Yere düşüp canının acımasıyla gözlerini bir anda açtı Beomgyu. Açık balkondan odaya giren güneş çoktan sabah olduğunu haber ediyordu. Vücudundaki ağrılara rağmen yerden doğrularak esnemeyi denedi fakat her yeri tutulmuştu. Gece soğuğuna sahile gittiğinden dolayı kendi kendine 'aptal Beomgyu' diye söyleniyordu.Açılmayı deneyerek banyoya gidip elini yüzünü yıkamış ve biraz olsun uykusundan ayılmıştı. Üstündeki kıyafetleri ise siyah bol bir tişört ve gri bir eşofman ile değiştirmiş, uzun saçlarını da toplayıp odadan ayrılarak aşağı kata inmişti.
Bay ve bayan Jung bahçede oturmuş çay içiyorlardı. Bahçeye adımını atan Beomgyu'yu fark etmeleriyle birlikte güler yüzle ona baktılar.
"Günaydın Beomgyu-ah. Otur hadi yanımıza." Bayan Jung'ın eliyle işaret ettiği yere oturup içten bir gülümseme sundu genç olan. "Günaydın Jung teyze ve Jung amca, konuşmanızı böldüm gibi ama sizi böyle gülümseten nedir?"
"Eski bir arkadaşımız bugün tekrar evleniyor, bunu konuşuyorduk." demiş ve aklına bir şey dank etmiş gibi suratı asılmıştı. Az çok anlamıştı Beomgyu ne olduğunu. "Umarım ben sizin gitmenize engel değilimdir. Jung teyzecim lütfen beni dert etmeyin."
"Ama daha yeni geldin-" bir şey söylemek üzere ağzını açmıştı ki lafını bölen Beomgyu değil bahçe çitlerinin ardında duran Beomgyu'ya yabancı olan biriydi. Mavi saçlı ve oldukça uzun boylu genç bir çocuktu. Gülümseyerek Jung'lara el salladı ve bahçe kapısından girerek onlara doğru yürümeye başladı.
"Günaydınlar efendim. Hem sizi görmek için geldim hem de Hoseok hyungumun geldiğini duydum fakat kendisi ortalarda görünmüyor." Gamzelerini çukurlaştırarak gülümsedi ve kollarını göğsünde birleştirdi yaban mersinli lolipop saçlı çocuk. Beomgyu, adını bilmediği bu çocuğa karşı şimdilik bu ismi takmaya vermişti.
"Sana da günaydın Soobin-ah. Hyungunu bilmiyorsun sanki. Arkasından kovalayan var gibi gitti tekrardan fakat bu sefer eli boş gelmedi." dedi Bay Jung gözleri ile Beomgyu'yu işaret ederek. Soobin, Beomgyu'nun tabiriyle lolipop çocuk, Beomgyu'yu daha yeni fark etmiş gibi şaşırmış bir nidayla elini uzattı.
"Sen Beomgyu olmalısın. Ben Choi Soobin, Hoseok hyungun arkadaşıyım. Bana senden bahsetmişti, sonunda seni görebildiğime sevindim." O kadar hızlı konuşmuştu ki Beomgyu bir süre yüzüne bakakalmıştı. Soobin, elini donakalan Beomgyu'nun yüzüne doğru salladığında dalgınlığı geçmiş fakat biraz utanmıştı.
"Ah, kusura bakma ne tepki vereceğimi bilemedim." dedi ayağa kalkıp mahcup bir şekilde Soobin'in elini sıkarken. "Memnun oldum, hyungta bana senden bahsetmişti." Duyduğuyla birlikte sevinçle gülümsedi Soobin ve daha sonra tekrar Jung ailesine baktı. O sırada Beomgyu'nun aklına en son ki konuşma geldi.
"Jung teyze..." konuyu açamadan tekrar lafı Soobin tarafından kesildi. "Sanırım misafiriniz hakkında konuşuyordunuz. Bu durumda Beomgyu'yu ben alabilirim kendisi de isterse. Siz annemler ile gidebilirsiniz Jung teyzeciğim. Aslında hyung ile takılırım diye gelmiştim ama bu da fena olmadı."
Bayan Jung, bu fikir aklına yatmış olacak ki biraz rahatlamış bir ifade ile iki gence baktı. Daha çok Beomgyu'nun ne cevap vereceğini ölçer gibi ona bakıyordu. Beomgyu ise gülümseyerek bu fikri onayladığını belli eden bir ifade takındı.
✾✾✾
Hava kararmaya başlamıştı. Beomgyu kendinden büyük olduğunu öğrendiği Soobin hyungu, Beomgyu ona lolipop hyung demeye devam etmeyi düşünüyordu, onu davet ettiği partiye hazırlanıyordu. En azından Beomgyu bunun bir parti olacağını varsaymıştı, pek emin değildi bundan. Gidecekleri yerde kıyafetlerinin hiçbir önemi olmadığını, herhangi bir şey giyebileceğini söylemişti Soobin. Gözler görmek istediğini zaten görecek diye de eklemişti, bundan dolayı Beomgyu'nun kafası oldukça karışmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Guns N' Roses || taegyu
FanficSen bana gelerek kurtardın beni. ... [düz yazı] 250422 - 290522