HASTANE

760 14 2
                                    

Gözlerimi açtığımda yine yalnızdım, her zamanki gibi. Bir an ne olduğunu hatırlamaya çalıştım ve aklım yine o baba kızın mutlu görüntüsü geldi. Gözümdeki yaş yastığa bulaştı ve kendimi çok zayıf hissettim. Hastanedeydim ve burada olduğumdan annemin de babamın da haberi yoktu. Annem şehir dışında, hep. Babam da yok zaten. Hiç olmadı ki, şimdi olmasını da beklemiyorum. Başımda bir acı hissettim ve elimi alnıma götürdüm, pansuman yapmışlardı. Elimdeki kelebeği çıkarmaya uzun bir zaman harcadıktan sonra sonunda amacıma ulaştım, acımıştı. İki elimden destek alarak yatakta doğruldum ve etrafa safça bakınmaya başladım. Özel bir hastanenin lüks bir odasındaydım. Keşke buraya nasıl geldiğimi hatırlayabilseydim. Birden kapı açıldı ve içeriye güzel bir kadın girdi. Uzun kahverengi düz saçları ve mavi gözleri vardı, kısa boylu ve zayıftı. Üstünde beyaz bir önlük vardı. Bana kibarca gülümsedi. "çabuk toparlanmışsınız. Ama sizi bir gece misafir etmemiz gerekiyor."

"burada kalmak istemiyorum, iyi hissediyorum. Eve gitsem iyi olacak." ben de ona gülümsedim. Kadın hiç bir şey demedi ve gülümsemeye devam etti. Ayakkabılarımı giymemi izledi ve kalkmama yardımcı oldu. Teşekkür ettikten sonra kapıya yöneldim. "Pars Bey aşağıya kahve almaya gitti, onu beklemenizi rica etti."

"Pars Bey kim?"

"Sizi buraya o getirdi." gülümsedi "yakınınız olduğunu söyledi."

Beni buraya kim getirir ki? Hafızamı zorluyorum fakat hatırlayamıyorum. Pars diye biriyle tanışsam mutlaka hatırlarım, bu garip adı unutmam mümkün değil. Koridorda birkaç dakika bekledim ve karşıdan uzun boylu ve baştan aşağı marka giyinen bir adam göründü. Beni görünce gülümsedi, gülünce yanağındaki gamzeler ortaya çıktı. Tanrım! Akrabam olamayacak kadar yakışıklı. İyice yaklaştı gözlerim gözlerinde kilitlenmişti, ela gözleri iriydi ve saçları kumraldı, dudakları çok fazla dolgun değildi ama ince de değildi. Üstelik kolları oldukça kaslıydı.Ve parfümü... çok ağır değil ama erkeksi bir koku. Muhtemelen bu da pahalıdır, adamın her yerinden zenginlik akıyor. İyice yaklaştığında bana uzattığı elini birkaç saniye sonra gördüm, gözlerine fazla baktım sanırım. "Merhaba Pars Tekin ben."

Elimi uzattım, "Miray, Miray Seçkin." Soyadımı söylemezdim ama o söyleyince ben de söyleme gereği duydum

"İyi misin Miray? Sana ben çarptım, bu durum için gerçekten özür dilerim fakat bir anda önüme çıkınca kaza kaçınılmaz oldu."

Sesinden kendine güveninin fazla olduğu belli oluyordu. Bana Pars mı çarptı? Keşke ölseydim de ölümüm böyle tanrısal yakışıklılığı olan bir adamdan olsaydı.

"İyiyim, teşekkürler. "

Sesim ifadesiz ve sade çıkmıştı, ki zaten bana çarpan birine aşk sözleriyle hitap edecek de değilim.

"Hastane masraflarını ben ödeyeceğim, o yönden bir sıkıntın olmasın. Sanırım bu gece de burada kalsan iyi olacak."

Ses tonu dinlendiriciydi, ikna ediciydi ama burada kalamam. Eve dönmek ve sıcacık yatağımda sabaha kadar tekrar tekrar 2 broke girls izlemek istiyorum, moralim bozukken en çok bunu yaparım. Sanki ona hastane masraflarımı öde dedim ben, kendi paramı kendim öderim. İlla zengin olduğunu gösterecek bir yerde, aptal.

"Eve dönmem lazım, ayrıca teklifiniz için teşekkürler masrafları kendim ödeyebilirim."

Sesim sert çıkmıştı ve o da bunun farkına varmıştı, gülümsemesini hala bozmuyordu.

"Teklif değildi ben ödeyeceğim dedim ödeyebilir miyim demedim. Ödeyeceğim dediysem de öderim."

Duraksadı "Ve bana siz diye hitap etmene gerek yok, 20 yaşındayım."

Karşılık veriyor gibiydi, sesi sertti ve ukalaydı klasik baba parası yiyen şımarık, yakışıklı, mükemmel ailenin mükemmel oğlu işte. Onunla inatlaşırdım ama öyle yorgun ve halsizim ki kafamı tamam anlamında salladım ve asansöre doğru yürümeye başladım, peşimden geldiğini ayak seslerinden anladım ve asansörü çağırdım.

"Bu gece burada kalmak istemediğinden emin misin?"

"Evet, bir an önce eve gitmek istiyorum."

"Tamam, ben bırakayım seni."

Evet mi demeliyim, hayır mı? Kendimi şu an yardıma muhtaç ve çaresiz hissediyorum. Ona hayır demeyeceğimi adı gibi biliyor olmalı, demedim de.

Gülümsedim "Tabii."

Sarıl BanaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin