Taehyung elindeki su dolu bardağı hayatı ona bağlıymış gibi sımsıkı tutarken Jungkook'un salonundaki koltuğa oturmuş, beyaz ağırlıklı halının saçma desenlerini izliyordu.Yani, buranın Jungkook'un evi olduğunu tahmin ediyordu çünkü en son gittiği Jeon'ların evi burası değildi. Demek ki Jungkook'un ayrı bir evi vardı veya Yugyeom'la birlikte burada yaşıyorlardı.
"Daha iyi misin?"
Jungkook'un sorusuna başını aşağı yukarı sallayarak cevap vermekle yetinip bardağı sehpanın üzerine bıraktı ve başını tekrar aşağı eğip üzerindeki sweatshirtün kollarıyla oynamaya başladı. Evet, yine Jungkook'un bir sweatshirtünü ödünç almak zorunda kalmıştı. Sweatshirt o kadar boldu ki Taehyung'a elbise gibi olmuştu. Fakat Taehyung yine de altına da bol bir eşofman istemeyi ihmal etmemişti.
"Taehyung, neden o hâlde olduğunu sorabilir miyim?"
Jungkook'un sorusuna 'Senin yüzünden. 'diyerek cevap vermek istese de ağzından çıkan kelimelerin oluşturduğu cümle "Önemli bir şey değildi." olmuştu.
Yani, teknik olarak Bogum'la olan kavgası onu patlama noktasına getirmişti fakat kafasını karıştıran asıl kişi Jungkook'tu.
Taehyung, Jungkook'tan hoşlanmıyordu, hayır. Bir kere onu tanımıyordu bile. Yalnızca rüyaları yüzünden ona çekiliyormuş gibi hissediyordu. Hem Bogum'dan hoşlanırken hem rüyasında Jungkook'u görmek tüm düzenini alt üst etmişti ve her ne kadar kabul etmek istemese de duygusal bir omegaydı. Kafa karışıklığının kendisini belli etme şeklinin göz yaşları olması onu şaşırtmamıştı.
"Aç mısın?"
Jungkook'un yumuşak sesi düşüncelerinden sıyrılmasını sağlarken başını kaldırıp yeşillere odaklandı. Sanki rüyasındaki o yeşilin mükemmel tonunun gerçekte bu olduğundan emin olmak istermiş gibi uzun uzun baktı.
"Omega?"
Boğuk ses onu girdiği transtan çıkarırken sweatshirtün kollarıyla oynama işine geri döndü ve başını aşağı eğdi. "Hayır."
Alfanın yerinden kalktığını hissedince dahi başını kaldırmadı. Daha sonra alfa ayaklarının dibinde diz çöktü, elini de onun çenesine attı. Farketmese de kalp atışları istemsizce hızlanırken alfanın hafif baskısıyla başını kaldırıp kusursuz yüzü incelemeye başladı.
"Yalan söylediğinde anlayabiliyorum Taehyung. Mesela küçük kalbin," Jungkook büyük elini onun kalbinin üzerine bıraktı. "Daha hızlı atmaya başlıyor. Göz kapakların," Ardından yeşil gözlerini mavilere dikti. "Titremeye başlıyorlar. Ve," Durdu. Saniyeler sonra da göz temasını bozup omeganın boynuna yöneldi. Burnu mühür noktasıyla temas ettiğinde omeganın içinin titrediğini bir şekilde hissetti. "Nefeslerin sıklaşıyor."
Ardından bir hışımla ayağa kalktı. Mutfağa doğru ilerlerken onun kendine gelmesini beklemedi bile. Anlaşılan omeganın kendisinden nasıl etkilendiğinin farkında değildi.
Taehyung başını iki yana sallayarak ayağa kalktı ve Jungkook'un peşinden gitmeye başladı. Bu yakınlaşmalar ona hiç iyi gelmiyordu, hiç.
"Ne yemek istersin, güzel omega?"
iki kelime dizlerini titretip ayakta durmasını zorlaştırırken hızlıca ilk bulduğu sandalyeye oturdu. "Fark etmez."
"O zaman lazanya yapıyorum?"
Taehyung her ne kadar bir kurt olsa da en sevdiği yemek et değil, lazanyaydı. Bunu duyan herkes acayip karşılardı ama Jungkook'un ona bu teklifle gelmesi onu gerçekten şaşırtmıştı. "Olur."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑺𝒖𝒏𝒇𝒍𝒐𝒘𝒆𝒓𝒔&𝑲𝒊𝒔𝒔𝒆𝒔
FanfictionTaehyung sürekli rüyasında gördüğü eşiyle tanışmak için can atıyor. alpha! Jungkook omega! Taehyung *Tamamlandı. Bu hikayenin yazarı 'benkopegim' olup, hikaye ile ilgili tüm haklar kendisine aittir.