Lunaparka geldiğimizde herkes bir tarafa dağıldı. Hız trenine binmeye karar verdik. Hepimiz çığlık çığlığa bağırıyorduk. Ondan indikten sonra balerine bindik. Ondan indik öbürüne derken antrenman saatinin geldiğini fark ettik. Yarış yapmaya başladık ve Burak'ı bir iki adım farkıyla yendim. Okula girince herkes kendi alanına doğru ilerledi. Ben masa tenisi, Burak ve Harun basketbol, Serkan futbol, Gamze ve Yağmur ise voleybol oynuyorduk. Ben masa tenisinde kaptandım, Serkan futbolda, Burak basketbolda, voleybolda ise on ikilerden bir kız kaptandı.
Antrenman bitti ama biz de bittik. Ekip olarak kan ter içinde çay bahçesine gittik.
"Ahmet amcaaa!"
"Bu sefer kiminle kavga ettiniz. Sürüne sürüne geliyorlar bir de şunlara bak!" Ayşen teyze ile gülmeye başladılar. Ayşen teyze Ahmet amcamızın eşiydi.
"Toplarla kavga ettik bu sefer Ahmet Amca. Turnuvalar başlıyor da, antrenmandan geliyoruz."
"Hadi geçin size soğuk bir şeyler getireyim." Seviyorum Ahmet amcayı ya. Son kalan enerjimizi de sandalyelere otururken harcadık. Düşünün Burak bile yoruldu.
"Alın çocuklar. Biz içerideyiz bir şey isterseniz gelir alırsınız."
"Tamam Ahmet amca." İçecekleri açıp içmeye başladık.
"Eee Deniz anlat bakalım Sude ne dedi?" Burak'ın sorusuna derin bir nefes alıp cevap verdim.
"İki sınıf arasını düzeltsin diyor. Okullar arası zaten sıkıntı var bir de aramızda kavga etmeyelim falan dedi. Ben de özür dileyin önce dedim. Siz başlattınız dediklerinizi unutmadık falan dedim."
"Özrü bırak ya. Neler dediler hatırlamıyor musunuz?!" diye bağırdı Serkan.
"Oğlum unutmadık dedim ya. Zaten gelip özür dileyeceklerini sanmam. Dileyeceklerse de bana güvenin öyle kuru kuru diletmem." dedim. Aklımda acayip fikirler var bu konuda.
1.5 yıl önce
Rüya sınıfa girdi ve bağırdı.
"Herkes beni dinlesin B sınıfı hepimiz hakkında atıp tutuyormuş. Arkamızdan küfür falan ediyorlarmış." dedi ve konuşulanları detaylarıyla anlatmaya başladı. Hepimiz sınıftan çıkıp B sınıfının kapısına dayandık. Büyük bir kavga ettik.
Hocalar ayırınca disipline gittik. Müdür teker teker yanına çağırıp ne olduğunu soruyordu. O arada bile durmadan bize laf atıyorlardı. Bugün hepimiz anlamıştık bu kavgalar kolay kolay bitmeyecekti.
****
"Aklıma geldikçe sinirleniyorum." dedi ve bana bakarak devam etti. "Sana dediklerini unuttun mu Deniz?! Lan sana Erkek Fatma dediler. Saçın kısa diye! Sırf içinden gelerek hareket ediyorsun diye!"
"İnkâr etmiyorum Serkan. Hatta eksik söyledin devam edeyim ben. Makyaj yapmıyorum diye, etek elbise giymiyorum diye, bluz giymiyorum diye, sizinle top oynadım diye. Ben haklılar demedim veya unuttum demedim. Ama kavga bitsin istiyorum. Yetmiyor mu diğer okullarla yaptığımız kavgalar sana?!"
"Tamam ya bir durun gerilmeyin!"
"Ne gerilmeyin Harun! Madem unutmadın o zaman niye barışmak istiyorsun? Sadece sana söylenenler de değil Deniz sen de bunu gayet iyi biliyorsun! O kadar şey söylediler! Hiçbir şey yokmuş gibi mi davranalım?! Özür dileyince söylediklerini geri almıyorlar! Ne yaptık biz onlara?! Gamze ile ilgili söyledikleri yenilir yutulur şeyler değildi. Kız bir hafta boyunca ağladı hatırlamıyor musun?! Sen yanındaydın ya sen! Hafta boyu dedikodumuzu yapmadı mı bütün okul?! Kavga çıkıyordu tekrar hatırlasana!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Hayatım
Teen Fiction"Bizim okuldan küçükleri sıkıştıracaklarmış, geçen kavgada ağızlarını burunlarını ellerine verdik tabii, baktılar dayak yiyoruz damarımıza basmaya çalışıyorlar."
