İtiraf

96 9 19
                                        

Saat 2 ve ben bölüm yazıyorum!!

>>>>>>>>>>>>>>>>>

"Yeter Malfoy! Namusum hakkında konuşmayı kes! Bu seni hiç alakadar etmez!"

"Ne o? Yoksa hamilesin ve VızVız sırf annesi kızmasın diye senin saklamanı mı istedi?"

"Hatırlıyor musun? Bana bir hafta önce; 'Benim kaç kızla yattığımı nereden biliyorsun, beni mi gözetliyorsun?' demiştin. Aynı soruyu ben de sana soruyorum Malfoy! Beni mi gözetliyorsun da, Ron'la ne yaptığımızı görüyorsun?!"

"Ha, yani inkâr etmiyorsun öyle mi-

"Konuyu değiştirme! Beni mi gözetliyorsun dedim!?"

"Ah, sana aşığım Granger, o yüzden seni her saniye gözetliyorum(!)"

_________________
Tabii tabii, biz de inandık ;)
__________________

Kavgaları yaklaşık bir saattir durmaksızın devam ediyordu. Draco bu yorumunun ardından göz devirdi.

"Yeter! Ben gidiyor-

Telefonlarına gelen ani bildirimle irkildiler.

*Harry, 'Slytherin ve Gryffindor Dörtlüleri' adlı grubu oluşturdu.

--------
*Seçilmiş Salak, 'Slytherin ve Gryffindor Dörtlüleri' adlı Grubu oluşturdu.

"Ah,yine o salak ikinci-sevgilinin yaptığı saçma şeyler! Voldemort'tan yeterince Kedavra Laneti yemedi sanırım!"

"McGonagall söylemiş. Her boku yargılamadan önce bir dinle! Anlaşmamızı istiyormuş."

"Oooo," Dudaklarını aşağıya doğru büktü Draco. "...Granger İnek-Bulanık'ımız da küfür etmeyi bilirmiş!"

Hermione bilinmez bir şekilde hüngür hüngür ağlamaya başladı ve dizlerinin üstüne çöktü. Draco kaşlarını çatıp anlamaz bir bakış attı Herm'e.

__________________

neden yaptım ben de bilmiyorum ani duygu patlaması yaşattım kıza :Dd

______________________
"Ne boka ağlı-

"KES!*hıçkırık* SENİN*hıçkırık* APTAL SÖZLERİN*hıçkırık* YÜZÜNDEN!! *hıçkırık*"

Draco acımadı değil. Ama her Slytherinli gibi, gururu vicdanını bastırdı. Çok az farkla...

"Salak gibi duygu sömürüsü yapmayı kes! Ağlamadığını bili...

Hermione dizlerine yasladığı başını kaldırıp, 'sence sahte mi ağlıyorum' anlamında Draco'ya baktı.

"T-tamam yeter. Ağlamayı kes. Ama vicdan azabı çekmeyeceğimi bil. Hiçbir zaman."

"Ah, ben kim olurum da bir Yüce Malfoy'un vicdan azabı çekmesini beklerim ki!"

Hıçkırıklarının arasından zor konuştu Hermione.

İç çekti Draco, parmaklarını burun köprüsüne götürüp gözlerini kapatırken.

"Ne dememi bekliyorsun-

"HİÇ-BİR BOK- DE-ME! SADECE ODADAN DEFOLUP GİT!"

"Seninle burada oturmaya meraklı değilim zaten. Ve senin saçma bir söz yüzünden ağlamanı-

"Saçma bir söz yüzünden mi?!" Kaşları çatıldı Hermione'nin. Ve dediğini tekrarladı.

"Saçma.bir. söz. yüzünden.mi?" Hermione dişlerini sıkmaktan, dişleri kırılacaktı.

"9 yıl! Resmen 9 yıl bu 'saçma söze' katlanmak zorunda kaldım! İnsanlar kan statüsünü doğmadan önce seçemiyor Malfoy! Üzgünüm, Hogwarts'ta senin dışında Safkan bir başkan yok! Üzgünüm, odanda bir Bulanık barındırıyorsun!
Ama senin, Ölüm Yiyen aileni seçemediğin gibi, ben de kanımı seçemedim, çok üzgünüm!"

Tekrar ağlamaya başladı. Bardaktan boşalırcasına akıyordu gözyaşları.

"Annem o şeylerden biri degildi-

"Aynı şey! Ha annen ha baban! Ve sen de onlardan-

"BiriYDİM. Artık değilim."

"Yine de öyleydin-

"Bir bok bildiğin yok! Hiçbir bok bilmiyorsun! Bu yüzden kes o çeneni! Voldemort senin ölünü istemedi, o yüzden kes çeneni! Sırf o boklardan biri olmamak,her gece, gözlerin mosmor olana dek, belki de içinde bir temiz kırıntı,-sadece bir kırıntı- arayıp uykusuz kalmadın, o yüzden kes çeneni! O siktiğimin toplantılarına sen değil, ben katıldım, o yüzden kes çeneni! Ve Hogwarts Savaşı'nın başladığı dakikaya kadar saklanmadın, o yüzden O SİKTİĞİM ÇENENİ KES!"
Hermione hafif bir hıçkırıklarla kaşları çatık bir şekilde hala yere çökmüş durumdaydı. Canı acımıştı. Cümlenin her kelimesini kafasına kazıdı. Canı acımıştı ama Draco’ya acıdığından değil,onun için gerçekten üzülmüştü. Gerçekten...

Kırık bir ses tonuyla konuştu.

"Draco,ben...çok üzgünüm, öyle şeyler söylememeliydim-

"Gelmiş burada kan muhabbeti yapıp ağlıyorsun. Sevin be sevin! Potter'ın ardaşısın sen! Senin veya o salak VızVız'ın yerinde olmak için neler vermezdim- Ah siktir, bunları unutmazsan seni öldürürüm Granger, anlıyor musun?!"

"Bu odada yaşanan, bu odada kalır, Malfoy. Merak etme."

Hermione merakına yenik düştü.

"Peki... yani Kan'a önem vermiyorsan, neden hâlâ bana Bulanık diyorsun?"

Çok sakin ve uysaldı. Draco'nun kaşları hâlâ çatıktı ve yaptığı uzun konuşmadan sonra nefes nefeseydi.

"Babam yüzünden"

O kadar kısık sesliydi ki, Hermione sadece 'Babam' kelimesini duymuştu. Fakat sadece o kelimeden bile anladı.

"Bu bir bahane değil Malfoy. Baban artık Azkaban'da. Ha eğer konu şimdi de annense, annenin ne kadar zarif biri olduğunu duydum, o Kan ayrımı yapmaz."

"Belki de alışkanlık... Bilmiyorum. Uyumak istiyorum ve sakın kapımı bile çalma."

Başını tutarak uzaklaştı Draco...

>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>

Daha ne olsun 610 kelime!!

Bu arada 2 gün ara falan dedim de yarın paylaşabileceğimi sanmıyorum. Bilirsiniz sınavlar var. Eşek gibi çalışacağım!! O yüzden şimdiden atıyorum. Yoksa kural bozulmadı yanii.

2 gün sonra özel bölüm huuu!!

Dramione | OdaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin