- Giyu ve Sanemi - Akşamüstü / Şehir Merkezi
Sanemi cebinden çıkardığı şırıngayı masanın üstüne bıraktı ve sessizliği tercih etti sanki yüzünde Giyu'nun neler olduğunu tahmin etmesini ister gibi bir ifade vardı. Her zamanki çatık kaşları şuan hüznü ve hasreti engellemeye çalışıyordu. Giyu'nun içinde anlamsız bir korku hakim olmuştu , hissettiği his sanki bir trajediye dahil olmadan önceki atacağı son adımı atan bir adamın korku ve gözyaşıyla karışık heyecanı ile aynıydı. İçinde göz kamaştıran parlaklıkta bir sıvı Giyu o şırıngayı elinde tutup anlamsızca bakarken camın içinde tur atıp duruyordu. Gökyüzünün artık gecenin gelişinin habercisi olan ilk lacivert lekeleri kendini belli ettiğinde , içini tarif edilemez bir duygu kaplamıştı. Sanki yaşarken rahatsız hissetmene rağmen hep yaşamaya devam etmek istediğin bir duygu gibi. Ancak sonrasında kendi düşünceleriyle bir yere varamadığında çareyi Sanemi'nin yüzüne sorgulayan gözlerle bakmakta bulmuştu.
'' Ne olduğundan hiçbir haberin yok değil mi ? ''
'' Hem de hiç. ''
'' Kime karşı her ne hissediyorsan hepsini biliyorum. Neler hissettiğini anlıyorum , acıların ve geçmişin hepsi benim de zamanında tecrübe ettiğim şeyler. Biliyor musun bir yerde duymuştum şöyle bir sözü '' Herkes acılarını farklı bir şekilde saklıyor kimisi gülüşüyle kimisi sessizliğiyle kimisi de öfkesinin içinde.'' Şimdi daha fazla şeyi anlıyor olmalısın.'' dedi Sanemi ve devam etti.
'' Acı , kayıplar , geçmişten çıkarılan dersler , geçmişteki hatalar bu dünyada yapmadığım en büyük hatanın geçmişi geçmişte bırakmak olduğunu fark ettiğimde bir şeyleri düzeltmek için çok geçti. Önceden yaşadığın şeyler ne kadar ağır olursa olsun onların yükünü bugün de taşımak sana hiçbir şey kazandırmaz. Anlasana artık kurtarman gereken biri olduğunu... Ben tüm geçmişimden arındım ama onun ablasını kurtaramamanın acısından sıyrılamadım. Senin de aynı şeyleri yaşamanı görmek bana sadece acı verir.''
'' Ben sadede gelirsem , bu gördüğün şey visterya zehri. Onun iblisleri öldürürken kullandığı şey. Sen merak etmeden neden bu zehrin bir enjektörün içinde olduğuna gelirsem , ablası Kanae bir iblis tarafından öldürülmüştü. O kadar güzel gülüşlü , merhametli ve iblislerle barış içinde yaşama hayali olan birinin bir iblis tarafından öldürülmesini hiçbirimiz kabul edememiştik. Ben onu korumakta başarısız olmuş fakat onun ölümünün bana verdiği acıya hayatımı mahvetme olanağı tanımamıştım. Amacım iblisleri bu dünyadan silip intikam almaktı ve bu sayede onu olduğu yerde huzura erdirmekti. Fakat Shinobu , intikam hırsı mantığının önüne geçti. Douma'yı Üst Ay 2 rütbeli olan bir iblisi, öldürmek için hayatını feda etmeyi planlıyor yıllardır. Bunu benden başka kimse bilmiyordu taa ki şuana kadar. Bu zehirin litrelercesi şuan onun damarlarında dolaşıyor ve zehir insanlar için öldürücü olmasa da gün geçtikçe sağlığı daha fazla bozuluyor. Son zamanlarda iblislerin sayılarının katlanması , çok daha karşı koyulması zor saldırılar yapmaları ve bir sürü Alt Ay görmemiz , tüm bunlar Shinobu'nun o iblisi bulup karşısına çıkmasının an meselesi olduğunu göstermiyor mu sence de ? Eğer sen bir şeyler yapmazsan duyacağın şey bir gece yarısı onun kargasının boğuk sesinden yankılanan bir ölüm haberi olacak.''
'' Artık ne yapman gerektiğini anlamışsındır. Geçmişte takılıp kalmak gibi aptallık yapma , hak etmediğini düşündüğün her ne varsa hak ediyorsun zaten , bunu yaparak sana ihtiyaç duyanları yalnız bırakıyorsun. Şunu asla unutma : Hayat dediğin üç gündür. Dün gelip geçmiştir , yarın ise bilmeceden ibarettir. Öyleyse hayat bir gündür o da bugündür.''
Sanemi'nin aslında yarım saattir sürdürdüğü konuşma aslında Su Hashira'sına hayata yeni bir bakış kazandırmaya yetmişti. Tüm bunları dinlerken boğazı düğümlenmiş , yüreğinin üstüne bir ağırlık çökmüşken kendini bildi bileli yaşadıklarını bir kenara atıp kendine verilmiş olan şansı akıllıca kullanması gerektiğini anlamıştı. Sabito ve ablası da öyle yapmasını isterdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İntikamdan Geri Kalan
FantastikVerilen binlerce yıllık mücadelenin ardından İblis Kralı'nın uzun zamandır hazırlandığı işgali başlattığı gece insanlık hayal dahi edemeyecekleri bir vahşeti iliklerine kadar hissedecek , çoktan yeryüzünden silinmiş olmayı dileyeceklerdi . Söylenece...