"... Asmodiyerler ve Balaurlar Elysea' nın tanımlanan en büyük düşmanlarıdır. Bütün bu bilgilerin ışığında unutmamanız gereken en önemli olgu düşman ile karşılaştığınızda eğer hakkında yeterli bilgiye sahip değilseniz onunla savaşmaya çalışmak intihar etmekten farksızdır. Asmodiyerleri Elyo ırkından ayıran en önemli özellikleri siyah kanatları, soğuk ten renkleri, ellerindeki ve ayaklarındaki pençeleridir. Ayrıca Asmodiyerlerin 1. ve ya 15. omurundan başlayaran kuyrukları vardır..."
Tinah rüyasındaki Asmodiyer'in görünüşünü, zihninde canlandırdığını farkettiğinde birkaç saniye için duraksadı. Düşmanı olmasına rağmen kendisine saldırmamış; hatta onu, dehşet verici Balaurdan kurtarmıştı. Elbette ki rüyasını kimseye anlatmamıştı, bir hain gibi görünmek istemezdi. Düşünceleri Friah' ın rahatsız edici tiz sesiyle bölündü. "Konuyu bildiğiniz için çevreyle ilgilendiğinizi varsayıyorum Bayan Tinah! Pekala bizi de bilgilendirmek istemez misiniz? Bize Balaurları anlatın lütfen!
Tinah, düşüncelerinin yarattığı etki ile sınıfının yüksek penceresinden Gökyüzü Bahçesi' nin manzarasını izliyordu. Kendisini inceleyen sınıf arkadaşlarını umursamayarak ayağa kalktı ve cevapladı.
"Balaurlar, Elysea ile Asmodea arasındaki savaşın başlıca sebeplerindendir. Ejderha'nınkine benzer kahverengi-kızıl derileri ve derin çeneleri ile kertenkele-adam gibidirler."
Eğitmen bir anlık şaşkınlıkla duraksadıktan sonra derse devam etti.
Günlük belirlenen eğitim süreleri sona erdiğinde Tinah, Gökyüzü Bahçesi' ne doğru yürüdü. Bahçenin üst üste iki platformdan oluşan bir yapısı vardı. Üst platformun altındaki kaynaktan akan su önce ikinci platforma doluyor, buradan da taşarak Sanktum' un yüksek surlarından zemine dökülüyordu. Gökyüzü Bahçesi' nden Elysea üzerindeki bütün şehirleri görmek mümkündü. Tinah manzarayı her gördüğünde bedenini saran mutluluk hissini seviyordu. Klasik rituelini gerçekleştirerek mermer korkuluklara yaslandı ve rüzgarın tenini okşamasına izin verdi. Zihni ona ihanet edercesine rüyasının görüntüleriyle doluydu ancak Gökyüzü Bahçesi'ne gelme amacı rüyasını görmezden gelmek değil miydi? Gelecek zihnindeki görüntülerle bağlantılı olabilir miydi? Eğer öyleyse kendisini hazırlamalıydı. Rakibi beklentilerinin üzerindeydi. "Tinah!" Düşünceleri duyduğu sesle tekrar bölünmüştü. Geriye baktığında Loria'nın kendisine doğru gelmekte olduğunu gördü. "Hey! Bir problemin mi var? Tuhaf davranıyorsun."
Tinah bir kez daha rüyasını anlatabilmeyi diledi. Kişiliğinin zayıf tarafı onu ele geçirmek üzereyken Ariyonar ve Tracarian' ın da geldiğini gördü. Gülümseyerek en yakın arkadaşına cevap verdi. "Önemli bir durum söz konusu değil. Sanırım sınavın yorgunluğunu psikolojik olarak atamadım." Loria elindeki kağıdı göstererek "Gruplar belirlenmiş, aynı takımdayız. Ayrıca Ariyonar ve Tracarian da bizimle birlikte." dedi. Tracarian, kısa sarı saçları ve çimen yeşili gözleriyle yaşıtlarına göre oldukça kaslı bir çocuktu. Tinah onu tanımıyordu. Ariyonar'ı gördüğü için ise mutlu olduğu söylenemezdi. "Bir süre daha kitaptaki sözel derslere devam edeceğiz, bu sıkıcı dersler bittiğinde ise bireysel sınavlara ve grup sınavlarına katılacağız." diye devam etti Loria. Tracarian "Asmodiyerler, lanet olası kitap eğitimini küçük yaşlarda alarak ileride sahip oldukları zamanları savaş eğitimi ile geçiriyorlarmış." dedi. Ariyonar "Şikayet etmek hiçbir şeyi değiştirmeyecek, takım olarak ortak saldırı ve savunma taktikleri geliştirmeliyiz. Birkaç hafta içerisinde bu tarih dersleri de bitmiş olur." dedi umursamazca.
Akademik dersler tüm günün gereksiz bir şekilde sonlanmasına neden olmuştu. Dinlenme zamanları ise takımların gelecek hakkında konuştuğu bir zaman dilimine dönüşmüştü. Zihni paramparça olan Tinah, konuşmalara katılmayarak insanlardan uzaklaşmış ve kanatlarıyla alıştırma yapmıştı.
Gecenin loş ışığı Sanktum'un her köşesini sarmıştı. Tinah, Loria ile oda arkadaşıydı ve bugün kararsızlıkta kaldığı şeyi gerçekleştirmeye karar vermişti. "Hey, konuşabilir miyiz? Sana anlatacaklarım var." dedi önünde uzanan karanlığa. "Bir sorunun olduğunu biliyordum " diye cevapladı Loria kıkırdayarak. Aldığı cevapla rahatlama duygusunun bedenini sardığını hissetti. Gülümseyerek birkaç gün önce gördüğü rüyayı en ince ayrıntılarıyla tek dostu olan Loria' ya anlattı. Bu hissettiği tüm duyguları tekrar yaşamasına neden olmuştu. Loria, kısa süreli şaşkınlığından sonra sessizce ıslık çaldı ve kıkırdamaya devam etti.
"Sence de bu harika değil mi Tinah! Seni saldırılardan koruyan bir Asmodiyer var, belki de... seni seven?Ah ne romantik!"
"Lütfen! Onlar bizim düşmanımız. Söylediklerin gerçekleşebileceğini gerçekten düşünüyor musun? Bunun Asmodiyerler'in benim üzerimde kullandığı bir büyü olabileceğini düşünüyorum."
"Gereğinden fazla önemsediğini düşünüyorum. Bu sadece bir rüya, senin bilinçaltının yaratmış olduğu bir yansıma."
"Bilmiyorum, belki de sen haklısın. İyi geceler!"
"Güzel romantik rüyalar." dedi Loria ve uyumaya hazırlandı.
Tinah, gözlerini açtığında yumuşak yatağında olmadığını farketti, elleri ise kalın iplerle bağlıydı. Başını çevirince Sanktum' un minyatür bir halini gördü. Hayır... bu minyatür olamazdı çünkü zemin hareket ediyordu. Tinah, Sanktum' un üzerinde uçuyor olmalıydı. Mide kaslarının kasıldığını hissetti. Yükseklik onun en büyük korkusuydu. Kanatlarını kullanırken dahi yerden yüksekliğine dikkat eder, belirli sayı değerleri arasında uçmaya çalışırdı. Bu onun gibi bir Deva için fazlasıyla ironik bir durumdu. Kendisine ait olmayan bir ses duyduğunda bulunduğu zeminin diğer ucundaki kişiyi farketti. Tinah, çevresini incelemekten onun varlığını hissedememişti. Karşısındaki siluet ayağa kalktığında zeminden hafif bir inilti geldi. Tinah'ın da düşünmüş olduğu gibi bulundukları yer uçan bir yaratığın sırtıydı! Korkusunu yenmeye çalışırken hareketlerindeki zariflikten kadın olduğu anlaşılan kukuletalı siluet konuşmaya başladı "Tinah, Deltras'ın asil kızı! Sana zarar vermeyeceğim! Ancak göstereceklerim seni rahatsız edebilir. Geleceğinden kesitler... " Tinah saniyeler içerisinde görüşünü yitirdi. Her şey derin bir karanlığa gömülmüştü. Zaman kavramını yitirdiğinde bazı görüntüler zihninde belirdi.
Siyah uzun saçları kıyafetiyle uyumlu bir Asmodiyer... Ona gülümsüyordu.... Tinah onun oldukça yakışıklı olduğunu düşündü..
Görüntü bir anda değişti.
Çok yüksekten uçuyordu... Cesaret edemeyeceği bir yükseklikten.. Damarlarındaki adrealin hareket etme ihtiyacı duymasına neden oluyordu. Kaçmalıydı...ama nasıl? Titrediğinde elinin üzerindeki parmakları hissetti. İleriye atılmış bedenini geri çekerken beyaz tenini saran mavi rengin kendini rahatsız etmediğini farketti. Elleri birbirine sıkıca sarıyordu. Birlikte uçuyorlardı...
Görüntü tekrar değişti.
Bir Eter mermisi onun olduğu yöne geliyordu... Kaçmaya çalıştı ama başaramamıştı... Göz kapaklarını kenetleyerek hissedeceği acı duygusunu bekledi.... Işığın yansıması kaybolduğunda neler olduğunu anlamak için gözlerini açtı. Bir siluet önünde belirmişti... Bu siluetin sahibi onu düşman Balaur'dan kurtaran, gülümseyerek elini tutan kişiydi... Düşmanı olduğunu düşündüğü Asmodiyer... Tinah Asmodiyer'in kendisine bakışındaki duyguyu hissetti. Derin sevgiyi...
Görüntü bir anda karararak sessizliğin kuyusuna gömüldü. Yanındaki kadın konuşmaya başladığında bu görünmez ses duvarının parçalandığını hissetti. Gelecek senin kararlarına bağlı... Senin kim olduğunu biliyoruz ... Ve bu yapacağımız son şey değil...
Hızla atan kalbiyle bedenindeki kanın akışı hızlanmıştı. Bu garip duyguyla uyandı Tinah.. Yine bir rüya mıydı? Yoksa bütün bunlar gerçeklerin yansıması mıydı? Ne düşündüğü önemsizdi artık, gördüğü görüntülerin kendi geleceğine ait olduğu kesinlik kazanmıştı . O kişiyi düşündü. İki rüyasının da ortak noktası bu genç Asmodiyerdi. Fark etmesi gereken bir mesaj vardı ve o bunu başarmalıydı. Teni yastıkla tekrar buluştuğunda zihninde bir düşünce belirdi. O esrarengiz kadın geleceğinin kendi kararlarına bağlı olduğunu söylemişti.. Bu mantıklıydı ancak kendi bilmediği bir kimliği olabilir miydi? Sonuç ne olursa olsun geleceği yaşayacak ve bu gizemi çözecekti...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
AION: Siyah ve Beyaz
FantasiAtreya...Eter adı verilen büyü ile sarmalanmış esrarengiz bir dünya... Zıt kutuplar...kuzey ve güney, iki düşman ırk, Asmodiyerler kuzeyde.. Elyolar ise güneyde.. Atreya'da efsanevi bir savaş sürdürüyorlar.. Her iki ırk için tehdit oluşturan dehşet...