ÖZLEMEK HİÇ BU KADAR ACITMAMIŞTI

88 4 0
                                    


"Öyle bir sesi vardı ki,hiçbir şarkıya değişmem.Öyle bir sessizleşirdi ki bazen, dudakları konuşmazdı belki ama,Gözleri anlatırdı her şeyi..."

*******************

Onu nasıl tek başına bırakabildiğime hala inanamıyorum.Lanet olsun.Peşinden gitmem gerekirdi.Şuan bu halde olmamalıydı.Her şey benim suçum.Lüfen aç gözlerini lütfen.

"Azra beni duymuyorsun belki ama ben asla böyle bişey nasıl yaptım bilmiyorum.Senden gerçekten hoşlandım ama korktum.Senide karanlığıma çekmekten korktum.Özür dilerim." Bir damla gözyaşım düştü ellerinin arasına.Her zaman o gülen gözleri şuan kapalı bir şekilde karşımda.O güzel teni şimdi bembeyaz.Onu böyle görmeye asla alışamam.Yanımda böyle yatması çok saçma.Onu korumaya çalışırken daha çok yaralıdığımı farkında değildim.


Onun varlığını hissetmeye ihtiyacım var en azından sadece yaşadığını bilmeye.Onu kaybetmekten korktuğumu ancak şuan anlıyorum.Yitirmeden anlamazmış insan ya aynende öyle.Yitirmeden anlamıyor insan.


Bu zamana kadar o kadar çok kızla beraber oldum ki,kızları anladığımı sanardım,bildiğimi düşünürdüm.Azra'dan sonra her şeyin tersini yaşamaya başladım.Aslında bu zamana kadar hiç bir kıza aşık olmadım veya sevmedim.Benim için sex objesinden farkları yoktu kadınların.Peki neden sadece Azra'ya da bunu hissetmiyorum.O, o cidden çok farklı.Onun bir bakışı kimi zaman gülmemi sağlarken, kimi zamansa nerde susacağımı öğretiyordu bana.


Ailemden sonra ilk defa bir kaybetme korkusu yaşıyorum ve kafam allak bullak.Sorunun kendisi duygularım.Azra o kapkara kalbi ellerinin arasına aldı ve nasıl oynıycağını iyi biliyor.


"Lütfen kalk miniğim,lütfen."


Sesim o kadar çaresiz çıkmıştı ki.Kendimi tanıyamadım bir an.Aklımdan çıkmıyor o gidişi, kaza yaptığını öğrenmem ve o yatakta bilinçsizce yatmasını izlemek özelliklede her şey benim suçumken bu çok koyuyor be.Makinelerden gelen düz bir sesle düşüncelerimden arınıp kafamı kaldırmayı akıl edebildim.


"Doktoorrr!"

"Siz dışarı çıkın beyefendi biz gerekli müdahaleyi yapacağız."

"Gerekli müdalen bu mu lan kız ölüyor!"

"Beyefendi lütfen işimi yapmamı engelliyorsunuz, onu öldürüyorsunuz."


O büyük laf ancak bu kadar gerçek olabilirdi.Onu öldürüyorsunuz.


Doktorun yakasını bıraktım ve hemen camın önüne çıktım.Onun o narin kalbi şuan yaşamak için mücadele veriyordu.Daha doğrusu vermek zorundaydı.Doktarın elleri kalbine gittiğinde içim çok kötü oldu.Ve masaj yapmaya başladı.2. yapışında kalp ritmi normale döndü.Şuan için en güzel haber buydu ve bu durumda beklemek mecburiydi.Hemen içeri daldım.


"Uyannman lazım miniğim benim için, teyzen için."


Onun o minik ellerini büyük ellerim arasına aldım.Nasılda soğuktu o elleri.Ben, ben ki asla böyle bir şekilde birine bağlanıcağımı düşünmeyen ben şuan acımdan kıvranıyordum.Yanımda kalmasına ihtiyacım vardı şu durumda bir tek.İsterse dünyanın öbür ucuna gitsin, sadece yaşadığını bilmek beni belkide bu kalbimin üstündeki ağır yükten kurtaracak.Belkide yanımda kalmasına ihtiyacım vardı ve şuan çok iyi anladım ben onun için her şeyi yapabilirmişim.


O bunları haketmiyordu.Kim bilir ne hayalleri vardı.Yaşadıkları kolay değildi,bir annenin yokluğunu bende iyi bilirim ancak bu farklıydı.Düşünsenize 17 yılınız beraber geçiyor acı-tatlı her şeyi anne diyerek yapıyorsunuz ve o gidiyor,bir daha dönmeyeceğini bilmek onu ne kadar yaralamıştım tahmin edebiliyorum.Ancak benim işim daha kolay olmuştu.Benden küçük yaşta alındı annem ve yüzünü bile hatırlayamıyorum.


Bu olaylar olmadan önce annemin mezarına gitmiştim.Ona her şeyi anlatmıştım ve susarak beni dinlemişti.Çok sessizdi. "Ah anne şuan burda olsan ve karanlığın içindeki oğluna o beyaz ellerini uzatıp çeksen ve bitse bu çile" diye yakınmıştım.Aslında bitmesini istediğim tek şey kalbimin içindeki ağırlığı ve yüksek dozdaki acıydı.


O güzel meleklerle eşdeğer olan o sesi,bembeyaz yüzü....

Ben ki hiç aşık olmadım,leydim.Ancak bana napıyorsunuz bilmiyorum ama bu beyefendi artık sizin kulunuzdur...


O güzel mavi gözleri açıldığında tebessüm ettim.Kahretsin böyle olması benim suçumdu ve ben onun yanında durmaya çalışıyordum.Arkadaşı Aleyna'ya haber vermiştim ve apar topar geleceğini bildirmişti ve gelmişti de.Hepimiz perişan bir haldeyken teyzesine suçlunun kendim olduğumu söyleyememiştim.Her türlü konud ayanlarında olmuştum.Önemli olan şuan bunlar değildi, şuan gözlerini açmıştı ve bana bakıyordu.Baygın gözleri eskisi gibiydi hala saklayamıyordu duygularını.O gözlerde kırgınlık, bir parçada parçalanmışlık farkettim.


"Senin burda ne işin var?!" diye titrek sesiyle bağırdığından afalladım.Böyle bir şey beklemiyordum.

"Ben özür dilerim yani şey-"

"Konuşma,sus."

"Yapma" bir damla yaş düştü gözlerimden.Ben bir kızın önünde ağlıyordum vay be ben! Hemde ne için duygularım için.Kendime ne kadar şaşırsam şuan ki durumumun yanında az kalıyor.Bendeki şaşkınlığın aynısını Azra' da da görünce daha da afalladım.Teyzesi ve arkadaşı gelmişlerdi odaya ve bizi dinliyorlardı.Hemen elimi çekip hızla çıktım odadan.


Bu kadarını kaldırabileceğimi düşünmüyorum açıkcası.Ağlamıştım ve üstelik buna 3 kişi şahit olmuştu.Ama daha da imkansızı ben , ben hoşlandığımı söylemiştim.Hemde Azra'ya! Bu bir rüya olmalıydı,kocaman saçma ve uzun bir rüya.En azından bu şekilde kalmasına yada olmasına ihtiyacım vardı.Şuanlık ona ihtiyacım vardı...

ÇIĞLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin