DOSTLARIMA ŞUAN İHTİYACIM VAR

77 6 0
                                    

Dostluk iki yürek arasında akan bir nehir gibidir;gittiği yeride temizler,geldiği yeri de.Arkadaşlık ise daha farklı bir kavramdır.İstediğin her an bir arkadaşlık kurabilirken,istediğin her an bir dosta sahip olamassın.Bazen hep yanındadır ama sen onu farkedemeye bilirsin.Dostlarda aynı yıldızlara benzer zaten.Her zaman göremeyebilirsin ama orada olduklarını bilirsin.İnsanlar eğlenebildikleriyle arkadaş olurlar,anlatabildikleriyle dost,ağlayabildikleriyle kardeş.Herkesle konuşabilirsin ama sadece bir kişinin yanında rahatça saçmalayabilirsin.Dost olmak işte böyle bir şey,anneniz ya da kardeşiniz gibi olur;sizi çok sinirlendirebilir,ağlatabilir ve kalbinizi kırabilirler ama sonunda, zor zamanlarınızda daima yanı başınızda olur,en kötü gününüzde bile sizi güldürmeyi başarırlar.Gerçek bir dosta sahipsen dünyanın geri kalanına ihtiyacın yoktur zaten.Ben gerçek bir dosta zaten sahiptim.

"Aley uyansana olum ne bu ayı oldun da kış uykusuna falan mı yattın?"

"Aley beni korkutuyosun uyansana lan" son çare olarak başından aşağıya soğuk suyu boşalttım.Titreme ve öfke karışımı bir şekilde gözlerini açtı ve üstüme atladı.İşte benim ayım.Bu kız sayesinde en azından aklım artık Chris'e kaymıyordu.Hem o zaten hayatını kurmuştu.

"Kızlar napıyorsunuz yukarıda, bir an ev başıma yıkılacak sandım!"

"Gelliyoruz" diye bağırdık ikimizde aynı anda ve aynı anda birbirimize bakıp gülmeye başladık.Bu kadına öküz gibi hayranım ulan.

Chris'in ağzından

Bugün yapabileceğim en kötü şeyi yapmak için hazırlanıyordum.Tabi bundan habersiz olan Azra vardı birde.Tepkisi beni ilgilendirmiyordu aslında.Çünkü her şey benden uzak durması için hazırlanan bir planın parçası.Emily'i bulmam zor olmadı.Hergün gittiği bara gidip onu almam çok kısa bir zamanımı aldı.Okulumuza kaydını yaptırdım.Sırf Azra için ne kadar para harcıyordum.Ben bunu normalde yapıcak bir insan değildim.Şu son günlerde kendime nolduğunu anlayamıyorum ama resmen içimde bugüne kadar biriktirdiğim nefret,öfke,kin yavaş yavaş eriyordu ve yok olma derecesine geliceğinden korkuyordum.Sanırım' yelkenleri suya indirmeye' hazırlanıyordum Azra'nın değişiyle.Ama bu asla olmıycak bir şey.Asla olamaz.Ama aklımın bir köşesinde de ya olursa diyen tarafım susmuyordu.Okulun kapısından girip arabadan indiğimizde herkesin gözleri bizim üzerimizdeydi.Her şeyim üstüne bahse girerim bu kızların hiçbiri bu zamana kadar ne konuştuğumu ne de yanımda bir kız gezdirdiğimi görmüşlerdir.Bu şaşkınlık doğaldı.Gözlerim kalabalığın içinde Azra'yı seçince gözlerinin dolduğunu gördüm.Bu hali ona acımamı sağlıyordu.Zavallı kız hemen de aşık olmuştu.Çok saftı,aşk olmasa bile onu bir enkaza çevirebilecek kadar bağlamıştım sanırım kendime,istemeyerek.

Azra'nın ağzından

Kalbimin kırıldığını hissediyordum.Gerisi yıkıntı,enkaz.Sadece beni yeniden hayata bağlayabilceğini düşünmüştüm.O kızla cidden yakışıyorlardı.Bişey demeye gerek yoktu.Sadece kendime sövmekten başka bir işe yaramamıştı bu  ona ihtiyacım yoktu.Bu zamana kadar olmadıda.

Annenin acısını sana kim unutturdu aptal kız!


İç sesim bile bana karşı isyana geçmişti.Sırf bu çocuk yüzünden okulumdan geri kalıyor,ödevlerimi yapamıyor(!) ve doğru düzgün uyuyamıyordum.Neden çirkinsin diyenlere cevap olsun diye bunları düşünüyorum,o derece nöronlarımı mahvettin.Beynim sadece şunu merak ediyordu:Benim o kızdan farkım neydi de benim yerime o bu mutluluğu tadiyordu?Hadi bir zamanlar (annemin ölümünden sonra) inanıyordum belki biraz şansım olduğuna,çünkü onu tanımıştım.Fakat hayat bana nasıl bıçak saplıyınca hareketsiz kalıcağımı hesaplıyordu sanki ve tam 12'den vuruyordu beni.Hemde her defasında.

"Azra iyi misin? sakin ol güzelim"

"Eve götür beni lütfen."Sesim o kadar cılız ve acınası çıkmıştı ki kendim bile bu duruma çok şaşırmıştım.Karşımdaki aley'i düşünün siz bir de.Kızda geldiğinden beri bir şey yapamadı benim sorunlarımla uğraşmaktan.En kısa zamanda onu dışarı çıkaracağımı beynimin bir köşesine not aldım.Ne kadar hatırlayacağımdan şüpheliyim ama.

Eve geleli nerden baksan bir 4 saat olmuştu.Eve geldiğim gibi uyumuştum.Uykumda ateşim fazla çıkmış olucak ki kendimi bir anda soğuk duşta buldum.Bu cidden kötü bir durumdu.Teyzemin benim için endişelenmesi beni mahvediyordu.Benim onu güldürmem gerekirdi bunca yaptığından sonra.Bazen düşünüyorum "umut daima içinde bir yerlerde" benim umudum nerde peki?Benim kocaman bir hayal kırıklığım varken kaderimin üstünde benden umuta inanmamı istiyorlar.Bu aynen çölün ortasında bir yağmur tanesinin ağzına düşmesini beklemek gibi.Bir damla umut imkansız görünürken daha ne kadar devam edebileceğimi düşünmüyor değilim.Şuan sadece dostlarımın yanımda olmalarına ihtiyacım var ,sadece dost diyebildiklerime.

ÇIĞLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin