²¹

4.5K 504 65
                                    

...

"hyung.." diye mırıldandı jungkook aradan geçen yarım saat ardından. "taehyungie hyung.." dedi ardından da yattığı yerden ağlayacak gibi çıkan sesiyle.

"jungkook, buradayım." dedi taehyung. daha sonra da yattığı yerden kalkarak jungkook'un yanı başına geldi. jungkook, ellerini tuttu hemen yanındaki bedenin. ardından da az önce yarım yamalak açtığı gözlerini yeniden kapadı.

"hyungie.." dedi gözlerini açamazken. "efendim gguk."

"seni çok seviyorum taehyungie."

ellerini tutan bedenin söylediği cümleyle kalbinde bir şeyler hissetti taehyung. "ben de seni seviyorum ggukie." dedi ardından da fısıldayarak.

parmakları uyuyan bedenin saçları arasına girdiğinde ise gerçekten onu özlediğini fark etti taehyung. iki gündür doğru düzgün konuşamıyorlardı bile.

parmakları arasındaki saçlarda daha da çok gezindi gülümserken. onun saçları istese de jungkook'un saçları kadar yumuşak olamazdı. sadece ona özel bir şeydi çünkü bu.

jungkook, saçları çilek gibi kokup taehyung'un rahatlamasını sağlayan, annesinin ölümü ardından karşılıksız güvendiği ve onun çilek dudaklarını yeniden tadıp gece kolları arasında uyumasını istediği tek kişiydi şu ana kadar tanıdığı insanlar arasında.

"taehyungie hyung." diye mırıldandı jungkook. ardından da "yatsana benimle buraya." dedi ağzından yarım yamalak çıkardığı kelimelerle.

düşündü taehyung. o da çok istiyordu bunu. bu yüzden de bir cevap vermeden sadece istediğini yaptı ve sırt kısmını yatağın başlığına vererek jungkook'un başını dizlerine koymasına izin verdi.

jungkook, koyduğu başı ardından kollarını da sıkıca sardı taehyung'un bacaklarına. gülümsedi taehyung. derince bir nefes alıp verdi ardından da.

ona olan hyung dışı sevgisini de kabul eder miydi ki?

gözlerini kapadı taehyung dizlerinde dinlenen beden kalbini çok zorladığı için. yutkundu ardından da zorlukla.

küçüktü daha. hem kendisi hem o. yanlış yapabilirdi, yapabilirlerdi.

"hyungie saçlarımı sev." dedi jungkook kendi parmaklarını taehyung'un parmaklarına hafifçe sararken.

onun parmaklarına baktı taehyung. bir bebek gibi sarmıştı kendi parmaklarını. dudaklarına getirerek öptü tavşan çocuğun parmaklarını. daha sonra da bir eliyle onunkini tutmaya devam ederken diğerini saçları arasına attı. bir süre sevdiği saçları ardından "sevdin mi?" diye sordu.

"hmhm." diye mırıldanarak onu onayladı jungkook. taehyung da dakikalarca onun saçlarında gezindirdi parmakları.

"hyung~" dedi jungkook dün geceden sonraki sabaha uyanıp kolları arasında kaldığı bedenin burnuna parmaklarıyla dokunurken.

"gguk.." dedi taehyung zar zor açmaya çalıştığı gözleriyle. "günaydın hyung!" diyerek sesini yükseltti jungkook. ardından da "ama beni bırakırsan.." dedi alçalttığı sesiyle.

taehyung zamanla kendine daha da gelirken jungkook'u kolları arasına sıkı sıkı sarmış olduğunu fark etti.

gözlerini tamamen açtığında gördüğü şey ise yine tavşan dişleriyle gülümseyen jungkook oldu.

"bırakır mısın beni hyung?" dedi jungkook yine dudaklarını hafifçe büzerek. taehyung ise gülümseyip kolları arasında sıkı sıkıya tuttuğu bedenin gözlerini izledi sadece.

yüzüne uzanıp burnuna bir öpücük koyduğundaysa gözlerini sıkıca kapattı jungkook. çünkü yine utanıyor ve yanakları pembeleşiyordu.

"hyung!" dedi hafif çattığı kaşları ve sıkıca kapattığı gözleriyle. "yapma böyle şeyler." dedi ardından da dudakları yine büzülürken.

"ama çok sevimlisin jungkook, seni öpmek istiyorum hep." dediğinde ise "hyung! yapma dedim sana ama." dedi jungkook ağlayacak gibi olurken. utanmaktan nefret ediyordu.

"tamam yapmıyorum gguk." dediğinde ise bir şey demeden kolları arasındaki bedenin gözlerini açmasını bekledi taehyung.

kısa bir süre sonra açılan gözlerle de "kendini çabuk toparladın yaramaz tavşan seni. dün jimin hyungunu kandırmışsın o güzel gözlerinle. üstelik bu yetmiyormuş gibi bir de içkisinden içmişsin. sana hiç yakıştıramadım tavşan."
"tavşan.." diye mırıldandı jungkook hâlâ kolları arasında olduğu bedenin gözlerine bakarken.

"gözlerim güzel mi hyung?" diye sordu ardından da ciddi bir şekilde.

cevap vermeden onu izledi taehyung. yaklaşık beş saniye ardından da kafasını hafifçe sallayıp onaylarken "öpmek isteyeceğim kadar güzeller." dedi.

jungkook'un kalbi daha da hızlandı. ateşi çıkıyor gibi hissediyordu.

"hyung.. sanırım ateşim çıkıyor." dedi tavşan tokalı çocuk uzun süredir gözlerine baktığı bedeni izlemeye devam ederken.

"bakayım." dedi taehyung ve ardından da dudaklarını jungkook'un alnına dayadı. orada kaldığı saniyeler sonrasında da geriye çekildi. "ateşin yok gibi jungkook, sadece sıcak olmuş olmalı oda." dedi. daha sonra da derin bir nefes alarak kocaman olmuş gözleriyle kendisini izleyen bedene bakmayı sürdürdü.

jungkook'un kalbi ise.. duracak gibi hissetmişti jungkook. dudakları alnına değdiği an o kadar heyecanlanmıştı ki, kalbinin sesini duyacağını sanmıştı.

"orası değil hyung.." dedi tavşan tokalı çocuk her ne kadar diyeceği şey onu utandırsa da. "..gözlerim, onların ateşi var gibi. onları da öpüp bakabilir misin?"

ağlayacak gibi hissediyordu jungkook ondan bu şekilde istediği şey için. hyungunun öpücükleri altında olmak istiyordu her zaman. gözlerini, parmaklarını, alnını, dudaklarını.. her yerini öpsün istiyordu.

"bakarım tavşan." dedi taehyung. ardından da gözlerini kapattı jungkook. gözleri doldu taehyung'un karşısında gördüğü bu manzara ile. gözlerinin öpülmesini bekleyen bir tavşan kalbine hiç iyi gelmiyordu şu an.

"öpmeyecek misin hyung?" dedi jungkook sesi titrerken. ağlayacaktı. çünkü karşısındaki bedenin de kendi gibi hızlı atan kalbini hissediyordu o sırada. yalnız olmadığını biliyordu.

"öpeceğim." dedi taehyung da dolu gözlerini kırptığı sırada yastığına düşen bir damla gözyaşıyla. daha sonra da önündeki bedenin gözlerine uzandı ve dudaklarını değdirdi hafifçe onlar üzerine.

dakikalarca, kolları arasında durup kendisini yeniden öpmesini isteyen tavşanın gözlerini yeniden ve yeniden öptü taehyung. daha sonra da kendi gibi onun yanaklarından akan yaşları sildi.

aynısını o da taehyung için yaptı jungkook.

birbirlerini izlediler dakikalarca bir şey demeden. daha sonra da yataktan kalkıp ayrıldılar ve bavullarını toplayıp akşam çıkılacak yol için hazırlandılar.

ve yol boyunca taehyung, tavşan tokalı çocuğun omzunda yatmasına izin verdi. gece yine geç saatlere gelip herkes uyuklamaya başlarken ise kendi de burnunu, omzunda uykuya dalan tavşanının saçları arasında gezdirip yine onun kokusunu soluyarak çilek kokulu bir uykuyla rüyalar alemine daldı.

çok duygusallaştım şu öpme kısımlarını yazarken
bu yüzden benle birlikte onlar da gözyaşı döktüler birazcık
(evet böyle kısımları yazarken duygusallaşıp ağlıyorum..)

bana ne oldu ben de bilmiyorum dhsvshvdgsgd

umarım bölüm hoşunuza gitmiştir :*

sonraki bölüm görüşürüzz💖💖

finale son bir bölüm bu arada..





lanet ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin