"Ne yapıyoruz şimdi?" dedi heyecanla Jisung. Enerjisi asla tükenmeyen, sürekli nasıl olduğunu anlamadığı bir şekilde gözleri ışıldayan çocuğa baktı Chanbin'de iki elini cebine sokup.
"Nasıl hiç yorulmuyorsun, lütfen bana da biraz enerji." Saçlarını düzeltip şapkasını taktı ve tekrar konuştu. "Bilemedim ama ne yapalım istersin sen seç bu sefer." Daha yeni beraber spor salonunun önündelerdi, gerçi Jisung Changbin'in programı gibi dolu dolu geçirmemişti ama yine de Changbin çok fazla gezen bir tip değildi. Genelde tek başına gelir ve işi bitince evinde uzun süreli bir duş alır dinlenmeye bakardı.
Jisung çocuğu düşünmeden sorduğu soru için utandı ve küçük çaplı bir pişmanlıkla özür diledi. "Kusura bakma hiç düşünmeden konuşuyorum öyle değil mi? Yani ben belki bir şeyler yeriz falan diye demiştim ama yorgun olabilirsin sonuçta. Evlere de dağılabiliriz ben böyle dedim diye bir şey yapmak zorunda hissetme lütfen."
"Hey sıkıntı yok yorgun değilim, olur gidelim."
"Tamam ama bak ben dedim diye yapmıyoruz bunu eminsin değil mi? Cidden dağılabiliriz anlarım tüm gün kafanı şişirdim zaten ama bak gerçekten dinlesen dikkat etsen çok konuşmuyorum biliyor musun? Sadece hızlı konuştuğum için insanlar benim çok konuştuğumu düşünebilir ama öyle değil. Gerçi bazen Seungmin çok konuştuğumu söylüyor ama o zamanlar cidden çok konuşmuş oluyorum. Ne yapabilirim ki? Bir şey oluyor ve düşünsene heyecanlıyım yani hemen biriyle paylaşmak istiyorum bu sefer hangisi müsaitse hemen ya arıyorum ya evlerinde bitiyorum gerçi müsait değillerse de bunu yapıyorum çünkü o an konuşmam lazım yoksa hayatta duramam patlarım herhalde, gerçi bazen kırıcı oluyor yani mesajla anlattığımda Chan hyung sadece sus Jisung sus diye ses atıp ortadan kayboluyor ama ama ama kırıcı oluyor dediğime bakma tabii ki kırılmıyorum yerim hepsini çok seviyorum ciddi demiyorlar onu hep dinliyorlar gün sonunda. Böyle diyince onlara zorla dinlettiğimi düşünebilirsin ama böyle bir şey yok hadi anlat tamam diye kendileri yanıma geliyor hehe her neyse sanada böyle yapıyorsam gerçekten fark etmeden oluyor yapıyor muyum? Yapmıyorum bence yaparsam sıkılır mısın ki benden? Sıkılma ya sus de susarım gerçekten."
Çocuğun uzun uzun ve hızlı konuşmasının sonlarına doğru sırıtmamak için dudaklarını birbirine bastırdı Changbin. O kadar doğal ve tatlı gelmişti ki karşısındaki çocuk kendi de ne diyeceğini bilememişti. Uzun zamandır böyle içi dışı bir bi insanla karşılaşmadığını düşündü. Cevap vereceği sırada telefonu çaldı Jisung'un. Lix'in aradığını görünce gülerek arayan kişiyi Changbin'e gösterdi ve telefonu açtı.
"Lixie pixiem!!!"
"Aşkıımmm neredesin?"
"Changbin'leyim salondan çıktık şimdi ne yapsak onu konuşuyorduk." dedi heyecanını gizlemeden.
"Bana gelmen lazım diyecektim off bu çocuk her yerden çıkıyor." Bunu söylerken elbette ki ciddi değildi Felix aksine vakit geçirdikleri için mutluydu, Changbin pek bahsetmesede tüm dedikoduları Jisung'dan alıyordu.
"Geleyim önemliyse hemen."
"Tarafını seç Ji' o mu ben mi?"
"Ji' mi?? Bana böyle başka kim seslenir biliyor musun?-" derken Changbin'in kaşları söylememesi için yukarı kalkıp indi. Chan hyung diyecekken toparlayıp "Bizim çocuklar." deyiverdi.
"Konuyu değiştirdin de her neyse, takılın o zaman siz iki saate Minho hyunglara geçeceğim ben gelin sizde isterseniz. Belki Hyunjin ile Jeongin'de gelir gerçi pek sanmıyorum ama."
"Sürekli Minho hyunglara gidiyoruz rahatsız olmasın?"
"O hyung elinden gelse hepimizle aynı anda yaşamaya çalışır duymamış olayım, kendi davet ediyor zaten lütfeen gelin lütfen lütfen lütfenn."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Soulmate | Skz
FanfictionLix tesadüfen Chan'ı görüp instasını buluyo iki arkadas grubu bir sekil tanısıyor ama olaylar olaylar fln yani yaziyom iste bsiler |texting+düz yazı|