Atakan'dan:
"Pislik herif! Lan seni gebertirim. Alma lan onun adını ağzına! Nerde lan Poyraz?! Kendi gelemedi sizi gönderdi değil mi?! Cevap ver lan nerde?!" Bir yandan dövüp bir yandan da bağırıyorum. Anlamıyordu da! Dayak yemekten bayılınca kafamı kaldırıp diğerlerine baktım. Herkes biri ile ilgileniyordu. Biz sadece çocuklar gelir sanmıştık ama arkadaşlarını da göndermişti. Ortamın savaş alanına dönmesine ramak kala bir adam ve Ercüment Hoca geldi.
"Canım öğrencilerim! Olay bitsin konuşmamız gereken konular var!"
"Pişşt! Burak kim bu?" diye sordum.
"Ercüment'çiğimden sonraki en sevdiğim hoca. Okula yeni geldi. Matematik dersine giriyor. BUĞRA HOCAM! VALLAHİ BİLİYORDUM SİZİN KAFA DENGİ BİR ÖĞRETMEN OLDUĞUNUZU!"
"Burak işi öğretmenliğe bağlarsak eğer polisi ararım!"
"Sustum." Ne kadar morali yerlerde olsa da asla belli etmiyordu. Diyordum ben bu çocuk çok güçlü diye.
Yirmi dakika sonra Çay bahçesinde:
"Abi öldüm yeminle ya."
"Sen niye söz dinlemiyorsun Deniz?"
"Abi bırakıp gitse miydik sizi? Ciddi misin ya?"
"Deniz sözümü dinlemen gerekiyordu."
"Mantıklı bir şey söylemişsin gibi davranmasan mı acaba? Biz olmasaydık haşat ederlerdi sizi. Kimse kusura bakmasın ama durum bu. Ayı gibilerdi."
"Atakan Reis, Deniz haklı. Haklısın dinlememiz gerekirdi ama bırakıp gidemezdik." dedi Mert. Lan biri bunun kafasına mı vurdu acaba? O kim bana reis falan demek kim?
"Allah Allah. Sude sen şu çocuğun ateşine falan baksana. Mert kafana falan mı vurdular senin? Bir de Reis dedin. Hayırlara vesile olsun inşallah."
"Ne alakası var ki? Tamam yani Reis tabirine sinir oluyorum falan ama-"
"Sen direkt abimlere sinir oluyorsun diye biliyorum ben ama?"
"Tamam Deniz. Abinlere sinir oluyorum ama bu onları bırakıp gideceğimiz anlamına gelmez. Bak Harun'u da sevmiyorum. O da beni sevmiyor. Ama geldi yardım etti kavga esnasında." Mantıklıydı.
"Gençler biri bana olayı anlatabilir mi artık?"
"Ha hocam. Şimdi şöyle-"
"Bir dakika Rüya. Önce arkadaşları tanıyayım."
"Şimdi Buğra Bey-"
"Bey deme. Hatta şu ortamda kimse Hocam da demesin. Abi yeterli."
"Buğra Abi. Ben ve Seda Deniz'in ablası ve abisiyiz. Bulut Yağmur'un abisi. Bu diğerleri de liseden sınıf arkadaşlarımız. Vallahi sizden önceki hoca bizim dersimize de giriyordu hiç sevmezdik kendisini." dedim ve sırıttım.
"Sözlü notu da vermeyecektim ama, neyse artık. Şimdi anlatın bakalım niye kavga ettiniz?"
"Şimdi şöyle ki; biliyorsunuz okullar arası turnuvalar başlıyor. Ticaret Lisesi de rakiplerimiz arasında. Her yıl turnuvalardan önce kavga edilir. Sakatlanan turnuvada oynayamaz. Genellikle onlar sakatlanır ama usanmadan her yıl çağırırlar kavgaya. Ercüment Hoca da bilir zaten."
"Oğlum benim bildiğim iki okul kavga ediyordu. Lan orada Meslek Lisesi'nin öğrencileri vardı. Üstüne bir de eski dönemlerden gelmişler. Siz niye oradaydınız onu da anlamadım zaten!"
"Bir de bıçak mevzusu var."
"Hocam bıçak değildi yalnız çakıydı."
"Ha sağ ol Doruk. Tek önemli şey oydu çünkü."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Hayatım
Fiksi Remaja"Bizim okuldan küçükleri sıkıştıracaklarmış, geçen kavgada ağızlarını burunlarını ellerine verdik tabii, baktılar dayak yiyoruz damarımıza basmaya çalışıyorlar."
