//Pardon pardooon bölüm birazdan başlayacak ama baştan fice bir isim önerisi istiyorum çünkü bu hiç içime sinmiyor ama aklıma güzel bir şey de gelmedi.
Medyayı bence açın çünkü bölüm bana tam bu şarkı gibi hissettiriyor
Chanyeol çok yakınından duyduğu kokuyla kendine gelmeye başladığında gözlerini hala açmamıştı. Kokunun sahibi o çocuktu, bal rengi ve pamuk gibi görünen o saçların sahibi. Çocuk ona iyice yaklaşmışken neden tepki vermediğini bilmiyordu, belki de utanıp uzaklaşmasını istemediği içindi kim bilir?
Çocuk boynuna kadar girdiği zaman Chanyeol daha da açılıyordu. Yavaşça bilinci yerine otururken burnunun ucundaki kokuyu tabii ki kaçırmamıştı. Ormanda kokladığı ama fazla da inceleyemediği esans. Şimdi bu kokuda daha farklı bir aroma da alıyordu, daha önce hiç denk gelmediği cinsten.
Chanyeol ruh eşlerine inanmıyordu. İlk görüşte aşkı da zırvalık olarak görüyordu, onun için gerçek olan bir şey varsa o da sevgiydi, zamanla öğreneceği, gittikçe sağlamlaşan bir sevgi. Bu yaşına kadar kimseyle özel bir ilişkiye girmemişti, çünkü içindeki şey her neyse, ona karşı çıkıyordu. Chanyeol kurdunun istediği ilk kişiyle evlenmeyi planlıyordu, çünkü kurtlar her ne kadar yırtıcı canlılar olsalar da kalpleri saf, sevgileri de temizdi. Ona kendinden fazla güveniyordu.
Bu sefer gözlerini açtığında etrafı daha net görüyordu, Etrafta biri var mı diye bakarken başı hareket etmişti ancak boynundaki çocuk yine de kıpırdamamıştı. Chanyeol bu pozisyonda zararda olduğunu biliyordu. Dişlerini boynuna geçirse kurtuluş şansı olmazdı, ancak hiç tehlikede hissetmiyordu, aksine sebepsizce mutluydu. Delta içinde neşeyle uluyordu.
"Eşim!"
Chanyeol kurdunun dediğiyle donmuştu, çocuk lanet burnunu onun boynuna dayadığında bile hareket edememişti onu tek hareketle duvara fırlatabilecek kadar iyi hissetmesine rağmen. Vita başını kaldırıp ona baktığı anda gözleri çarpışmış ve mavilerle buluşmuştu. Ormanda onu ilk gördüğü zaman altın rengi gördüğünü kesin bir şekilde hatırlıyordu oysa.
Anlatılan efsanelerdeki gibi, iki ruh eşi birbirini bulduğunda ruhları da birbirine dolanır, birbirlerine bakarken dünyanın en güzel denizlerine benzermiş gözleri.
Chanyeol'den
Çocuk boynumdan ayrılıp geriye doğru kaçtığı zaman yataktan destek alarak doğrulmuştum. Başım çatlayacak gibi ağrıyordu, kalbimde garip bir sızı vardı. Biri eline alıp sıkıyormuş gibi. Acıtmıyor, hoş ama garip. Elimi ister istemez göğsüme kaydırdığımda çocuğunda aynısını yaptığını fark etmiştim. Gözleri hala maviydi.
Yataktan kalkıp çocuğa doğru ilerlerken yerinde sabit bir şekilde beni izliyordu.
"Gözlerin mavi, buna hiç denk gelmedim nesin sen?"
"Benim gözlerim mavi değil, ama seninki öyle. Bu ne demek oluyor?"
Aldığım cevapla kaşlarım kalkarken ikimizde aynı anda duvardaki aynaya doğru koşmuştuk. omzum onunkine değiyordu. İkimizin gözleri de maviydi gerçekten. Yıllar boyunca tamamen saçmalık olduğunu düşündüğüm ruh eşi olayına düşmüş olamazdım değil mi? Daldığımı fark edip silkelenirken çocuğun benden daha fazla boşluğa düşmüş gibi göründüğünü fark etmek pek zor değildi.
"Hayatım boyunca yalnız kalacağımı düşünüyordum. Aptal bir alfanın beni koruma içgüdüsüne kapılmasına katlanmam gerektiği düşüncesi bile çekilmez geliyordu hep. Doğaları yüzünden biliyorum ama, yine de çoğu alfadan güçlü biri olarak geride kalmaya zorlanmak aşağılayıcı bir şey, ben korunmaya muhtaç bir omega değilim. Herhangi bir omegaya da sahip olamam. Kendimi böyle bir hayat istemediğim için yalnız ölmeye alıştırmıştım. Şimdi doğa ananın bir şakası, ruh eşim var. Kalsın, böyle bir şeyi istemiyorum. Söyle bana şimdi, seni nasıl bırakabilirim?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'm Alive In Your Blue Eyes (Chanbaek)
Fiksi PenggemarChanyeol, bir saldırının hayatını bu denli değiştirebileceğini tahmin edemezdi.