Hayatta herhangi bir amacı olmayanlar, kendisini kaybedip bir türlü bulamayanlar, severek yaşatıp sevilmeden ölenler, uyurken düşünüp düşünürken uyuyakalanlar, sormadan söyleyip söylemeden soranlar, ağlarken gülüp gülmekten ağlayanlar, birlik içinde yaşayıp tek başına savaşanlar, kendi halinde takılıp ölümüne yalnızlaşanlar, herşeye gülüp aslında mutlu olmayanlar ve diğer aklıma gelmediği için sayamadığım güzide insanlar. Sözüm size...
Sizde mutsuzsunuz, siz de üzgünsünüz, sizde bıktınız durmadan yediğiniz hayatın sillesi ve onun kadar yiyemediğiniz yemekten. Siz de bıktınız sabah yüksek enerjiyle kalkıp televizyonu açınca saçma şeyler görmekten, siz de bıktınız sosyal medyada yanlış gösterilen yalanlara imrenmekten, siz de bıktınız yaşamanın verdiği kötülüklerden.
Böyle anlatınca intihar edesiniz geliyor değil mi? Siz de benim gibi kötü oluyorsunuz ama her gün buna rağmen ayağa kalkıyor ve bir amaç uğruna ya da sadece yaşama arzusu uğruna hayatta kalmaya ve bu savaşa dahil olup cephede canınızı dilinize takarak savaşmaya devam ediyorsunuz. Dolayısıyla da asla kendinize güçsüz diyebilme hatta ve hatta öyle hissedebilme hakkına sahip değilsiniz. Çünkü her sabah aynı savaşa uyanan zihinlerinizi kalbinizin söylediği bu söylemlerle kandırmanıza asla izin veremem. İyi değilsiniz belki bıktınız sıkıldınız ağır geliyor belki bazı şeyler kaldıramıyorsunuz bir yerde yığılıp kalmak ya da zamanın sadece sizin için bir süreliğine durmasını istiyorsunuz...
Ben de çok düşündüm böyle. Düşündükçe düştüm düştükçe dibe girdim. Düşünme diyemem. Düşünmeden daha da dibe batıyorsun çünkü. Eğer yok sayarsan olmamış olduğunu kabul etmeye çalışırsan bu sefer beynin kendine düşünmeme emri verildiği için daha çok sorgulamaya başlar. Ve zamanla düşünmeme kararı almana rağmen düşünme kararı almış olsan düşüneceğinden daha fazla düşünürsün. Aklınla kalbin çatışmaya girer bir süre sonra birbirlerine akıl vermeye ve haklı olanı çıkarmaya çalışırlar kendi içlerinde.
![](https://img.wattpad.com/cover/309740732-288-k716053.jpg)