9. Bölüm

151 17 2
                                    

Burak ağlayarak yere çöktü.

"Burak ne oldu?"

"Anlatsana kardeşim ne oldu?"

"D-D-Deniz. Sen? İyisin?"

"İyiyim. İyiyim de ne oluyor anlatır mısın?" Bana öyle bir sarıldı ki... "Burak anlatsan artık, korkutuyorsun."

"Bi-Biri bana çarptı. Telefon elimden düştü. K-Koşarak devam etti yoluna. Arkasından s-seslendim ama dönmedi. Sonra yerde bir fotoğraf gördüm. Aldım elime..." Bana sarılarak ağlamaya devam etti. Hiçbirimiz sakinleştiremiyorduk.

"Ne vardı fotoğrafta Burak? Niye bu hale geldin?" dedin ensesindeki saçlarını okşayarak.

"S-Sen vardın Deniz. Araba çarpmıştı. Akşamdı. Ben s-sandım ki akşam bir şey oldu. Yerdeydin. Kanlar i-içinde. Ne yapacağımı bilemedim. N-Nasıl öyle bir fotoğraf oldu ki? Yani sen-sen iyiysen?"

"OHA! Oğlum lan bu sensin bildiğin?"

"ÇÜŞ! Deniz harbiden sana araba çarpmış olabilir mi?"

"Oğlum salak salak... Lan ben kaza geçirmişim ya?" Burak hariç hepimiz güldük. "Piştt! Yakışıklı. Korkma bee! Oğlum benden bahsediyoruz. Üstümden tır geçse bir şey olmaz bana be!"

"Allah korusun! Saçmalamasana!"

"Korktun mu len sen benim için?"

"Aklım çıktı salak! Bir şey oldu sandım." Ağlamasına kaldığı yerden devam etti. O sırada sokağın başında Eşit Ağırlık bozuntuları gözüktü.

"Şşt! Eşit Ağırlık şeysileri geldi. Toparlan bakalım. Ağladığını görmesinler. Arkadaşın olduğumuz için katlanıyoruz. Kimse ağlarken ki çirkinliğine katlanmak sorunda değil." Yalan! Külliyen yalan! Arkadaşım, kardeşim diye demiyorum, çok tatlı oluyor.

"Okuldan öyle bir çıktınız ki merak ettik. Semih'te bir şey söylemedi." dedi Mert.

"Sorun yok. Yani var ama yok. OF. Okulda konuşuruz! Önemli." dedi Yağmur.

"Ercüment hoca kızmadan gidelim okula sonra konuşuruz." dedi Serkan'da. Burak beni kolunun altına alıp sarılarak yürümeye başladı. Ayrılmaz ikilimiz Serkan ve Gamze kol kola yürürken Yağmur Harun'un sırtına atladı. Ne olursa olsun bu ekip dağılmaz. Bunu bilir bunu söylerim.

"Deniz sen iyisin değil mi?"

"Bak bakayım iyi miymişim?" dedim ve okula doğru koşmaya başladım. Bana yetişip durdurdu.

"Koşma şimdi düşersin, araba falan gelir." dedi.

"Heyy! Senin de koşman gerekirdi. Ayrıca korkmasan mı artık Burak kuşum? İyiyim ben."

"Olsun. Yine de koşma."

"Tamaam." Cidden çok korkmuştu. Korkmuş Burak'tan ve ilgisinden korkun. Gerçi işime gelir. Ne istenirse yapıyor o zamanlarda. "Buraaak."

"Efendim Deniz Kızı."

"Hay senin Deniz Kızına! SEVMİYORUM! Sevmiyorum o lakabı. Niye anlamakta itiraz ediyorsunuz?!"

"Tamam tamam. Söyle bakalım ne diyecektin?"

"Çikolatalı süt ısmarlasana bana. Sabah içemedim."

"İstediğin çikolatalı süt olsun be Deniz'im. Fabrikasını alırım sana."

"Vallaha mı?"

"Şimdi cidden düşününce... Pek olacak bir şey gibi durmuyor."

"Ümitlendirdin be Buraksu.."

"Oy kıyamam ben sana. Üç tane alırım. Olur mu?"

"Tamam olsun bakalım Burak'cım."

Benim HayatımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin