11.

412 12 6
                                    

Sabah olmuştu. Gözümü açtığımda yanımda kimse yoktu. Yukarıdan sesler geliyordu. Üzerime birşeyler giyip yukarı kata çıktım. Yamaç kahvaltı hazırlıyordu. Yanına gelip dudağına öpücük kondurdum.

Akça: Günaydın.

Yamaç: Günaydın.

Akça: Erken kalkmışsın.

Yamaç: Sana süpriz yapmak istedim.

Akça: Sabah yanında uyanmayı tercih ederdim. Ama yinede teşekkürler.

Yamaç: Asla tatmin olmuyorsun değil mi?

Akça: Malesef.

Yamaç: Dün öyle demiyordun ama. Altımda inleyip devam etmem için çıldırırken çok tatmin olmuş gözüküyordun.

Bana yaklaştı ve belimden tutup kendine çekdi. Tüm vücudumuz bir-birine değiyordu. Erkekliğini kadınlığıma sürttü.

Akça: Öyle gözüktüğü öyle olduğu anlamına gelmez.

Gülerek ondan uzaklaştım. Masaya oturdum.

Akça: Çok açım. Menümüzde ne var şefim?

Yamaç: En sevdiğinden.

Akça: Ah! Menemen.

Yamaç: Evvet. Hemen geliyor.

Yamaç mutfaktan yemekleri getirdi. Birlikte oturup yemek yedik. Yıllar sonra ilk defa böyle mutluydum. Peki ya size göre mutluluk nedir? Aileniz mi? Sevgiliniz mi? İşiniz mi? Bana göre mutluluk kendim olmak. Kendimi hayatımın merkezinde tutmak. Çünkü bu yolculukta anladım ki önemli olan aslında benmişim. Hayatımdaki her karar başkalarını etkilediği kadar beni de etkiliyormuş. Aile sınırları... Hayat kuralları... Doğruyu yapma çabası... Hepsi saçmalık. Bir kere geliyoruz hayata. Tadını çıkarın. Doğruyu yapacağım diye bir şey yok. Kime göre doğru? Neye göre doğru? Neden doğru? Kendi doğrularını yaratmak lazımmış meğerse hayatta. Ben kendi sınırlarımı aştım. Ve mutluluğu buldum. Ya siz? Bu sınırları aşmaya hazır mısınız?

Son...

AjanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin