"Aile yaşamının güzelliği hiçbir yerde yoktur..."
Oscar Wilde-"Özür dilerim kızım, bu zamana kadar seni affetmediğim için çok özür dilerim seni hiç dinlemediğim için."
Dedi ve bana sarılmaya yeltendi kendimi geri çektim.-"Bu zamana kadar canımı yakan beni yok sayan birine sarılacak veya affedecek değilim şuan lütfen gider misin?"
-"Ama-"dedi lafını yarıda kestim
-"Ben neler çektim yanımda mıydınız vuruldum kurşun yedim hanginizin haberi vardı söylesene!" Duraksadım nefeslendim ve devam ettim.
-"Şuan bu evi terk et bazı şeyler geç oluyor" dedim ayağa kalktı kapıdan geçirme gereği duymadan odama çıktım. Duşa girdim hızla işimi bitirip çıktım. Aklıma şirketimin İstanbul'da kalacağı geldi aklımda bir plan vardı ilk olarak üstüme lacivert saten şortlu pijama takımımı giydim. Ardından saçlarımı topuz yapıp aşağı indim.
Mutfağa geçip soğuk buzlu limonata koyup salona adımladım, telefonu elime alıp numarayı aradım.
-"Tarık Bey, merhabalar nasılsınız?"
-"İyiyim Beril Hanım, siz nasılsınız?"
-"Sağolun, sizden bir isteğim olacak yeni bir şirket şubesi yaptırmayı planlıyorum belli bir nedenden dolayı Mardin'e gidiyorum yani büyük ihtimalle temelli olacak eğerki müsaitseniz yarın şirketime gelebilir misiniz?"
-"Tabii, saat 13.30'da olurum"
-"Tamamdır görüşürüz"
Vedalaşıp telefonu kapattım saat 2'ye geliyordu limonata bitince kalkıp bir bardak daha aldım ardından oturup film açıp izlemeye başladım.
Filmin ortasındaydım gözlerim yavaşça kapanıyordu kapı çalınca irkilerek uyandım gecenin bı saatinde kimdi ki?
Tedbirden dolayı kapının önünde ki vestiyerden silahı alıp temkinli bir biçimde kapıyı açtım Burak ve kucağında Begüm vardı.
-"Iıı, açıklama yapacağım Begüm'ü yatağa yatırayım." Başımı onaylar biçimde salladım. İçeri girince kapıyı kapattım. Mutfağa ilerledim iki kahve yapıp salona ilerledim, Burak ise merdivenlerden inip yanıma oturdu.
-"Anlat bakalım."
-"Ya Begüm kaç saattir oradaydı zorla eve getirmeye ikna ettim arabadayken uyudu bende buraya getirdim şimdi kendi evime götürürsem yanlış anlar belki."
-"He iyi yapmışsın gözlerinden uyku akıyor çıkta sende uyu."
Başını salladı ve yukarı çıktı telefonun ekranına baktığımda saat 03.47 olmuştu filmi izlemeye devam ettim önümdeki kahveyi içerken.
Gözlerim yavaşça kapanıyordu elimdeki kupayı önümdeki sehpaya bıraktım ve kendimi uykunun kollarına bıraktım...Uyandığımda saat 07.23 olmuştu kalktım banyoya çıktım elimi yüzümü yıkadım klasik bakımı yaptım saçlarımı at kuyruğu yapıp giyinme odama geçtim. Üzerime eşofman ve crop top giydim (medyayı referans alabilirsiniz).
Aşağı indim cam şişeme su doldurdum. Spor çantamı ve telefonumu alıp evden çıktım, spor salonu eve oldukça yakındı. Evden çıkarken iki korumayı yanıma aldım ve spor salonuna gitmeye başladık.
Sonunda varmıştık içeriye girdik korumalara döndüm
-"Kapıda bekleyebilirsiniz." dedim ve ardından kadın soyunma odasına geçtim. 27 numaralı dolabımı açtım eşyalarımı dolaba bıraktım ve sadece suyumu alıp odadan çıktım. İlk işim ısınmak oldu ısınma hareketlerini yapıp koşu bandına geçtim yaklaşık 30 dakika boyunca orada vakit geçirip ağırlık kaldırmaya başladım...
Yaklaşık 1.30 saatimi orda geçirdikten sonra ağırlıkları yere bıraktım ve kadın soyunma odasına gittim. Ardından çantamı alıp spor salonundan çıktım, korumalarla birlikte eve geldik kapıyı açıp içeri girdim çantamı vestiyere bırakıp ayakkabılarımı çıkardım ve mutfağa geçtim Burak uyanmış kahvaltı hazırlıyordu bir yandan da sandalyede oturan Begüm ile konuşuyordu onları bölmeden odama çıktım terlediğim için hızlı bir duş aldım üstüme rahat bir eşofman takımı giyip aşağı indim Berke sonunda kahvaltıyı hazırlamıştı beni görünce şaşırdı:
-"Ne ara geldin sen? Hiç duymadık."
-"Oldu bir 20 dakika rahatsız etmek istemedim." dedim Begüm'e baktığımda başını yere eğmiş elleriyle oynuyordu bu haline hafifçe tebessBüm ettim ve masaya oturdum. Konuşarak kahvaltıyı yaptık telefondan saate baktığımda 12.30 olmuştu.
-"Gençlik ben yavaştan kalkayım şirkete geçmem lazım."
-"Hayırdır noldu ki?"
-"Yeni bir şirket şubesi için Tarık Beyle görüşeceğim işim kısa sürer zaten gelmenize gerek yok." dedim.
Burak da başını salladı telefonumu alıp odama çıktım. Üstüme etek takımı giydim hafif bir makyajla noktalandırdım kol çantama anahtarımı, telefonumu ve ilaçlarımı koydum. Ardından aşağı indim hava hafif güneşliydi ince montumu aldım ve evdekilerle vedalaştım arabaya doğru ilerledim.
Arabayı garajtan çıkardım güzel bir şarkı açtım ve şirkete sürmeye başladım arkamda iki araba daha vardı elbette korumalarımdı. Saat 12.57'ydi daha vaktim vardı yaklaşık 20 dakika sonra şirkete varmıştım. Arabayı park edip şirkete girdim, Begüm burada olmadığı için çalışanlardan birine döndüm:
-"Tatlım, senden bir iki şey isteyeceğim ilk olarak Tarık Bey geldiğinde benim odama yönlendir, birde şirketin ortaklarıyla saat 15.00 gibi bir toplantı düzenlemek istiyorum halledebilir misin?"
-"Elbette Beril Hanım."
-"Teşekkür ederim sende o iş."
Çalışan başıyla onaylayıp yanımdan ayrıldı bende şirketin mutfak bölümüne geçip kendime kahve yaptım ve su alıp odama çıktım. Suyu masamın üzerine bıraktım ve kahvemi alıp camın önüne geçtim. İstanbul'da son günlerimdi bu hala inanılmaz geliyordu çünkü 23 yılımı bu şehirde geçirmiştim hayat bazen çok değişik oluyor benim gözümde en beklemediğimiz anda en beklemediğimiz şeyler oluyordu ne garip değil mi?
Bir anda kapı tıklanınca daldığım yerden gözlerimi ayırdım kapıya döndüm...
Selamlarr bir bölümün bitişindeyiz kitapla alakalı güzel planlarım var tabii yazmaya üşenmezsem jknsn neyse iyi okumalar sizlere bitince yorumlarda buluşalıım:)