Alevler İçinde Bir Dünya

136 15 5
                                    



Aklım çok karışıktı, ve bu istediğim cevapları alabilmek için henüz fırsatım yoktu. Ormandan kimseye bir açıklama yapmadan ayrıldıktan sonra Kyungsoo'nun evine gitmiştim. Biz çemberden ayrıldıktan hemen sonra evine dönmüş, sanki ona geleceğimi biliyormuş gibi yiyecek bir şeyler bile hazırlamıştı. Beni rahatlatan bir enerjisi olduğu için ona çabuk güvenmiştim sanırım, peri de onun hakkında iyi şeyler söylemişti. Bir şeyler atıştırmayı reddetmeden otururken ağzıma attığım et parçasının ardından ona baktım.

"Ne görmüştün o gün?"

Yutkunup başını yana çevirmişti ama, bunun bizimle ilgili olduğunu hissediyordum. Kyungsoo hakkında da bilmem gereken çok şey vardı, en basitinden neden rüyalarında beni görüyordu? Veya nasıl bir rüyaydı tam olarak?

"Bunu söylememem gerekir."

"Söylememen için hiçbir gerekçe yok, seni benden başka kimsenin duyamayacağına dair temin edebilirim."

Diyerek biraz daha ısrar etmiştiö. Birkaç hayvan hariç çevremizde kimse yoktu, eğer olsaydı da ses, koku, ikisi olmasa bile enerjiden yakalardım birinin varlığını mutlaka.

 İtiraz etmişti bir süre ama, çokta üstelememişti, Gözlerini kapatmıştı hatırlamak istercesine. Ellerini sıkmaya başlaması da gözümden kaçmamıştı.

"En basit tabirle ateşler içinde bir Dünya, cehennemin tasviri gibi. Gür bir ses bağırıyor, çığlıklar atıyor. 'Alevler İçinde Yanan Evinde; Şeytan, Ordusunu Çağırıyor! Alevler İçinde Yanan Evinde; Şeytan, Ordusunu Çağırıyor! Alevler İçinde Yanan Evinde; Şeytan, Ordusunu Çağırıyor!'"

Nefes nefese kalmıştı anlatırken, ama durmamıştı.

"İnsanlar ayağa kalkmak için birbirinin üstüne basıp yukarı çıkmaya çalışıyordu, en tepede tahtında oturan şeytan, tiksintiyle bakıyordu hepsine. Kendi bencilliklerinin cezalarını çekiyorlardı. Hepimizin cesetleri bir geniş ağaç kökünün üstünde duruyordu." 

Kyungsoo bazı detayları sanki önemsizmişcesine atlamıştı, cesetlerin başında hüzünle onları izleyen kişiyi söylememişti. Kim olduğunu henüz o da tanımıyordu ama iyi biri olduğunu düşünüyordu. 

"Belki abartı olduğunu düşünüyorsun, ama abi çok şey değişecek. Eşleşmeniz için baskı yapmak istemezdim, ama bu doğanın kanunları, ve hepimizin geleceğine bağlı. Nasıl olduğunu bilmiyorum ama, gelecekten kesitler çıkıyor karşıma. Yaptığınız en ufak hareket geleceği değiştiriyor, ve ben olabilecek bütün ihtimalleri görüyorum sanki. En basitinden Taehyung ile etkileşim kurman, o çocuğu yarın akşam, şaka yapacağız derken kazayla öldüreceklerdi. Sadece onunla konuşman bile birçok kişinin kaderini değiştirdi abi. Seninle gerçekten gurur duyuyorum. Umarım böyle biri olmaya devam edersin."

"Sanki kötü birine dönüşecekmişim gibi konuşuyorsun."

"Sadece gurur duyduğumu söylemek istedim, altında bir şey aramaya gerek yok."

---------

"Baekhyun neler oldu? Ondan saklayacağını söylemiştin?"

Vita babasını dinlerken düşüp bayılacakmış gibi hissediyordu. Chanyeol'ün aksine gücünü küçüklüğünden beri biliyordu, çok önceden keşfetmişti ama üstünde hala kontrol kuramıyordu. Ufak kar tanesi yaratmak isterken bir fırtına oluşturabiliyordu, bu fazla enerji tüketimi de, şimdi olduğu gibi yorgunluğuna sebep oluyordu.

"Tehlikedeydi, durduramadım kendimi."

"Sen tehlikedeydin!"

"Her neyse işte. Mecbur kalmasaydım yapmayacağımı biliyorsun baba."

I'm Alive In Your Blue Eyes (Chanbaek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin