9. Kriz

136K 4K 3.4K
                                    

Bu bölümü AsudeGlBier e ithaf ediyorum

Keyifli okumalar...

Pervanelerin çıkardığı sesleri, kulağımdaki kulaklıklar azaltmaktaydı. Masmavi gökyüzünü yararak ilerleyen helikopter, üçüncü aracımızdı. Vito dan indikten sonra buna binmiş, Las Vegas' a gitmekteydik. Çölün ortasına kurulmuş günah şehri, ışıl ışıl parlamaktaydı. Öğle saatleri olması nedeniyle sokakta çok fazla araba görünmüyor, halkın geceleri sokağa çıktığını tahmin edebiliyordum.

Gösterişli otelleri, çılgın eğlence mekanlarıyla turistleri çeken bu şehir, beni kendine hayran bırakmaktaydı. Her bir binayı merakla inceliyor, daha önceden televizyonda gördüğüm Vegas'ı tanımaya çalışıyordum.

Helikopter, zengin, nezih bir kesimin üstünde uçmaya başladığında heyecanla cama yaklaştım.

Yüksek duvarlarla çevrili lüks, bahçeli villalardan gözlerimi alamıyordum. Her biri birbirinden gösterişliydi. Sanki aralarında rekabet varmış gibi yolun iki yanına sıralanmışlardı.

Kimisinde iki üç tane havuz, kimisinde tenis, basketbol sahası vardı. Büyük bir golf alanı kuranı bile görmüştüm. Çöl ortamı olmasına rağmen, yemyeşil bahçelerde çiçekler ve ağaçlar vardı.

Helikopter alçalmaya başladığında, büyük bir araziye kurulmuş, bir evin pistine inmeye başladık.

Ev değildi aslında, camdan bir şatoydu. Onu en iyi bu şekilde anlatabilirdim. Evin bir çok yeri duvar yerine camlarla çevrilmişti. Muhteşem bir bahçesi, büyük bir havuzu vardı.

Tüm bu güzelliklerin yanında, evin her katındaki balkonda, ellerindeki silahlarla nöbet tutan adamlar vardı. Buradan kaçmak imkansızdı.

Helikopterden inip pistin hemen yanındaki başka bir binayı gördüğümde buranın garaj olduğunu anladım. Garaj kapıları sonuna kadar açık bırakılan bina, beni şaşırtmıştı. Sadece arabaları koymak için ayrı bir bina yapmışlardı.

İki katlı olan otoparkta son model spor arabalar vardı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


İki katlı olan otoparkta son model spor arabalar vardı. Beyaz, siyah, kırmızı... Tüm renklerden, her modelden, çeşit çeşit araba... Ömrüm boyunca hiç birini bir arada göremezdim. Koşup hepsine dokunmak, binip deri kokusunu solumak ve sürmek istiyordum. Bayılmıştım. O kadar güzellerdi ki kendimi arabalara bakmaktan alıkoyamıyordum.

"Uslu durursan belki sana birini hediye edebilir."
Cario'nun dediklerini umursamadım. Belkiymiş. Ben olsam hiç birini vermezdim. Bu arabalara kıyıp da verilir miydi?

Ama almaya gelince, evet bu arabalardan birini kesinlikle almalıydım. En azından ölmeden önce bir tur atsam kimseye bir zararı olmazdı.

Ayda'ya baktığımda hala Cario'nun kucağında uyumaktaydı. Bu kadar uyuması normal miydi? Ben bile bir gün uyumuş uyanmıştım ama Ayda hala uyanamamıştı. Onun için endişelenmeye başlamıştım.

TUTSAK +18 (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin