8. Bölüm

647 68 28
                                    

Vanessa, kafasını Alec'in omzundan kaldırdı ve yola baktı. "Meydana ne zaman varacağız, yeter bu kadar yol. Midem bulandı." New York'a taşınmışlardı, Shield'la olan işler bu sayede çok daha kolay hallediliyordu. Bunun üzerine, Andrea ve Klaus'un küçük oğulları doğalı bir kaç ay oluyordu. Şuan ise, Vanessa ve onun en yakın arkadaşı Alec dışarıdalardı.

Alec kıkırdadı. "Az kaldı, prenses." Vanessa elini kolyesine attı ve oynamaya başladı, sıkıldığında böyle yapardı. "Sirius'u, Clint'le bırakmak hiç içime sinmiyor. Her an çocuğa turşu yedirebilecekmiş gibi geliyor." Alec kahkaha attı. "Clint amcanı merak ettim."

Vanessa dudaklarını büzdü. "Eğlencelidir, bir amcadan çok arkadaş gibi diyebilirim, bana ok kullanmayı öğretmeye çalışıyor." Alec kaşlarını çattı. "Ok?" Vanessa güldü. "Okcudur kendisi, ok ve yay onun en iyi iki dostudur." Alec kıkırdadı. "Havalı."

Vanessa kaşlarını havaya kaldırdı. "Sende havalısın." Alec dudaklarını birbirine bastırdı. "Öyle miyim?" Vanessa kafasıyla onayladı. "Öylesin, ayrıca soyunda parlayan gözler var. Bu havalı." Alec güldü. "Birini öldürmem gerek önce. Bunu da yapabileceğimi sanmıyorum, Essa. Ama yine de reflekslerim var tabii." Vanessa omuz silkti. "Bir suçluyu öldürürsün olur biter." Önce ki görüşleriyle, şuan ki görüşleri farklıydı. Alec göz devirdi. "On bir yaşımda katil olmak planlarım arasında değil."

Vanessa yutkundu ve arkasına yaslandı, evet tabii ki onunda planları arasında bu yoktu. "Haklısın, üzgünüm." Alec ona baktı. "Yanlış bir şey mi söyledim?" Vanessa ayağa kalktı. "İnmemize bir durak kaldı zaten, inelim." Alec iç çekip ayağa kalktı. "Vanessa," dedi onun koluna nazikçe tutarken. "Seni üzecek bir şey mi söyledim?" Vanessa ona baktı ve gülümsedi. "Hayır Alec, bir şey yok. İnelim mi diye soruyorum, normal değil mi?"

Alec iç çekip onunla beraber indi otobüsten. "Klaus nasıl izin verdi benimle gelmene?" Vanessa güldü. "Vermedi ki zaten, annemin iznini almam yetti." Alec kıkırdadı. "Benden hoşlanmıyor." Vanessa dudaklarını büzdü. "Etrafımda ilgi alanıma girdiğini düşündüğü kimseden hoşlanmıyor, kişisel algılama."

Alec dudak büzdü. "İlgi alanına giren kaç kişi var?" Vanessa ona baktı göz ucuyla. "Sen varsın işte, başka yok." "Anladım..." diye mırıldandı bakışlaını kaçırırken. Vanessa dudaklarını ıslattı. "Tek arkadaşım sensin ki zaten." Alec dudaklarını birbirine bastırdı. "Sen de benim tek arkadaşımsın." Vanessa boğazını temizledi. "Burasının bu kadar renkli olduğunu hatırlamıyordum."

Alec omuz silkti. "Daha önce gelmedim." Vanessa gördüğü adamla Alec'in koluna tutundu zorlukla. "Alec?" Dedi kısık sesiyle. "Şu adamı sadece ben mi görüyorum?" Gözleri dolmuştu, kalbi hızla çarpıyordu. Alec onun baktığı yere baktı. "Hayır... Ben de görüyorum. Neden ki?" Vanessa yutkundu. "Burada kal tamam mı? Sakın peşimden gelme." Dedi ve koşardımlarla sarışın adamın yanına ilerledi. Etrafını sarmış koruma çemberini aştı, kalbi hızla çarpıyordu ve yıllar sonra gördüğü bedenle garip hissediyordu. "Baba?" Dedi titrek çıkan sesiyle, sesinin arkası dönük adama ulaştığından emin değildi.

Steve, yavaşça kıza döndü. Kaşlarını çattı. Karşısındaki kız ona.... Kendi kızını hatırlatıyordu. Ama bu imkansızdı, değil mi? Söylenene göre 70 yıl uyumuştu. Fury kızın yanına gitti hızla. "Vanessa, annen nerede?" Vanessa onu umursamadı. "O adam babam mı Fury?" Dedi yine kısık çıkan sesiyle, gözleri doluydu. Fury yutkundu. "Buza gömülü halde bulduk." dedi sakince. "Ama kafası çok karışık. Seni burada görürse ne olur bilmiyorum."

Vanessa ona döndü hırsla. "O buza gömülüydü, ve bunu bana söyleme gereği duymadınız mı!" Gözleri alev rengiyle parlamıştı. "Onu iyileştirebilirdim!"

Story Of Vanessa Rogers - Steve Rogers DaughterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin