fairy? | bxb

+ on iki +

Heras nasıl Kaya'nın ismini duymadı/bilmiyor diye düşünebilirsiniz.
Kaya veya Baray ismini hiç sesli söylemediler.

İyi Okumalar.✨

+++

Onuncu bölüm başından kesit;

Baray, bütün vücudunda hissettiği ağrıyla gözlerini açmaya çalıştı fakat her deneyişinde gitmeyen bir siyahlık ile karşılaştı. Elleri, ayakları bağlanmış, ağzı ve gözleri ise bir kumaş ile kapalıydı.

Ne hareket edebiliyor, ne de bağırabiliyordu.

Zihni hâlâ bulanık olduğu için bir kaç deneyiminde başarısız olan sarışın neler olduğunu hatırlamaya çalıştı. Yerine oturan görüntüler ile çaresizce dişlerini sıkıp boğuk bir şekilde mırıldandı.

"Orospu çocukları..."

Bir süre böyle sessiz ve sadece kendi çıkardığı boğuk sesleri duyması ile geçti.

Duyduğu ayak sesleri ile hissettiği korkunun verdiği tepkime olarak hızlanan kalbinin sesi kulaklarında yankı yapıyordu. Bez parçasının izin verdiği kadarıyla derin nefesler alıyor ve az öncekine nazaran hızla ellerini oynatıyordu.

Odaya girenler karşılaştıkları görüntüyle tatmin oldular.

Çaresizce çırpınan insanın yanına adımladılar. Baray ayak seslerin kesilmesi ile tam olarak nerede olduklarını anlayamadığı kişi veya kişilerin bir şey yapmasını bekliyordu.

Çekilen bez ile saatlerdir karanlığa alışık olan gözleri aniden açıldığı için görüşü bulanık olduğundan yanan mumların turuncu ateşini de bulanık gördü. Refleks olarak ellerini kaldırıp gözlerini ovalamak istedi ama bağlanmış ellerini hareket ettirip zorlayınca bilekleri sızladı, başka çaresi olmadığı için gözlerini hızla kırpıştırıp görüşünü düzeltmeye çalıştı.

Daha iyi duruma gelen gözleriyle önce odayı inceledi; çok büyük olmayan oda içinde bulunan eşyalar, her köşesine konmuş boyutu fark etmeyen mumlar garip ve ürkütücüydü.

Gözleri insalarla buluştuğunda hayatında daha önce görmediği biri yaşlı diğeri genç iki kadın ve hemen arkalarında duran Kaya'ya çarptı.

Konuşmak için kendinde hissedemediği gücü toplamaya çalıştı. Ağzını açtığında kuracağı cümlenin daha ilk hecesinde kekelemesi ile geri kapatıp boğazını temizledi ve olabildiğince düzgün bir ses tonu ile sorusunu sordu.

"Neden buradayım?"

Yüzlerini tek tek incelediği sırada yaşı küçük olduğu belli olan kızın gülümsemesi gözünden kaçmadı. Gülümsemesi şirin veya iyi niyetli değildi, saf kötülüğü dudaklarının kıvrımlarından bile okunabiliyordu.

İçi ürperdi Baray'ın. Hissettikleri ağır geldi. Dayanamayacak gibi hissetti. Titrek bir nefes aldığı sırada yüzündeki gülümsemeyi eksik etmeden konuşmaya başladı kız.

"Hmm... İşimize çok yarayacağın için seni seçtik. Şimdi böyle deyince garip oldu ama anlayacaksın."

Kızın dediklerinden bir anlam çıkaramayan sarışın melül melül ona bakmaya devam etti. Küçük olan konuşmayı kesip kafasını yaşlı ama dinç görünen kadına çevirdi ve devam etmesini ister gibi baktı.