5.BÖLÜM

277 13 1
                                    

Gece yarısının derin sessizliği keskin bir çığlıkla bozuldu. Kuron kendisini oldukça etkileyen rüyadan terler içerisinde uyanırken bu şiddetli ses, aynı ranzayı paylaştığı Thrym' in uyanmasına ve de neler olduğunu idrak edemeden zemine serilmesine neden olmuştu. Kısa zaman önce gerçekleşen olaylardan sonra, Kuron'un eğitmenleri şehirdeki en yüksek potansiyele sahip Thrym'in birsüre ona eşlik etmesine karar vermişlerdi. Zeminden kalkarken bedenini esnetmeye çalışan Thrym "Lanet olsun, Kuron!" diye söylendi. Yeni oda arkadaşını hareketsiz olduğunu farkettiğinde henüz görmüş olduğu rüyanın etkisinden kurtulamayan Kuron'u sarstı.

"Hey, ne oldu? Bir sorun mu var?"

"Bilmiyorum. Dün yaşadıklarım bilinçaltımı ele geçirmiş olmalı. Oldukça tuhaf bir rüya gördüm."

"Kalsten' in söyledikleri ile ilgiliyse eğer gereksiz bir hareket. Seni başkentten gönderemezler."

Seramoni' de herkesi dehşete sürükleyen doktor, bedenindeki Eter varlığının yok olduğunu söylemişti. Kuron yaşadığı korkuyla mücadele etmeye çalışırken Kalsten "Vücudunda Eter bulunmayan kimsenin burada kalma hakkı da yok." demişti ve onu düşündüren de buydu.

"Hayır, bu çok daha eşsiz bir rüyaydı. Zeminde kızgın lavların ve gökyüzünde süzülen adaların bulunduğu bir yerdeydim. Renkler öyle canlıydı ki geçen zaman boyunca gerçekten orada olduğumu düşünmüş olmalıyım. Çevreyi incelerken bir şeyin varlığını hissettim. Birkaç metre ötede güzelliği tarif edilemeyecek bir kız vardı, bir Elyo. Kırmızı saçları beyaz savaş kıyafeti ile tezatlık içerisinde mükemmel bir uyum oluşturuyordu. İnce parmakları altın uçlu beyaz bir mızrağı sarmıştı. Vücudumun her köşesi adeta yanıyor ve ona karşı karşı konulamayacak bir çekim hissediyordum. Bu çekim, kızın yakınında bulunma arzusunu tetikledi ve yürümeye başladım. Aynı duyguyu o da yaşıyor gibiydi. İfadesiz yüzüyle aramızdaki mesafeyi azaltmama yardım etmeye başladı. O da yürürken adımlarım yavaşlamıştı. Ancak kız hafifçe duraklayarak başını sola doğru çevirdi, parlak kırmızı saçları sert rüzgarla dalgalanıyordu. Bakışlarım onunkileri takip ettiğinde o yaratığı gördüm. Büyük, şekilsiz bir başı ve pullu derisi vardı. Düşman olduğunu düşündüm, her ikimiz için de.. Ona karşı hissettiklerim sebepsiz olamazdı bu yüzden düşünmeden harekete geçtim. Saniyeler içerisinde yaratık ile kızın arasında bariyer oluşturdum ve kılıcımla düşmanın saldırısını savuşturdum."

Kuron rüyasını anlatmayı bitirdiğinde beklentiyle Thrym'e bakıyordu. Thrym şaşırarak "İlk olarak, o yer Abyss olabilir. İkinci olarak görmüş olduğun yaratık yüksek ihtimalle bir Balaur." dedi.

"Bunları ben de tahmin edebilmiştim."

"Üçüncü olarak ise, kim bu kız?" diye sordu imalı bir şekilde.

"Hiçbir bilgim yok. Ama gördüğüm en güzel kızlardan biriydi, belki de en güzeli."

"Hey, her ne olursa olsun o bir Elyo. Karşına bir Elyo çıkarsa onu, merhamet göstermeden öldürmen gerektiğini biliyorsun. Bu lanetli topraklarda, lanetli bedenlerin içerisinde yaşamamızın tek sebebi onlar." dedi Thrym ve ranzanın üst katına çıkarak tekrar yatağına yayıldı.

"Bu düşünce benim inançlarıma oldukça ters Thrym. Bir savaşta her iki tarafta suçludur. Haklı olanlar her zaman ve sadece barışı isteyenlerdir." dedi Kuron.

Thrym sessiz kaldı. Uyumuş olabilirdi, belki de yorum yapmak istemiyordu. Kuron düşünmemeyi seçerek yatağına geçti ve deliksiz bir uykuya daldı.

                                  ***

Uyandığında güneşin doğmuş olduğunu ve Thrym çoktan hazırlandığını gördü. Göz kapaklarını birbirinden ayırmaya çalışırken "Sonunda uyanabildin barış aşığı şapşal. Hızlı hazırlan da kahvaltıya yetişelim." dedi Thrym.

AION: Siyah ve BeyazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin