12 | Slow Hands

271 15 1
                                    

"Seninle gurur duyuyorum!" Bardağımı kaldırıp çığlık atarken Niall'a sarıldım. Şarkısı sonunda çıkmıştı ve anlaştığı şirket sayesinde tam olarak birkaç saat önce Selena Gomez'in konserinde o gelmeden önce çıkıp Slow Hands'i söylemiş ve çok büyük bir alkış yağmuruna tutulmuştu.

Harry kalmak istese de açıkçası hiçbirimiz doğru düzgün Selena Gomez şarkısı bilmediği ve bir an önce kutlama yapmak istediğimiz için en yakındaki bara gelip kendimizi içmeye vermiştik.

Şimdi son bardaklarımızı içiyorduk ve birazdan Niall'a olan sürprizimizi gerçekleştirmek üzere dışarı çıkacaktık.

"Kanka ünlü olursan beni unutma tamam mı?" Harry gülerek Niall'a sarıldığında Niall mütevazı bir şekilde ünlü olmayacağına dair bir şeyler söyledi.

Aslında ilk başta aklımızda sadece Steph, Harry, ben, Niall ve Niall'ın şarkıyı kaydetme sürecinde samimileştiği birkaç arkadaşıyla takılmak vardı ancak Harry içindeki extraovert parti düşkününü çıkarıp Zeppelin'de Niall'a süpriz bir parti hazırlama fikrini öne sürmüştü. Gayet eğlenceli bir fikir olduğu için ben de kabul etmiştim.

Harry "Bu tur benden." deyip hesabı ödemeye kalkınca biz de yavaş yavaş hazırlandık. En azından ben hazırlandığımızı sanıyordum. Ceketimi giyip Niall ve Stephanie'ye dönünce birbirlerinin yüzünü emmekle meşgul olduklarını görüp hesabı ödeyen Harry'nin yanına geçmiştim.

"Zeppelin'e nasıl uğrayacağımıza karar verdin mi?"

Kredi kartını pos cihazına okutturken cevap verdi. "Yol üzerinde barda unuttuğum bir şeyi hatırlamış gibi yapacağım. Herkes orada bekliyor zaten şu an, girer girmez konfetileri patlatacaklar." O hesabı ödedikten sonra Niall ve Steph'in yanına döndük.

"Arabayı sürmekte emin misin?"

"Sadece bir bardak içtim, Adele. Diğer içecekler alkolsüzdü. Kendi barım varken milletin kokteylini içecek değilim zaten." deyip güldü. En azından arada aklı çalışıyordu.

Hep beraber arabaya geçtik. Niall önde oturduğu için Steph ve ben arka tarafa yan yana geçmiştik. Onlar aralarında bir şeyler konuşurken ara ara bildirim olup olmadığına bakmak için telefonumu kontrol ediyordum.

"Hala dönmedi mi?"

Gülümseyerek bana bakan Steph'e kafamı salladım. Zayn üç gün önce Almanya'ya gitmişti. Ne işi olduğunu tam olarak bilmiyordum ancak şu an beni de yanında gitmem için davet ettiğinde reddetmiş olmamdan pişmandım, bir tık. Hem birlikte bir yerlerde kalmak için çok erken olduğunu, hem de iş aramam gerektiğini düşünerek kendi içimde burada kalmanın mantıklı olacağını söylemiştim ancak her ne kadar telefondan görüşüyor olsak da onu şimdiden çok özlemiştim.

İş arama kısmına geldiğimizde ise, birkaç şirkete başvurmuş, mülakatlara katılmıştım ve şu an cevap bekliyordum. Çoğu dergi şu an sezon ortasında olduğu için işe alım yapmaları çok da alışıldık bir şey değildi ve yeni sezona kadar iş bulamazsam nasıl geçineceğimi gerçekten bilemiyordum. Geçen gün Harry ciddi ciddi bana üç kişi birlikte yaşarsak daha az kira ödemenin yükümü hafifleteceğini söylemişti.

"Gençler. Benim barda şarj kablomu unutmuşum yol üstünde zaten iki dakika uğrasak olur mu?"

Hemen Harry'nin sorduğu soruya atlayıp hiç bir sıkıntı olmayacağını söyleyerek güldüm. Niall da sürprizimizi biraz çakmıştı zaten.

Harry bara doğru çekerken telefonumdan gelen bildirim sesiyle hemen telefonu açtım.

Zayn:

golden • zmHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin