16

7.6K 641 216
                                    

Taehyung utanıyordu.

Öyle çok utanıyordu ki bir gündür Jungkook'tan kaçıp duruyordu. Alfa evine gelmek istediğini söyleyince annesi ve kız kardeşinin döndüğünü söylemişti. Onu kendi evine çağırdığında da biraz hasta hissettiği hakkında saçmalayıp durmuştu.

Rüyasında alfanın ismini sayıkladığını bilmiyordu. Dahası, alfaya söylediği şeyle kendisini resmen bitirmişti: 'Bogum'u görüyordum.'

Tamam, aslında bakıldığında bunun pek kötü bir yanı yoktu. Sonuçta Jungkook onun hiçbir şeyiydi, değil mi?

Hayır! Kesinlikle kötü bir yanı vardı. Taehyung sürekli olarak rüyalarında onu görüyordu fakat gerçek hayatta birbirlerinden uzaklaşmaya devam ediyorlardı.

Belki de bu rüyaları artık kafaya takmamalıydı. Düşünmeyi bırakırsa rüyaları da bırakabilirdi. Sonuçta Bogum'la beraber oldukları bir ay boyunca hiç rüya görmemişti. Belki de gerçekten bu kadar çok düşünmeyi bırakıp hayatına devam etmeliydi.

Kapı zilini duyunca kalbi korkuyla tekledi. Jungkook'un gelmiş olma ihtimali yüzde kaçtı?

O kapıya uzanamadan Jennie kolu indirdiğinde kapı açıldı ve endişeli bir Bogum karşılarına çıktı.

Genç alfa, önündeki betayı hiç takmadan hızla eve girdi ve dosdoğru Taehyung'a doğru ilerlemeye başladı.

Taehyung daha ne olduğunu anlayamadan bedenini bir çift güçlü kol arasında bulduğunda ne yapacağını şaşırdı, fakat birkaç saniye içinde kendine gelip ellerini alfanın sırtına çıkardı.

Bogum Taehyung'un saçlarını okşarken "Taehyung? İyi misin? Kaç gündür gelemedim yanına, özür dilerim." diye mırıldandı.

Pekala, bu kesinlikle Taehyung'un beklediği bir tavır değildi, şaşırmıştı. Bogum onu yalnızca üç gündür görmediği için mi bu kadar endişelenmişti?

"İyiyim alfa, teşekkürler ilgin için."

Bogum gülümsedi ve Taehyung'un alnına ufak bir öpücük kondurdu.

Taehyung'un telefonu çalmaya başlayınca geri çekildi ve arayanın kim olduğunu bile bile ekrana baktı. Ardından yüz ifadesini hiç bozmamaya çalışarak Jungkook'un çağrısını meşgule attı. Sabahtan beri bu kaçıncı arayışıydı Taehyung sayamamıştı bile.

Bogum'la beraber salondaki ikili koltuğa yan yana oturdular ve alfa onu belinden sımsıkı kavrayarak vücudunu kendisininkine yapıştırdı. Tam o sırada Taehyung'un eşofmanının cebinde duran telefon yeniden çalmaya başladı. Taehyung da hiç düşünmeden yeniden sessize aldı.

Kendisini bok gibi hissediyordu, gerçekten.

Bogum'la beraberken Jungkook'u düşünüp duruyordu ve bu oldukça yanlıştı, çünkü Jungkook gerçekten de Taehyung'la yalnızca babasının katilini bulabilmek için beraberdi. Zaten bu sürecin içerisinde kesinlikle Taehyung'a gıcık olmaya devam edeceğini kendisi söylemişti. Bu yüzden Taehyung, ona kapılmadan önce hemen babasının katilini bulmak ve Jungkook'la iletişimini olabildiğince azaltmak istiyordu.

Gerçi, katili bulunca ne yapacağı da ayrı bir muammaydı ama...

Akşamüstü Jennie ve Taehee hava almak istediklerini söyleyip evden ayrılmışlardı. Taehyung'un telefonu onlar gittiğinden beri çok fazla çalmamıştı fakat yaklaşık 15 dakikadır hiç susmuyordu.

Telefonu hepten sessize aldı ve masanın üzerine bıraktı. Yan tarafında oturan Bogum'a döndüğünde suratında büyük bir gülümsemeyle kendisini izlediğini gördü.

𝑺𝒖𝒏𝒇𝒍𝒐𝒘𝒆𝒓𝒔&𝑲𝒊𝒔𝒔𝒆𝒔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin