Günümüz:
Sabahın erken saatleriydi hyunjin uyuya kalmıştı dersi vardı şansı vardı ki gelen arama ile uyandı.
Gelen arama:Annem
Ekrana baktığında şaşırmıştı ailesinin işlerinin yoğunluğundan konuşamıyordu onlarla bir kaç gündür, avrupa saatlerine göre ise orada şuan ailesinin çalışıyor olması lazımdı. Daha fazla bekletmek istemedi hemen açtı telefonu.
"Alo anne bir sorun mu var?" Sesi endişeliydi ki bu normaldi.
"Hayır oğlum sorun yok, 1 haftalık iznimiz var ve Kore'ye geliyoruz bir kaç dakikaya uçağa bineriz. Aslında seni aramıyavaktık ama dayanamadım son bir kaç gündür sesini de duymuyoruz."
Hyunjin derin bir nefes verdi rahatladığının belirtisiydi bu.
"Sen yeni mi uyandın?"
Hyunjin saate baktı 8'e geliyordu
"Ah evet, gecikmişim. Gitmesem bence sorun olmaz hazır sizde geliyorsunuz."
"Devamsızlık yapma git okuluna"
"Hiç devamsızlık yapmadım 1 günden sorun olmaz."
"Pekii tamam."
"Siz nasılsınız, babam nerde?"
Annesi ile babası beraber konuştu
"İyiyiz." DedilerBabası konuşmaya devam etti.
"Annen seni aradığını söylediğinde hemen telefonu alıp hoperlöre aldım yoksa annen bırakmaz seninle konuşamazdım." Hepsi babasının bu dediğine güldü.
Hyunjin cevap veremeden babası tekrar konuştu.
"Uçağa binmeliyiz görüşürüz."
"Havaalanına geleceğim orada görüşürüz."
Telefonu kapattı.
Derin bir iç çekti sonunda uzun süre sonra ailesi geri geliyordu Kore'ye ve ailesinin karşısına bu şişik gözlerle çıkamazdı. Ailesi her ne kadar bilse de onlara böyle kötü görünmek istemiyordu ailesine iyi olduğunu göstermeliydi.
Soğuk su ile yüzünü yıkadı bakım yaptı kapatıcı ile kapattı göz altını.
Gelen arama: Jihyo
Jihyo ile çok yakınlardı küçüklüklerinden beri beraber büyünüşlerdi Jihyo ona nonna ( abla ) demesini istemediğini ismi ile seslenmesini istediğini söylediği için jihyo diyordu ona.
Gelen aramayı açtı.
"Hyun uyuya mı kaldın nerdesin neden gelmedin?"
"Annemler gelecek bugün Kore'ye gelmiyeceğim bugün üzgünüm tek kaldın."
"Sorun değil, annenlerin gelmesine sevindim onlarla iyi vakit geçir ben bahane bulurum hocalara."
"Teşekkürler"
"Önemli değil kapatıyorum görüşürüz"
"Görüşürüz."
Hyunjin telefonu kapattıktan sonra hazırlandı siyah pantolon ile siyah bir hoodie giyindi kapüşonu ile başını kapattı ve siyah maskesini de taktıntan sonra telefonunu arka cebine koydu cüzdan ve anahtarını alıp çıktı.
Erkendi gitmek için ama o önce etrafı gezip ailesine hediye alacağı için erken çıkmıştı bir çok yer gezdi beğenecekleri bir kaç şey aldıktan sonra saate baktı hâlâ erkendi.
Aldıklarını evine bırakıp tekrar çıktı.
Vakti varken boş durmak yerine her gün yaptığını yapmalıydı ailesi gelince bunu yapamayacaktı.Arabasına bindi, seoul national cemetery'e doğru sürdü.
Mezarlığın başına oturdu, maskesini indirdi ve kapüşonu indirdi.
"Bu sefer göz yaşlarımı dökemeyeceğim senin için özür dilerim. Annemlerin görmemesi lazım."Derin bir iç çekti zor dayanıyordu.
"Keşke... Keşke senin yerinde olsaydım, ben değil sen hak ediyorsun güzelce yaşamayı. Ama biliyor musun gerçekten asla ama asla hiçbir günüm güzelce geçmedi yemin ettim olmayacak ta. Eğer şu anda olsaydın yanımda olsaydın.. Gerçekten çok güzel olurdun eminim o zamanda çok güzel bir kızdın herkes peşinden koşuyordu hatırlıyor musun? Ben çok iyi hatırlıyorum çok sinir oluyordum kıskanıyordum tabi 'kimse göz dikemez sana' diyip senin sevgililerin ile kavga ederdim..."
gülümsedi anıları hatırına teker teker gelince güzel günlerdi özlemişti o günleri.
"Şimdi düşününce çok ergence ve saçma geliyor ama şuan yanımda olsaydın yine aynısını yapardım kimseye kanmanı istemezdim; sevgilin olacaktı, kişi seni kullanacaktı, daha sonra ise seni üzecekti buna inanıp istemezdim eskiden hâlâ olsa aynı şekilde düşünürdüm."
Yüzündeki o buruk gülümseme gitmişti yerine her zamanki solgun suratı yer almıştı.
"Seni çok özledim... Keşke, keşke zamanında daha iyi davransaydım sana değerini bilemedim iyi davranmadım bunları telafi edebilmenin bir yolu olsaydı keşke ama yok biliyorum kendime yaptığım şeyler, mutsuzluğum, af dilemem... Bunları telafi edemeyecek belki de biliyorum ama elimden sadece bunlar geliyor. Yemin ettim kimseyi sevip değer vermeyeceğim sana veremediğim değeri başkasına veremem annem, babam, jihyo ve ailesi hariç kimse sana zamanında yeterince değer vermedim belki ama şuan hepsinden daha çok veriyorum. Pişmanlık duyuyorum keşke beraber herşeyi yapabilseydik seni mutlu edebilseydim ama ben hep soğukkanlı olmuştum 'hayır, tehlikeli, olmaz, istemiyorum' gibi bahanelerle istediğin eğlencelerden hep uzak bıraktım seni seninle eğlenemedim... Ama yaklaşıyor o gün yaklaşıyor her geçen gün daha fazla staja gideceğim belki çok yakın değil ama yakınlaşıyor gün geçtikçe intikamını alacağım yeterli olur mu senin için bilemem ama en azından elimden geleni yapacağım."
Gözleri doldu zor dayanıyordu zaten ağlamamalıydı
"Şimdi gidiyorum ama geri geleceğim annemler burda olacak olsa bile gece kaçar gelirim zaten annemler gelince ilk iş buraya beraber gelicez her Kore'ye geldiklerine yaptıkları gibi ilk iş buraya gelmek olacak." Derin bir iç çekti ve sıra her zaman gittiği o yere gitmekti. Saate baktı erken kalktığı için hala fazla zamanı vardı aslında okula gitmese de olurdu ama istemediği için gitmedi.
Aslında bu yaptığını gece saatlerinde yapardı ama bu gün pek yapamayacak gibiydi sonuçta ailesi gelecekti onlarla vakit geçirecekti hem gecenin bir saatinde dışarı çıkması onları korkuturdu.
Ama bu yaptıkları Hyunjin'in günlük rutiniydi.
***
Umarım beğenmişsinizdirOy ve yorum yapın okuyup geçmeyin ya
Tutmasını istiyorum yardımcı olun lütfen
Şimdiden yapacaklara teşekkürler aşklar
Umarım gününüz iyi geçmiştir
Ayol samsunga ıphone daki emojiler geldi sonunda mutlulukk
Tel markanızı da yazın suraya bakim en azından bi yorum olsun bisi olsun

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Secrets - Hyunlix
Mystery / ThrillerYıllar öncesinde büyük bir olayla karşılaşıp büyük bir tramvaya sahip olan hyunjin'in mahallesine taşınan Avusturyalı bir çocuk hayatlarına girerek tüm hayatını değiştirmişti.