzgünüm Harry, bugün olmaz. İş bulmam gerekiyor, biliyorsun."
"Bak, son günlerde senden çok iyilik istediğimin farkındayım. Bugün de geçsin, seni iş görüşmelerine kendim götüreceğim tamam mı? N'olur Adele?"
"Niall nerede? Hala gelmedi mi?"
"Hayır, gelmiş olsa barı direkt ona bırakırdım biliyorsun. Hala İrlanda'dan dönemedi. Lütfen Adelee?"
İsmimi kendince şirin olduğunu düşündüğü ses tonuyla uzatarak söylemesine karşın tebessüm etsem de onu sinir etmek için telefona öfleyerek barı açacağımı söyledim. Ne işi olduğunu bilmiyordum ancak her şeyi hallettikten sonra bana güzel bir yemek ısmarlasa iyi ederdi.
İş görüşmesine gideceğim yerin sekreterine hızlıca rahatsız olduğuma dair bir mail attıktan sonra bulaşıkları makineye koyup dolabıma gittim. Görüşme için ayarladığım formal giysileri düzgünce dolabıma asıp kendimce barmen kız kombinimi giydim.
Neyseki görüşmeyi yapacağım şirketin pr takımındaki birkaç kişiyle daha önceden tanışmıştım ve nitelikli bir çalışan olduğumu biliyorlardı, ayrıca çok büyük bir şirket değillerdi, yayımladıkları dergi üç ay kadar önce çıkmıştı ve ekiplerine kaliteli yazarlar ekleyip sektörde tutunmaya çalışıyorlardı; bu yüzden görüşmenin ertelenmesini talep etmemi sıkıntı etmeyeceklerini umuyordum.
Evi son kez kontrol ettikten sonra Zeppelin'e doğru yürümeye başladım. Güneş doğalı birkaç saat olsa da bugün hava oldukça bulutluydu ve normalde öten kuş seslerinin yerine sadece kargaların sesi çıkıyordu. Evim merkeze bir tık uzak olduğu için buralardaki sokaklar şu anlık bomboştu.
Apartmanımızın bulunduğu sokaktan henüz çıkmamışken üst komşum, ayrıca ev sahibim olan Bay Grant'ın pencereden çıktığını görünce ceketimin kapüşonunu geçirdim ve adımlarımı hızlandırdım. Bu ayın kirası yaklaşıyordu ve üç haftadır işsiz olduğum için banka hesabımdaki bin pound dışında bir birikimim kalmamıştı, kirayı nasıl ödeyeceğimi bilemiyordum.
Maddi sıkıntılarımı nasıl karşılayacağımı düşünerek geçirdiğim yolda Zeppelin ve kapının önündeki Harry'i görünce durdum. Harry tek kolunu bana dolayıp yanağımı öptükten sonra elindeki anahtarı bana uzattı.
"Teşekkür ederim güzelim. En geç 8-9 gibi geleceğim."
Kıvırcık saçlarını bilerek dağıttım, bunu yapmama hep sinir oluyordu. "Umarım saçma sapan işler peşinde değilsindir Harry. Tüm bu meşguliyetin bittikten sonra bana güzel bir yemek ısmarlamanı ve neyle uğraştığını açıklamanı bekliyorum."
Cıklayarak saçlarındaki elimi ittikten sonra yüzüklü parmaklarıyla buklelerini düzeltti. "Söz veriyorum, şu işlerimi halledeyim, seni Londra'nın en güzel restoranına götüreceğim. Artık gitmem gerekiyor, iyi eğlenceler."
Yanağıma sulu bir öpücük bıraktıktan sonra kaldırım kenarına park ettiği arabasına binip hızla uzaklaştı. Ben de bu sırada siyah demir kapıyı açıp içeri girdim. Tanrıya şükür bar geçen günkü kadar pis ve dağınık değildi. Tezgahın arkasına geçip Harry'nin hiçbir zaman takmadığı önlüğü üzerime bağladıktan sonra güneşlikleri açıp etrafı biraz toparlamaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
golden • zm
FanfictionEn yakın arkadaşı Harry'nin yediği haltlar, Adele'in yolunun Zayn Malik ile kesişmesini sağlayacaktır. • the choices we make change the path that we take, but i know that somewhere out there there's a path that we chose there's a life that we share...