9.

391 12 12
                                    

Evden çıkıp arabaya bindik. Ve yola çıktık. Çok geçmeden atılan konuma vardık. Turgut bey ve Helin hanım bizi bekliyordu. Arabadan inip yanlarına gittik. Selamlaştıktan sonra tekneye bindik. Yamaç yanıma gelip elini belime koydu.

Akça: Ne yapıyorsun?

Yamaç: Kötü bir şey mi yaptım?

Akça: Kusura bakma.

Yamaç: İyi misin?

Akça: Evet. Endişelenme.

Ne dediğimi şaşırdım. İçimde garip bir his vardı. Birşey olucak gibiydi. Ama kestiremiyordum.
Turgut beyin lafa girmesiyle irkildim.

Turgut: Nasıl gidiyor gençler?

Yamaç: Teşekkürler Turgut bey. İyiyiz.

Helin: Bir şey ister misiniz? Ne ikram edelim size?

Akça: Ah, çok teşekkür ederiz.

O sırada Turgut beye bir telefon geldi. İzin isteyip aşağı indi.
Tekne büyüktü. Ve çok güzeldi. Ama daha açılmamıştık. Aceleyle Turgut bey yanımıza geldi.

Turgut: Gençler sizden çok çok özür dilerim. Çok önemli bir haber geldi. Bir akrabamız hastanedeymiş. Hemen oraya gitmeliyiz.

Akça: Ne kusuru. İyi mi? Bizde gelelim isterseniz.

Turgut: Hayır teşekkür ederiz. Bu saygsızlığımdan dolayı özür dilerim. Günlerdir geçiktiriyorum. Lütfen bu günü teknede geçirin. Saygısızlığımın telafisi olarak görün. Açılırsınız. Aşağıda yemek, içecek herşey var. Rahatınıza bakın.

Yamaç: Teşekkür ederiz. Çok incesiniz. Ama gerek yok. Biz şirkete geçelim.

Helin: Kırmayın bizi. Lütfen. Siz bizim için o kadar şey yaptınız.

Turgut bey bir evrak çıkardı ve imzaları atıb Yamaç'a uzatdı.

Turgut: Evraklar hazır. Kutlamak için mükemmel olur. Biz gidelim. Siz eğlenmenize bakın.

İkiside gitti. Çok gariptiler. Neler oluyordu? Yamaçla öylece kala kalmıştık. Aniden gemi haraket edince sarsıldık. Yamaçla koltuğa düştük. Tabiki üst-üste. Eliyle belimi sarıp gözlerime baktı.

Yamaç: İyi misin?

Akça: Evet. Ne yapacağız burda?

Yamaç: Belliki bu gece burdayız. Aşağı bakalım istersen.

Akça: Tamam.

Yamaçla dikkatlice aşağı indik. Aşağısı küçüktü. Küçük bir yatak ve dolaplar vardı. Yatakta bizim ölçülerimize uygun kıyafetler vardı. Sanki herşey planlanmış gibiydi.

Akça: Turgut bey bizim hakkımızda hiç bir şey bilmiyor değil mi?

Yamaç: Hayır. Nerden çıktı?

Akça: Tüm bu organizasyon... Kıyafetler... Herşey planlandı sanki.

Yamaç: Bana da öyle geldi. Ama ben hiç bir şey söylemedim

Akça:...

Yamaç: Bana güvene bilirsin Akça.

Akça: Benden bunu isteme.

Yamaç: Eski eskide kaldı. Kapattık artık o defteri. Yeni bir sayfa açalım.

Akça: Sen kapatmış ola bilirsin. Yeni sayfa açacak kadar güçlü de ola bilirsin. Ama ben bunu yapamam Yamaç. Benden bunu bekleme.

Yamaç: Yıllar önce açıklama yapmamı bile beklemeden çekib giden sendin. O yüzden sakın bana bunu yapma. Buna hakkın yok. Kimin daha çok acı çektiği tartışılır bir durum.

Akça: Neyi tartışılır ya? Sen bir katildin. İnsanları öldürüyordun. Nasıl seninle yaşamaya devam etmemi beklersin benden. SEN BİR KATİLSİN YAMAÇ KAYA!

Yamaç: Katilim öyle mi? Başkalarından duyduğun şeylere inanıp, bana açıklama yapma şansı bile tanımadan ahkam kesen Akça Turan mı söylüyor bunu?

Akça: Ne açıklaması ya? Neyin açıklaması? Tamam çok mu istiyorsun? Yap o zaman. Açıkla bakalım. İnsanların öldürmene sebep neymiş. Hadii. Açıklasana. Durma.

Yamaç: Hiç araştırdın mı öldürdüyüm kişileri. O kişilerin hayatlarını? Ben insan öldürmüş ola bilirim. Ama asla masum bir insanın canına kıymadım. Kıymamda.

Akça: Ha çok güzel. İntikamcı bir seri katilsin. Öğrendiğim iyi oldu. Mükemmel açıklama.

Yamaç: Şuan çalıştığın ajanlık şirketin var ya. O benim şirketim. Bunu da biliyor muydun? Ben asla kimseyi bilerek isteyerek öldürmem. Yıllar öncede aynıydı. Şimdi de aynı. Daha 20 yaşındayken ajan oldum. Senden saklamam normal bence. Hiç bunu bana sormayı düşündün mü? Katilsin diyip ahkam kesmekle olmaz bu işler Akça. Ben seni korumak için senden sakladım. Sana zarar gelmesin diye senden sakladım. Kızım anlasana. Bilmek lanettir. Ne kadar çok şey bilirsen, o kadar çok acı çekersin. Ben senin saçının teline kıyamıyordum. Nasıl acı çekmene dayana bilirdim ki?!

Akça: Neyden bahsediyorsun sen? Ne ajanı? Ne diyorsun?

Yamaç: Babam eski bir ajandı. En kıdemlilerden. Çok şirket yönetiyordu. Hepsi ajanlık üstüne kurulmuş saçma-sapan şirketlerdi. O ölünce ben geçtim yerine. Ve ajan oldum. Şuan senin olduğun kişiyle aynıyım aslında.

Akaç: Ama.. Neden söylemedin.. Ben.. Nasıl..

Yamaç: Şimdi geçmiş karşıma ben daha çok acı çekiyorum deme.

Akça: Sakın! Asla bana daha çok acı çektim deme Yamaç. Senin yüzünden yaşadıklarımdan sonra. Asla!

Yamaç: Ya sen benim yüzümden ne yaşadın ha? Ne? Beni terk eden sendin? Ne yaşadın?

Akça: Ben senin yüzünden...

Yamaç: Benim yüzümden ne?

Akça: ....

Yamaç: Akça söyle. Delirtme beni. Nedir sana bu kadar acı çektiren?

Akça: Ben senin yüzünden bebeğimi kaybettim...

AjanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin