Akşam saatlerinde Taehyung, kız kardeşiyle izledikleri bilmem kaçıncı filmin ardından yerinden kalkmış, paytak adımlarla dış kapıya yönelmişti.
"Nereye?!"
Ayakkabılarının bağcığını bağlarken içeriden gelen annesinin sesine gözlerini devirerek yerinden doğruldu. "Ormanda gezeceğim!"
"Bizim de Jennie'yle işimiz var, donarak ölmek istemiyorsan anahtarını yanına al!"
Annesi ısrarla yanına gelmeyerek bağırdığında Taehyung oflayarak askıdan kendine ait anahtarları da alıp evden ayrıldı. Pekala, annesi ve Jennie'nin işinin Bogum denen o alfanın annesiyle görüşmek olduğunu bilse kesinlikle böyle rahat rahat dışarı çıkmazdı fakat iki kurnaz kadın ona tabii ki planlarını anlatmamışlardı.
Taehyung ormanda ufak bir gezintinin ardından küçük bir in buldu. İnin taş duvarlarından yayılan yoğun koku buranın kesinlikle başka birisine ait olduğunu bas bas bağırırken genç omega bunu hiç umursamadı. Çıkardığı kıyafetleri orada bıraktıktan sonra kurt formunda biraz gezip oldukça lezzetli görünen bir tavşanı çok zor da olsa yakaladı ve ine geri döndü. Neyse ki inin sahibi henüz geri dönmemişti. Taehyung da sonsuza kadar burada kalmayı düşünmüyordu zaten, yalnızca kendisine ufak bir ziyafet çekip gidecekti.
Ölü tavşanı yere bıraktı. Tam onu afiyetle yiyeceği sırada vücudunda hissetmeye başladığı sıcaklıkla korkarak yeniden insan formuna dönüştü. Çırılçıplak bir şekilde dururken arka tarafının hafiften yanmaya başladığını farketti. Vücudu sıcaktan kavrulmaya, terden ıslanan saç tutamları alnına yapışmaya başlamıştı.
Ah hayır, şimdi olmaz, diye düşündü. Tam şu anda, hiç bilmediği bir yerde kesinlikle ilk kızgınlığını yaşayamazdı.
Feromonlarını etrafa çok net bir şekilde yaydığının bilincinde, gidip hızla kıyafetlerini üzerine geçirdi. Sanki bunun tüm o eşsiz kokuyu bastırmaya bir yararı olacakmış gibi...
İnden çıkacağı sırada duvarlardan yayılan koku yoğunlaştı. Dizleri titrerken istemeye istemeye yere çöktü ve elini şişkin penisine attı.
"Tanrı'm... Neden şimdi?!"
Lanetler okuduğu sırada deliği hafif bir zevk sıvısı sızdırdı ve bu son akıl kırıntısını da kaybetmesine sebep oldu. Şu anda istediği tek şey bu ine kokusunu bırakan alfanın kendisini sertçe becermesiydi.
Taehyung'u baştan çıkartan odunsu koku oldukça yoğunlaştı, öyle ki Taehyung dayanamayarak pantolonu ve baksırını çıkarıp işaret parmağını ıslanmaya başlayan deliğine götürdü.
"Ahh, yüce Tanrı'm! M-mmh!"
Kendi kendini hafif hafif parmaklarken ağzından kaçan iniltilere engel olamıyordu. Fakat bir süre sonra bu da yeterli gelmedi, koku deli gibi yoğunlaşmıştı. Sanki, yanı başındaymış gibi.
Hissettiği ilginç iç güdüyle parmağını deliğinden çıkarıp zevkten kararan gözlerini zorlukla açtı ve etrafa ufak bir göz gezdirdi. İnin girişinde kıpkırmızı gözlerle kendisini izleyen alfayı görünce sesli bir şekilde yutkundu. Bu keskin kokunun sahibi ve içini kıpır kıpır yapan bu hissin nedeni kesinlikle bu alfa olmalıydı, çok güçlü bir şekilde hissedebiliyordu.
Normal bir omega olsa çoktan alfaya kendini becermesi için yalvarmaya başlamıştı fakat Taehyung direndi. İlkini vereceği kişinin mührünün sahibi olmasını istiyordu ve alfanın kalın penisini her ne kadar deli gibi kasılıp duran duvarlarının içinde hissetmek istiyor olsa da direndi.
"Güzel omega..."
Alfa içeriye adımını atar atmaz kokusu yoğunlaştı; Taehyung'un başı dönmeye, tüm vücudu zevkten zangır zangır titremeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑺𝒖𝒏𝒇𝒍𝒐𝒘𝒆𝒓𝒔&𝑲𝒊𝒔𝒔𝒆𝒔
FanfictionTaehyung sürekli rüyasında gördüğü eşiyle tanışmak için can atıyor. alpha! Jungkook omega! Taehyung *Tamamlandı. Bu hikayenin yazarı 'benkopegim' olup, hikaye ile ilgili tüm haklar kendisine aittir.