Aishiteru

13 3 0
                                    


22 Kasım 1901  -  4:20

- Giyu Tomioka -

Natagumo'da yaşadığımız korkunç gecenin ardından kendime gelmeye çalışıyordum. Hem de o günden beri göreve gönderilmemenin verdiği can sıkıntısıyla mücadele ediyordum. 

İblislerin saldırıları son zamanlarda iyice artmıştı. O kadar fazla göreve gidiyorduk ki neredeyse tüm Hashira'ları bir arada görmek imkansız olmuştu. Ayrıca ilgilenmemiz gereken daha büyük sorunlar varken Hashira'ların kendi arasında anlaşmazlıklar başlamıştı. İstenen başarıların alınamadığı görevler , sorgulanan ve sürekli değiştirilen stratejiler bizi hiç olmadığımız kadar zorlu bir çıkmaza sokmaya yetmişti.

Bütün bunlar olurken her konuda yorumunu belirtmeyi zorunluluk gibi hisseden Kocho tamamen suskundu. Dağdan döndüğümüz geceden beri çok  farklı davranıyor olabildiğince az konuşmaya çalışıyordu.  Belki de o da bu durumda sessiz kalmanın en iyisi olduğunu düşünüyor olabilir. Ama içimden bir ses kafasını kurcalayan farklı şeylerin olduğunu söylüyordu.

Rengoku'nun bağırarak gelmesiyle düşüncelerim yüzüme vuran hafif bir rüzgarla sökülüp gitti.

Rengoku : Tomioka-San ! , Usta acilen yanına gitmemizi istiyor. Kritik bir durum var.

Giyu : Nedir ?

Rengoku : Zaman yok, koş !

Belirsizliğin vermiş olduğu telaş ikisini de heyecana sürüklerken hızlı adımlarla Ubuyashiki'nin karargahına vardılar.

Ubuyashiki : Çocuklar derhal Tokyo'nun kuzeyine gitmek zorundasınız , şehir daha önce görülmemiş  bir iblis istilası altında ve sayıları aşırı fazla. Çok fazla sivil kayıp var oraya en erken yetişebilecekler siz Hashira'larsınız. Durumu kontrol altına almanızı ve rapor vermenizi istiyorum. Şimdi Koşun.


Saniyelik bir selamlamadan sonra ikili sırp yamaçlardan zorlu arazilerden ve sonsuz kırsallardan geçerek Tokyo'nun kuzeyinde beliren büyük iblis ordusunu karşılamaya gitti.

Diğer tüm hashira'lar diğer bu tarz baskınların olduğu yerlere gönderilmişlerdi. Fakat karşılarına neyin çıkacaklarını bildiklerini düşünselerde İblis Kralının yüzlerce yıldır istediği şeye ulaşmasına çok az kalmıştı ve onun başarısı insanlığın mutlak sonu demekti. Mavi örümcek zambağından son bir tane bulunduğunda yüzlerce yıllık savaş sona erecekti. Zaten bir tanesi Muzan'ı ve diğer iblisleri güneşten daha az etkilenir yapmaya yetmişti. İblis avcılarının gözlere inanamadığı şeyde bu olacaktı. Güneşin iblisleri yakması saatler süren yavaş bir süreç olduğunda avcılar geçmiştekinden çok daha uzun süreler savaşıp çok daha fazla risk alacaktı.


22 Kasım 1901 - 5.40

- Giyu Tomioka , Kyojuro Rengoku -

Rengoku : Buraya neler olmuş ... Nasıl ... Nasıl bu kadar fazla şey bu kadar kısa sürede oldu ?

Giyu : Tek bildiğim başımızın dertte olduğu.

Rengoku : Muhtemelen on binlerce sivil kayıp var , her geçen saniye aleyhimize hemen ayrılıp temizleyebildiğimiz kadar temizledikten sonra burada tekrar buluşuyoruz.

Giyu : Pekala.

Ayrı yönlere koştular ve gördükleri manzaranın vermiş olduğu dehşete karşı koyarak önlerine çıkan iblislerin başlarını gövdelerinden ayırarak ilerlemeye devam ettiler.

İntikamdan Geri KalanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin