~3~

921 30 6
                                    

     Direk telefonu açtım 

"Kimsiniz?"

"Şey kızım Hakan ben"

"Buyrun"

"Yarın sabah kahvaltıya gidebilir miyiz? Bir konu hakkında konuşmak istiyorum da."

"Tabii, saat kaçta olsun?"

"Saat 9.30 gibi olsun uygun mudur?"

"Uygundur" dedim gülerek

Vedalaşıp kapattık Burak sorgulayan gözlerle baktı bende konuşmayı anlattım oda anlayışla karşıladı. Yine telefonum çaldı bu sefer Emir yani baş koruma arıyordu 

"Abla baskın yaptılar acil gel!"

"NE? TAMAM GELİYORUM"

"Burak baskın yapmışlar!"

"Ne duruyoruz hadiii"

Hızlıca evden çıktık arabaya binip son gaz sürüyordu Burak, bende silahlarımı ayarladım deponun önüne geldiğimizde Burak'a silahı verdim ve içeri girdik çatışma hala devam ediyodu kolonun arkasında durup ateş ediyordum karşı taraf kaçmaya başladığında adamlardan birini tuttum o sırada omzuma giren acıyla seslice inledim. Adamlarım adamı elimden aldılar O sırada Burak yanıma geldi.

"BERİL OMZUN KANIYOR!HASTANEYE GİDELİM HADİ

İtiraz etmek istiyordum ama dudaklarımı aralamaya çalıştıkça canım yanıyordu o sırada çoktan Burak beni kucağına alıp arabaya taşıdı başıma bu tür olaylar sık sık geldiği için dayanıklıydım yerimde doğruldum.

"KIZIM SEN DELİ MİSİN YATSANA!"

"İ...iyiyim b..ben"

"B*K İYİSİN YAT ŞURAYA DELİRTME İNSANI!"

Geri yattım onun sinirli hali çok korkutuyordu

"ŞU B*K BATAĞINA NERDEN BULAŞTIN ANLAMIYORUM Kİ!BİR GÜN ÖLÜP KALICAKSIN, ZATEN BİR TEK SEN VARSIN HAYATIMDA SENİ DE KAYBEDİCEM LAN!"

O bana kızarken hastaneye vardık kapıya açtım o sırada oda yanıma gelip bana belimden destek verdi acil kapısından girerken 

"B...burak D...deniz a..abiyi a...ara"

Oda başını sallayıp Deniz ağabeyi aradı şansıma hastanedeymiş odasından çıkıp koşarak yanıma geldi ve  kolumun altına girdi, artık gözlerim kararıyordu en son duyduğum "Beril! Nolur bırakma beni dayan Beril'im nolur" 

...

Uyandığımda ilk gördüğüm şey hastane ışığıydı doğrulmaya çalıştığımda Burak irkilerek uyandı "Beril'im" zorlukla kafamı çevirdim "İyi misin hm?" "Evet iyiyim ölmediğime göre ve hala burada olduğuma göre iyiyim" dedim "Ölüm deme bana nolur ya" o sırada kapı açıldı içeriye Deniz ağabey girdi 

"Nasılsın Beril?"

"İyiyim abi" o sırada doğruldum

"Şanslısın ki kurşun sıyırmış sadece yine o işlerden dolayı geldi başına değil mi?"

 Başımı salladım

"Ya kızım gel bırak şu işi"

"Ağabey valla bir kez girdim çıkamam"

"Daha çıkamam diyo, Allah'ım sabır ver" Bunu diyen Burak'tı

Onu umursamayarak "Ağabey ne zaman çıkarım burdan?" "2 gün kalsan iyi olur" "Ağabey 1 saate çıksam" "Hayır desem çıkıcaksın o yüzden çıkabilirsin 1 saate" başımı salladım oda çıktı başımı Burak'a çevirdim başı eğikti ona uzanıp parmağımla başını kaldırdım gözleri doluydu bana baktı ona uzanıp sarıldım  o başını boynuma gömdü bir süre sonra boynumda ıslaklık hissettim ağlıyordu onun hayatında ben vardım bir tek, beni hep önemsiyordu, beni kaybetmekten korkuyordu. Bir elimi saçlarına götürüp okşadım...

Sanırım o şekilde neredeyse 1 saat kadar durmuştuk sanırım o sırada Deniz ağabey içeri girdi Burak da geri çekildi "Çıkabilirsin kızım" dedi yataktan kalkıp ayakkabılarımı giydim Burak'ta ayaklandı beraber odadan çıktık Deniz ağabey yara olmayan omzuma elini koydu "Gelme bir daha böyle bişey için"  güldüm ve hastaneden çıktık gün yine yavaş yavaş aydınlanıyordu  Burak'ın evine geldik kanlı kıyafetlerimi çıkardım ve duşa girdim suyu omzuma değirmemeye çalışıp yıkandım ve bornoza sarınıp çıktım Burak'ın evinde bana ait bir oda vardı  dolaptan kıyafet  aldım (medya) saat 9'a geliyordu hızlıca giyinip saçlarımı mısır örgüsü yaptım ve aşağıya indim koltukta yatan Burak dikkatimi çekti üstüne battaniye örttüm  o sırada masanın üstünde ki telefonum titredi Hakan Bey konumu atmıştı evden çıktım arabam evin önüne gelmişti arabaya binip konumun gösterdiği yere gittim arabadan inip mekana girdim etrafa göz gezdirdim Hakan Bey el salladı ve tebessüm edip yanlarına ilerledim baş selamı verip sandalyeye oturdum havadan sudan konuştuk bir yandan da yemeğimizi yiyorduk boğazını temizleyip dikleşti

 "Kızım bak bizim sana bir teklifimiz var"

"Dinliyorum"

"Bizimle ailemizin yanına gitmeyi veya bizimle yaşamayı ister misin?"

Söylediği şey kafamda tekrarlandı cidden herşeyi bırakıp yaşayabilir miydim? Burak Burak'a danışmalıydım bu konuyu.

"Bana biraz zaman verme şansınız var mı?"

"Tabii karar verdikten sonra bize dön lütfen"

"Birşey soracağım aileniz nerede?"

"Mardin'de biz bir aşiretiz aynı zamanda"

"Anladım teşekkürler birde bi arkadaşım yanımda gelebilir mi?" gidersem tabiki de Burak'ı yanıma alıcaktım

"Elbette sıkıntı değil."

Başımı salladım yavaşça ve yavaştan kalktım ama omzun zorlandığı için yüzümü buruşturdu Tuğba Abla endişeyle bana döndü "İyi misin kızım?" "İyiyim sıkıntı yok"  dedim ama omzum fena ağrıyordu omzumu tutuyordum hala canım yanıyordu Hakan Bey yanıma gelip omzumu tuttu ona döndüğümde  bana endişeli gözlerle bakıyordu omzumun ağrısı şiddetlenince dengemi kaybedip kalktığım sandalyeye düştüm ikizim yanıma gelip "Beril iyi misin?" dedi başımı salladım kalkacakken Hakan ağabey beni oturtturdu "Gayet iyiyim  gidebilirim" "Olmaz kızım en azından biri gelip alsın yada biz bırakalım" "Burak'ı arayayım o zaman" "Tamam kızım" dedi morali bozulmuş gibiydi Burak'ı arayıp gelmesini istedim konumu attım omzumun ağrısı artıyordu,  o sırada "Beril" diye bağıran pardon böğüren ses Burak'a aitti  beni görünce yanıma hızlı adımlarla geldi bana sarıldı  anlımı öptü ve evet bir şeyin farkına vardım bu hayatta bana değer veren tek kişi Burak'tı benden ayrılıp Hakan abiye baş selamı verdi.

...

Asklarım oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın🦋




Mafya KadınıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin