Özel Bölüm +18

59K 897 263
                                    

Keyifli okumalar

Müge'nin anlatımı

Havanın sıcağı çöl sıcaklarıyla yarışır derecedeydi. Güneş gözlüklerine rağmen gözlerimi kamaştıran güneş beni karartmaya and içmiş gibiydi. Çantadan güneş kremini alıp bugün üçüncü kez yoğurt kıvamında güneş kremi sürmeye başladım tenime.

"Anne, abartmıyor musun sence de?"
Gözlerini devirip bana laf eden kızım Güneş'e ister istemez ters ters baktım.

"Sizin için söylemesi kolay tabi Güneş hanım, annenize çekseydiniz güneş karası ne demek öğrenir, bir yıl boyunca kapkara gezerdiniz."
Güneş yanığı değil karası ne demek esmerlerin bildiği bir şeydi...
"Hadi şuradan bir bardak su koyuver, ölmüşlerinin ruhuna değsin."

"Of annee of annee"
Ayağa kalkıp söylene söylene su doldurmaya gittiğinde ayağımdaki terliği çıkartıp fırlattım. Tam yanına düşen terliği görünce korkudan yana zıpladı.
"Söylenme anneye, annelere söylenilmez, ters konuşulmaz küçük hanım. Çok şımardınız siz, hep babanız olacak adam yüzünden tüm bunlar. Millet çocuklarıyla övünür, benimkiler boyumu geçti, 16 yaşına gelmiş kızım bana su doldurmuyor."

Yazın sıcağı bastırmış, deniz kenarında şezlonga uzanmışım, bir elimde kitabım, zar zor güneş kremini sürmüş güneşte yanmamak için şemsiyenin altından kafamı çıkaramıyorum, hanfendi bir bardak su doldurmuyor annesine. Söylenmekte haksız mıyım şimdi?

Kızım Yıldız, benden iki şezlong ilerde bronzlaşmaya çalışıyordu. Gözlerini iri iri açmış, kaş göz işareti yapıyordu.
" Anne yeter artık rezil oluyoruz. Terlik atmak ne? Bari başkalarının yanında yapma."

Başkaları mı?

"Küçücük adada bizden başka insan var da benim mi haberim yok? Siz görüyorsunuz da ben mi göremiyorum? Yine işedin değil mi banyoya? Hep diyorum duş alırken çişini yapma diye, al vesvese geldi. Kaç yaşında kızsın be çocuğum? 18 i geçtin artık yapma böyle şeyler "

Ağlamaklı bir halde bana bakıp koşa koşa arka taraftaki küçük eve gitti. Ne demiştim ki şimdi?

" Annem vurdu gol oldu. Anne, ablam Riccardo'yla Ayda teyzeden bahsediyordu. Yerin dibine soktun. "
Güneş, suyumu uzattığında alıp bir dikişte içtim. Boş bardağı geri verip teşekkür ettim.

"Bizden utanacağı bir şey yok ki kuzum, yıllardır birlikteyiz. Aile oluyoruz hem, o da benim kızım artık."
Yanımda oturmuş bir yandan sosyal medyaya çektiği fotoğrafları yüklemeye çalışan, bir yandan da bize laf yetiştiren Ayda'ya hak verdim. Riccardo ve Yıldız nişanlanmış, evlilik hazırlıkları yapmaya başlamışlardı. Yıllar önce bizi bırakıp bu küçük adaya yerleştikten sonra izlerini kaybettirmeyi beklemiş, sonra da bizimle iletişime geçmişlerdi.

İlk önce buluşmak bizi tedirgin etse de, kimsenin bizi takip etmediğini anlayınca gönül rahatlığıyla buluşmaya devam etmiş, yazları tatilimizi burada geçirmeye başlamıştık. Onlarsa kasabaya küçük bir kayıkla gidip gelmiş, Riccardo okumuş ve babasının yolundan gidip mühendis olmuştu. Kızımla da bir kaç ay içerisinde evlenmek istiyorlardı.

Şafak karnını tutarak yanımıza geldiğinde sinirli görünüyordu. Yedi aylık hamile olduğu için karnını okşayıp duruyordu.
"Ne oldu? Yıldız ağlayarak içeri geldi. Annem diyor başka bir şey demiyor. Müge ne yaptın? Yine kocanla rahat rahat sevişebilmek için milleti rezil ederek ayak altından çekmeye mi çalıştın?"

Nee? Herkes de suçu benden biliyor.
"O nasıl laf öyle sevişmek falan? Çoluk çocuğun yanında denir mi öyle Şafak? Bir kere yaptım diye yine yapacak değilim ya?"

TUTSAK +18 (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin