"üç gün jungkook, koskoca üç gündür bulamadık bir şey!"
"ben ne yapabilirim hyung? benim suçum mu sadece? sana kaç kez dedim çek elini diye. ama sen inada bindirip bırakmadın elimi."gözlerini kapadı taehyung sinirli bir şekilde. "sikeyim ki yüzünü görmek istemesem de gidemiyorum buradan. soktuğumun eli!" diye yere vurdu ayağını çıldırmış gibi. "siktir olup gitmek istiyorum senin yanından ama yapamıyorum!" diye bağırdı ardından da karşısındaki bedenin gözleri içine bakarken.
"dört gündür ne duş alabildim ne de kendi başıma yalnız kalabildim, sıkıldım!" dedi mavi saçlı sinirinden ağlamaya başlarken.
gözlerini kapattı ve yere çömeldi eliyle birleşik duran bedeni de yere doğru çekerken.
tavşan tokalı çocuk üzgündü. zaten kendisi lanetli olduğu için olmuştu bu durum. bir de onun bu hâlini gördükçe ona hak verdiği kadar üzülüyordu da kendine söylediği şeylerden dolayı.
"hyung.." dedi jungkook karşısındaki bedenin başını, kedine çekerek büzdüğü bacaklarını arasına sokmuş, görünen saçlarını izlerken. "üzgünüm ve özür dilerim." dedi ardından da ikidir ondan özür dilediği gibi yine bunu yaparak.
derince bir nefes aldı taehyung ağlaması arasından. "çok sıkıldım." diye mırıldandı daha sonra da.
"biliyorum." dedi jungkook da. "keşke bir yolu olsa da kurtarsam seni." deyip parmaklarını önündeki saçların arasına atmak istedi. ağladığında annesi böyle yapardı ve iyi gelirdi ona. belki ona da iyi hissettirirdi şu an..
parmaklarını tam saçlarına doğru götürüyordu ki taehyung kafasını kaldırdı. jungkook da elini hızlıca geriye çekti. ağlamaktan burnu kızarmış bedene baktı öylece.
derin bir nefes alıp verdi mavi saçlı. daha sonra da kafasını yine az önceki gibi bacakları arasına gömüp bekledi.
yeniden saçlarına dokunmayı düşündü tavşan tokalı çocuk. kızar mıydı ki? acaba hiç ellemese miydi..
önündeki beden bir dakikadan fazla süredir öyle durunca dayanamadı jungkook. ve elini saçlarına getirerek parmak uçlarını dokundurdu ensesine.
heyecanlanmıştı. her ikisi de.
taehyung ne olduğunu anlamak için kafasını kaldıracaktı ki jungkook'un konuşmaya başlamasıyla öylece beklemeye devam etti.
"istersen, bundan sonra da biraz senin ailen yanında durabiliriz. sen her akşam bir sorun olmadığını ve izin verdiklerini söyleyince aklıma gelmedi ama özlemişsindir onları." dediğinde sessiz kaldı mavi saçlı ensesindeki saç tutamlarına narince dokunan bedenin parmakları altında.
"hm, ister misin hyung bundan sonraki birkaç gün sizde kalalım? ben zaten hep annemin yanındaydım. sen de özlemişsindir kendi anneni."
sessiz kaldı taehyung. gözleri doluyordu yine elinde olmadan.
"bu lanet durumunu bilmemeleri gerekiyor. gidemeyiz benim evime." deyip yine bacakları arasında bekletti başını mavi saçlı bir şey demeden. ardından da "annenin ismi ne jungkook?" diye sordu.
"iseul."
"güzelmiş." dedi mavi saçlı. "benim annemin ismi de iseul, biliyor musun?" dediğinde ise şaşırdı jungkook. "gerçekten mi?"
"evet." dedi taehyung bir yandan da yanağındaki yaşı silmeye çalışırken.
parmaklarını onun ensesinden çekti küçük olan. daha sonra da "eminim ki çok güzel bir kadındır. gidelim mi anneni görmeye?" dediğinde başını kaldırdı taehyung. ardından da hafifçe gülümsedi karşısındaki bedene. "sana fotoğrafını göstermemi ister misin?" dediğinde heyecanla başını salladı jungkook.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
lanet ✓
Fanfiction"lanet.." dedi jungkook karşısındaki bedenle birleşmiş ellerine bakarken. "benim lanetime yakalandın kim taehyung." ⊹ taekook ⊹ texting/düzyazı✍️🏻 ⊹ okul/lise ⊹ kook💗 ⊹ sihir🪄 başlangıç: 160522 bitiş: 020622