Gördüğü rüyadan sebepsiz bir şekilde uyandığında sitemle geri dalmayı denemişti ama o güzel anlara dönememişti. Mecburen gözlerini açıp gerindi vita. Çadıra sıcak ışıklar vururken o kocaman bir esneme bırakmıştı doğan güneşe karşı. Gerinmek adına kollarını açtığında eli deltaya çarpmıştı, uykusu hafif olduğu için uyanan Chanyeol gözlerini zorluklarla açarken arkasını dönüp devam edecekti ki çoktan kaçmaya başlayan uykusu yüzünden doğrulup yüzünü ovuşturmuştu. Taze çift birbirine bakıp salak salak gülerken uykuları iyice açılmış gibiydi... Dememi bekliyorsanız yanılıyorsunuz, hemen kaseti geriye sarıyoruz.
Chanyeol ve Baekhyun civarda dolaştıktan birkaç saat sonra;
"Herkes uyuyor, savunmasızlar zaten neyi bekliyoruz?"
"Sabırsızlığın yüzünden aptalca bir hataya düşmeyeceğim Chavez. Herkesin toplanmasını beklemeliyiz. Pat diye öldürebileceğimiz kişiler olmadığını benden iyi biliyorsun."
"Şu an onlardan sayıca üstünüz, etraflarını çevirdik."
"Onlar kurt adam, fiziksel olarak bizden güçlü oldukları itiraz edemeyeceğimiz bir şey."
"Ama onlardan çok daha hızlıyız, bu da avantaj değil mi?"
"Önemli olan bu gücü kullanmayı bilmek, ve senin bu konuda tecrüben yok denebilecek kadar az. O yüzden sus ve bekle."
Saldırmaya hazırlananların cesareti gerçekten takdire şayan bir hareketti. Sürü lideri etrafı kontrol ederken vampirleri aklının ucundan bile geçirmemişti. Hiçbir düşmanını küçümsememelisin tabii ki ancak, onlar için vampirler çerezlikti. Ölülerdi bir kere. Hızları hariç hiçbir güçleri yoktu, fiziksel olarak insanlardan daha güçlü olmaları sayılmazsa. Kokuları bile olmayan cesetlerden ibaretlerdi. Ama dürüst olmak gerekirse çok önemli bir avantajları vardı. Kurtların kanını emmek vampirlere normale göre ekstra güç ve enerji verirdi. Ancak vampirlerin kanı kurtları zehirlerdi. Yani bir vampirle dövüşmek istiyorsanız, dişleri bu oyuna dahil edemezdiniz.
Kurtların etrafını saran vampirlerin başında 3000 bin yıllık yaşamıyla kudretli bir şekilde duran Hükümdar Oh Sehun vardı. Yaşını bir kenara fırlatıp atarsak oldukça etkileyici ve çekici bir adamdı. Vampirler yaşlandıkça güçlenirdi, Sehun yılların ona verdiği tecrübe ve kuvvetle havayı ve toprağı manipüle edebiliyordu. Her ne kadar güçlü olursa olsun, bu elementler üstünde tam olarak etki kuramıyordu tabii ki, ama bu ufak çaplı da olsa bir deprem yaratamayacağı anlamına gelmiyordu.
Sürünün etrafını çevrelerken herhangi bir problem yaşamamışlardı, farklı şehirlerden hatta ülkelerden gelecek olan arkadaşlarını bekliyordu lord. Kurtların, dünya üzerinde birçok sürüsü vardı ve bunlar birbirinden bağımsız yaşayabiliyordu. Vampirlerde ise işler daha değişikti, Hükümdar bütün vampirleri yönetiyordu, kendi aralarında ufak tefek klanları olsa bile her şeyi Sehun'a danışmak zorundalardı. Onların burada olacağını öğrendiği anda hızla vampirlerin toplanmasını emretmişti, tabii ki bütün dünyayı ayaklarına çağırmamıştı, sadece arkadaşı sayabileceği birkaç yüz kişiyi. Buradan istediğini almadan çıkamazdı.
Oh Sehun'un asırlara meydan okuyan yaşamı boyunca bir sürü kişiyle ilişkisi olmuştu, birçok türden yaratıklarla sevgili olmuştu ama asla bir çocuğu olmamıştı, olabileceğini de tahmin etmiyordu zaten. Vampirlerin hepsi melezdi, hepsi dönüştürülen insanlardı. Dünyada ortaya çıkan ilk vampirden sonra, bir daha safkan olmamıştı. Çünkü bu emrediliyordu, ta ki Sehun doğana kadar. İnsan - vampir ilişkisinde çocuk olmazdı, iki vampirin çocuk yapması da kesinlikle yasaktı, gelecek için çok tehlikeliydi ama sanki bu yasağa inat olarak doğmuştu. Yaklaşık iki yüz yıl kadar saklanarak yaşamıştı Lord Sehun. Cesaretini toplaması ve kendine güvenmesi bu kadar sürmüştü. Ortaya ilk çıktığı zaman büyük bir kaos olmuştu, ailesini gözünün önünde katletmişlerdi. Kaçmaktan başka bir şey yapamamıştı çünkü henüz güçlerinde çok tazeydi. Ama bir süre sonra intikamını en acı şekilde almış, bütün vampirleri yönetmek için başa geçmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'm Alive In Your Blue Eyes (Chanbaek)
FanfictionChanyeol, bir saldırının hayatını bu denli değiştirebileceğini tahmin edemezdi.