⁰⁸

6.2K 676 181
                                    

"seni uyarmıştım çok kez jungkook." dedi annesi önündeki koltukta oturan gençlere bakarken.

"neyse," diyerek derin bir nefes verdi. daha sonra da ikiliye yaklaşarak birleşmiş ellerine dokundu ve ne olduğunu anlamaya çalıştı.

"garip.." dedi şaşırmış bir şekilde. "ne garip anne?" diye sordu jungkook annesine karşı. "çekim, çok güçlü." dediğinde of deyiverdi jungkook.

"bunun benzeri bir olayı okumuştum kitaplarda-"

"neydi peki bu laneti geçirecek şey?" diye atıldı jungkook heyecanla annesine bakarken. "oradaki hikayede birbirinden nefret eden iki kişinin elleri, birbirlerine dokundukları an taşlaşıyordu. ve ikisi de bu ellerini kullanamaz hâle geliyorlardı. tabii bu etki giderek vücutlarının belirli kısımlarında da beliriyordu. sonunda hiçbir çare kalmadığını anladıkları an biri diğerinin o taşlaşan elini öpüyordu ve lanet kayboluyordu."

"yani ben de öpersem ayrılır mı ellerimiz?" diye sordu taehyung.

"bilmiyorum. bu durum sizinkine benzemiyor. hem bence bu durumu geçiren şey öpmesi değil, ona karşı hissettiği nefret duygusunun yok olmasıydı. sonuçta nefretle başlamıştı bu olay. çözümü de bunun ortadan kalkması olacaktır." dediğinde bir sessizlik oluştu.

"taehyung oğlum," dedi bayan jeon ona bakarak. "jungkook sana bir şey mi yaptı, neden nefret ediyorsun ondan?"

sessiz kaldı taehyung. kaşlarını çattı. "bir şey yapmadı, sevmiyorum sadece. hoşuma gitmiyor." dediğinde yüzü düştü tavşan tokalı çocuğun. bayan jeon da onda hissettiği garip duygu hissi ile daha fazla üzerine gitmedi.

ve bayan jeon'un taehyung'ta hissettiği şey sadece nefret değildi. kıskançlık, kırgınlık, sinir ve bunun gibi birçok duygunun birleşiminden oluşan karmaşık bir yapıydı.

"iyi geceler bebeğim." dedi bayan jeon jungkook'a sarılırken. gülüştü ikisi de.

"sana da iyi geceler taehyung." dedikten sonra ise odadan ayrıldı.

"ailenin bir şey demeyeceğinden emin misin? yani daha reşit bile değilsin sonuçta." diyen jungkook ardından "eminim." dedi taehyung net bir şekilde.

onu hatılamıyorlardı bile.

"arasaydın en azından."
"mesaj attım ya az önce babama, yeter."
"ama sesini duysay-"
"yeter jungkook. mesaj attım ve bitti. gerisine gerek yok."

kendine karşı yükselen sesten dolayı dudaklarını büzdü yine tavşan tokalı çocuk.

"bu pijamaları giydik de, sabah nasıl çıkartacağız tek başımıza?" diyen mavi saçlı, birleşmiş ellerinden dolayı bayan jeon'un yardımıyla zar zor giydikleri pijamaya göz gezdirdi.

"giydiğimiz şekilde. hem ellerimiz sadece kıyafetin ince kısmı geçecek şekilde de olsa ayrıldı biraz. belki zamanla geçen bir şeydir. yarın uyanırız ve ayrılırlar." diyen küçük, güldü aklındaki bu düşüncenin ona verdiği mutlulukla.

"kolum çok acıdı ama elimi senden çekeyim derken."
"benimki de acıdı. ama yapmak zorundaydık."

sessizlik oluştu yine ikisinin de gözleri birleşmiş ellerine bakarken.

"sonsuza dek böyle kalmayız değil mi?" diye sordu tavşan tokalı çocuk korkarak. "bilmem." diye yanıtladı onu mavi saçlı.

"jungkook." dedi ardından da. "annenin anlattığı şu öpme olayı.." dediğinde gözlerini karşısındaki çocuğa çıkardı. "..denesem mi elini öpmeyi?" dediğinde düşündü ciddi bir şekilde jungkook.

lanet ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin