Selamlar. Oy ve yorumlarınızı eksik etmezseniz çok mutlu olurum! Umarım bölümü beğenirsiniz ❤
¤
Zayn ile röportajı kaydettiğimiz ve Harry'nin başına onun için travmatik sayılacak olayın geldiği günün üzerinden bir buçuk hafta geçmişti, geçen hafta her gün eğlenmem ve romantik hayatımın alevlenmesine karşın, sanki bu hafta Harry ile Niall gelip o ateşin üstüne bir kova su boşalttıktan sonra kendileri de çekip gitmiş gibiydi.
Evet, tam olarak böyle.
Yattığım kanepede biraz gerinip sabahlığımın önünü gevşettim, tüm vücudum yatmaktan ağrıyordu.
Geçen haftaki hadiseden sonra Harry artık gece hayatına ve alkole bir son verir diye düşünmüştük ancak bunun aksine Harry'nin sabahları da içmeye başlamasıyla birlikte ona bir müdahale etkinliği yapmaya karar vermiştik Niall ile.
Salı günü Zayn yurt dışına çıkmış, Çarşamba günü Harry ile alkoliklik üzerine konuşmuştuk.
Bugünse Cumartesi idi, Zayn günlerdir ülkeye dönmemişti, Niall albüm çalışmaları için kendini stüdyoya kapatmış, Harry ise bize sinirli olduğu için konuşmama kararı almıştı. Ben ise GQ'daki yeni işime başladığım için akşam vakitleri hariç evde bulunamıyordum, ofisten beşte çıkıyorduk ancak havadan dolayı ben çıktıktan kısa bir süre sonra Güneş batıyordu. Yeni işimden memnun olsam da Zayn ile Niall'ın ofise gönderdiği çiçekler dışında hiçbir şekilde tebrik edilmemiş, üçünün de hayatlarındaki yoğunluk yüzünden hala kutlama yemeğine çıkartılmamıştım.
Hayatımdaki üç erkekten de ilgi göremediğim için huysuzdum yani! Şımartılmak istiyordum!
Ayrıca Harry'nin davranışları garipleşmeye başlamıştı. İlk başta bunun onunla alkol hakkında konuşmamızdan dolayı olduğunu düşünmüştüm ancak farklı bir şeyler var gibiydi.
Dürüst olmak gerekirse, hafta içi beyaz yakalı olmaya tekrardan alışmaya çalışırken mental olarak yorulmuş, uzun süredir sadece aynı üç insanı gördükten sonra şirkette bir sürü insanla sosyalleşmek bünyeme ağır gelmişti ve Harry'deki garipliği sezsem dahi bununla pek ilgilenmemiştim. Bugün bunu halletmeyi planlıyordum.
Kanepede daha da gerinerek rahatsızlıkla televizyonu kapayıp kahvaltı tepsimi mutfağa bıraktıktan sonra etrafı toparlamaya başladım. Salı günü kendi evimden çıkıp Harry ile Niall'ın yanına taşınmıştım ve bunun pişmanlığını duymaktaydım.
İkisi de çok dağınıktı ve özellikle bu aralar yoğun süreçlerden geçtikleri için çıkardıkları pisliği temizlemeye tenezzül bile etmeden çekip gidiyorlardı. Ben makinedeki temiz bulaşıkları yerine diziyorken Harry mutfağa girdi, henüz kahvaltı yapmamış olmasına rağmen bu saatte dolaptan bira çıkardığını görünce ona ters bir bakış attım. Kavga edecektik.
"Hayattaki yeni hedefin 27 yaşında ayyaş olmak sanırım?"
Birasını açacakken bana dönüp oflayarak gözlerini devirdi. "Sevgilin seni yalnız bırakınca bana mı sardın?"
Bu dediği şey cevap verebilmiş olmak için söylenen bir şeyden başkası değildi. Hayatımda birileri olsun olmasın ona her zaman vakit ayırıyorum ve bunu reddedemez. Söyleme amacını bilsem dahi sırf bunu söyleyebilmiş olduğu için sinirlenmiştim. Beni önemsemeden birayı açıp dudaklarına doğru götürdüğünde vücudumun sinirden gerildiğini hissettim, şişeden yudum almasına izin vermeden yanına yaklaşıp şişeyi ellerinin arasından çekerek içindeki birayı lavaboya döktüm.
Beni önemsemeden dolaptan bir tane daha bira çıkardığında bir şey demeden yine aynısını yaptım. "Biralar bitene kadar bu hareketi tekrarlayacağım biliyorsun değil mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
golden • zm
FanfictionEn yakın arkadaşı Harry'nin yediği haltlar, Adele'in yolunun Zayn Malik ile kesişmesini sağlayacaktır. • the choices we make change the path that we take, but i know that somewhere out there there's a path that we chose there's a life that we share...