↬fifteen -final

1K 115 53
                                    

˚ *

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

˚ * . * * ⋆  . · ⋆ ˚ ˚ ✦  ⋆ ·  * ˚

Güne Suna'nın kalp atışlarını duyarak başlamayalı uzun zaman olmuştu. Bunca zaman içinde sen bağlarınızı kopardığını sanarken aslında ona daha da bağlanmıştın, haberin yoktu. Bir süre böyle kalıp düzenli ve yavaş bir tempoda atan kalp atışlarını dinledin. Bu sırada göğsünün üstünde duran elinle yavaşça tişörtün üstünden tenini okşuyordun.

Kalkmaya karar verene kadar üstündeki ağırlığı fark etmemiştin. Pluto, gece muhtemelen ilk defa gördüğü yabancının kim olduğunu anlamaya çalışmış ve bir süre sonra da senin üstünde uyuya kalmıştı. Suna'nın uykusu derindi ama sen yanından ne zaman kalksan uyanır sana nereye gittiğini sorar ve tekrar uyurdu. Bu yüzden onu uyandırmaktan çekinmezdin ama kedin... Onu uyandıramazdın. Bu huzurlu anı bozmamaya karar verdin ve bir müddet daha uyudun.

Yüzüne vuran sıcak nefesle uyandığında neredeyse ağzının içine girecek olan Pluto'ya baktın. Şüphesiz ki tekrar Suna'ya bakmaya gelmişti. Kafanı Suna'nın göğsünden kaldırıp ona baktığında sana gülümseyerek baktığını gördün.

"Günaydın sevgilim."

"Günaydın." Başucunda duran suyuna uzandığında Suna senden önce davrıp suyu sana verdi. Yattığın yerde dikleştin ve suyunu yudumladın.

"Kedin beni tanımaya çalışıyor sanırım."

"İkizlere ve Kiyoomi'ye alıştı sayılır. Birkaç haftaya kalmaz sana da ısınır."

Suna elini yavaşça Pluto'nun kafasına uzattı ve kedini, kendisini sevdirmesi için izin vermesini bekledi. Pluto kafasını Suna'nın eline doğru ittirdiğinde Suna yumuşak dokunuşlarla kedini okşadı ve bir müddet bunu devam ettirdi.

Gözlerin saate iliştiğinde dudakların arasından ufak bir şaşırma sesi çıktı. Saat çoktan öğlen olmuştu bile. Bu kadar uyuyabildiğin için şanslıydın. Uzun süredir böyle bir uykunun 'u'sunu bile uyuyamamıştın çünkü.

Kendini yataktan dışarıya atıp lavabo ihtiyaçlarını giderdin ve üstünü değiştirdin. Bu sırada seni izleyen ve hala kedini seven erkek arkadaşınla göz göze geldiniz.

"Nereye?"

"Gün boyu yatakta mı durayım Rin. Ayrıca bize bol protein içerikli bir kahvaltı hazırlayacağım. Birilerinin ihtiyacı var gibi duruyor." Son cümleni bastıra bastıra söylemiştin. Tekrar yatağına doğru ilerledin ve Suna'nın alnına bir fiske attın. "İşim biraz sürer. Uyumaya devam edebilirsin. Ben seni uyandırırım." Eğilip dudaklarına kısa bir öpücük bıraktın.

"Yeterince uyudum. Sana yardım ederim." Yattığı yerde biraz esnedi ve dikleşti.

"Pekala."

Olabildiğince protein içeren besinler hazırlamak senin için zor değildi. Yıllardır tek başına yaşıyordun, nasıl yemek yapılacağını ve nasıl yeni yemek türetebileceğini de biliyordun. 

Aklındaki her şeyi hazır ettiğinde kahvelerinizi fincanlara döktün ve bir an evvel yemek için sandalyelerden birine oturdun. Saatlerdir bir şey yemiyordun ve miden ciddi anlamda kazınıyordu.

Dört beş kişinin çok rahat yiyebileceği yemekleri mideye indirmeniz işten bile olmamıştı. İkiniz de on iki saati aşkın bir süredir yemek yememiştiniz ve bu kadar yemeği çok hızlı yemek sizi kilitlemişti.

Şişen göbeğini oluşturdun. "Of, o son tostu yemeyecektim."

"Yediklerine kıyasla o minicik tostun etkisinin çok büyük olduğunu mu düşünüyorsun?"

"En azından midemde biraz boşluk kalabilirdi."

"Bana kalırsa çok bir şey değişmezdi." Suna senin elini kavrayıp kendi dudaklarına götürdü. "Yemekler harikaydı bebeğim. Teşekkür ederim."

"Rica ederim."

"Bu arada. Bana dün gece neden oraya tek gittiğini ve neden içtiğini açıklamak ister misin?" Suna'nın ses tonu bir ricada bulunur gibi değil de emir verir gibiydi daha çok.

Gergin bir şekilde gülümsedikten sonra alt dudağını dişlerin arasına aldın.

"Ehe."

"Ehe?" Suna'nın kaşları çatıldı. "Ben nerede olduğunu anlamasaydım veya gelmeseydim, o telefonu açamsaydım başına neler gelebilirdi az çok tahmin edebilirsin bence."

"Ya... Ben sadece biraz kafa dağıtmak istemiştim."

"Tek başına?"

"Arkadaşım yok ki..."

"Evinde ne bok yiyorsan ye o zaman."

Mutfak fayansının desenlerini tek tek incelemeye başlamıştın. "Sadece... Senin orada ne bulduğunu merak ettim, biraz. Eğlenirim diye düşündüm ama öyle olmadı."

"Bilmiyor musun sanki bünyenin zayıf olduğunu?"

"Ya Rin tamam kızma. Olan oldu işte." Masum bir ifade takınıp ona baktın.

"Yapma şu suratı."

"Hangi suratı?" Dudaklarını büzdün.

"Yapma işte şunu, sinirlenemiyorum."

"Amacım o belki." Gülerek yerinden kalktın ve ona doğru ilerledin. Yanaklarından kavrayıp dudaklarını büzdürdün ve onu bu şekilde öptün. İkiniz de birbinizi böyle öpmeye bayılırdınız. Suna, özellikle büzülen dudaklarını ısırmaya bayılırdı. Seni belinden kavrayıp kucağına çekti ve onu daha rahat öpmeni sağladı.

••

Tekrar pazartesi günü gelip derslerin başladığında Suna'nın sana kabul ettirdiği durumdan kaçamadın. Seni her gün okula kendisi bırakacak ve her gün okul çıkışından kendisi alacaktı. Okul içinde boş olduğunu saatlerde Bluetooth kulaklığının birini takacaktın ve onunla telefonda konuşacaktın. İkinizden de çıt çıkmasa bile çağrı devam edecekti. Bu sayede çocuğun seni tekrar sıkıştırmasını büyük ölçüde yok etmiş olacaktı.

Ders bitişi eşyalarını hızla topladın ve kampüsün çıkışına doğru ilerledin. Peşinden gelen hızlı adım seslerini duyabiliyordun. Adımlarını daha da hızlandırıp kampüsün bahçesinden çıktın ve yolda park halinde aracının dışında telefonuna bakarak seni bekleyen sevgiline doğru hızla ilerledin. Seni fark ettiği anda gülümseyen ama arkandan gelen şahsı gördüğünde gülümsemesi silinen sevgilinin yüzündeki ifadeden anlayabildiğin üzere arkandaki kişiyi doğru tahmin etmiştin. Seni belinden kavrayıp dudaklarına uzun bir öpücük kondurdu.

"Belasını arıyor bu çocuk bende."

Sevgilinin arabasına binmeden önce onu tekrar öptün. Geri çekilmeden önce dudakları üzerine gülümsedin, "Sana güzel bir haberim var öyleyse."

˚ * . * * ⋆  . · ⋆ ˚ ˚ ✦  ⋆ ·  * ˚

Vee final. :)

Bu hikayenin benim için ayrı bir yeri vardı açıkçası. Kendi hayatımda içinde bulunduğum bir durumu biraz değiştirdim ve bu şekilde kurgulayarak size sundum. Umarım okuduğunuz için hayal kırıklığı yaşadığınız bir kitap olmamıştır. Bu bölüme kadar okuduysanız, destek olduysanız size çok çok teşekkür ediyorum.

Bölümü tekrar tekrar sildim sildim yazdım ama sanırım en çok içime sinen hali bu oldu. Belki zaman bulduğumda düzenlerim ama pek sanmıyorum çünkü aklımdaki kurgu aşağı yukarı böyleydi. Son üç dört bölümü son anda kurguladım aslında... ama onun dışında aklımda böyleydi.

Seviliyorsunuz, esen kalın. <3

✓ ᴡʜʏ'ᴅ ʏᴏᴜ ᴏɴʟʏ ᴄᴀʟʟ ᴍᴇ ᴡʜᴇɴ ʏᴏᴜ'ʀᴇ ʜɪɢʜ?「𝐬𝐮𝐧𝐚 𝐱 𝐫𝐞𝐚𝐝𝐞𝐫」✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin