˚ * . * * ⋆ . · ⋆ ˚ ˚ ✦ ⋆ · * ˚
•günümüz•
Suna ile ayrılığınızın üstünden üç ay gibi bir süre geçmişti. Ayrıldığınız günün ertesi günü ayrılmanıza neden olan o ortamı yaratan kız arkadaşları da dahil arkadaşlarıyla içmeye gittikleri bardan karşına çıkan kareler seni cidden sinirlendirmişti. Anlık gelen sinirle her şeyi silmiştin. Senin evinde duran Suna'ya ait eşyaları ve onun sana beraber olduğunuz zaman boyunca aldığı hediyeleri büyük bir koli içine toplayıp kapısının önüne bıraktın. Aynı şeyi o da senin için yapmıştı. Kıyafetlerinin hepsini geldiği gibi yıkamıştın. Artakalan hediyeleri ise ihtiyaç sahibi birilerine vermiştin.
Ayrılığınızın üstüne yalnızlığına iyi gelmesi için uzun süredir istediğin yavru kediyi şans eseri sokakta ölümden kurtarmıştın. Bulduğun an işini gücünü bir kenara bırakıp minik kediyi veterinere götürmüş ve gereken sağlık işlemlerini yaptırmıştın. Ardından bir petshopa ve markete uğrayıp kısa bir süreliğine idarelik gereken eşya ve mamaları almıştın. Kedin Pluto, artık senin yeni hayat arkadaşındı.
Üç ay boyunca; tatilin bitmeden iki ay önce staj başvurusunda bulunmuştun ve bir aylık bir staj dönemin olmuştu. Hayatında kaderin sana daha iyi insanları yönlerdireceğini biliyordun. Dahası, bu süreçte bir kez bile Suna ile karşılaşmamıştınız. Okulun dolayısıyla sen Kobe'nin merkezinde yaşarkan o biraz daha şehir dışında kalıyordu. Ama yine de arkadaşlarıyla dışarıda çok fazla vakit geçiren biriyle denk gelmemeniz garipti. Ve her şey ekim ayının girmesiyle başlamıştı.
Son sınıftaydın ve işler artık oldukça ciddiye binmişti. Bu yılı tekte geçmen gerekiyordu. Bir daha okulla uğraşmak istemiyordun. Dolayısıyla derslerine gerçekten sıkı asılman gerekliydi. Odağını dağıtacak kapasitedeki her şeyi hayatından çıkartmalıydın ve sadece kendine odaklanmalıydın. Çünkü hayatında seni daha iyi yerlere getirebilecek tek kişi sendin. Bir başkası değildi.
Öğlen 1 de başlayıp 3 saat baş ağrılarıyla geçen bir yönetim ilkeleri dersinin ardından biraz kafanı rahatlatmak ve ders notlarını toparlamak için kampüsünün çok yakınındaki bir kitap-kafeye gelmiştin. Kendine söylediğin bir dilim çilekli pastanın yanında filtre kahvenle beraber huzurlu bir self-date yaptığın söylenebilirdi. Defterine gelişigüzel yazdığın karışık notlarını bilgisayarına aktarıyordun. Ve sınav zamanı kendini zamanında bunu yaptığın için tebrik edecektin.
Masanın başına okuldan aşina olduğun bir yüz masana geldiğinde bilgisayardan müziğini durdun ve kulaklığını indirdin.
"Ah L/N-san umarım rahatsız etmiyorumdur." Ufak bir eğilmenin ardından uzun boylu kumral çocuk sana gülümsedi.
"Ders çalışıyordum ama sorun değil. Bir şey mi vardı?" Ona kibarca gülümseyip mahçup duruma düşmesini istemediğin için sıcakkanlı yaklaştın.
"Yalnız oturduğunu görünce sormak istedim. Beraber oturmak ister miydin?"
"Ders çalışıyordum dedi. Duymadın mı?"
Tanıdık ses karşısında gözlerin hafif açılmıştı. Kavga çıkartabilecek potansiyelli birisiydi eski sevgilin. Ortama yaydığı hafif içki kokusundan da rahatlıkla anlayabileceğin üzere ya gündüz vakti içmişti ya da dünden bu yana içtikten sonra uyumamıştı.
"Benim duymakla ilgili pek bir problemim yok ama senin görmekle ilgili problemin var gibi." Çocuk ufak bir kahkaha attıktan sonra sözlerini devam ettirdi. "Gördüğün üzere kız senden ayrıldı ve seninle ilgilenmiyor."
Laptopunun ekranını kapattın ve çabucak çantana koydun. Aynı şekilde not defterini de. Eşyalarını oldukça kısa bir sürede toplamıştın.
"Beyler, tartışmanızı bölüyorum kusuruma bakın ama... ben kimseyle ilgilenmiyorum."
"L/N-san! Beni yanlış anladınız."
"Anladım ya da anlamadım bir önemi olduğunu sanmıyorum. İyi günler dilerim."
İkisini de arkanda bırakıp kafeyi terk ettin. Kafanı dinlemek uğruna geldiğin bu kafe biraz daha durursan başka türlü kafanı dağıtacaktı çünkü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
✓ ᴡʜʏ'ᴅ ʏᴏᴜ ᴏɴʟʏ ᴄᴀʟʟ ᴍᴇ ᴡʜᴇɴ ʏᴏᴜ'ʀᴇ ʜɪɢʜ?「𝐬𝐮𝐧𝐚 𝐱 𝐫𝐞𝐚𝐝𝐞𝐫」✓
Fanfic𝑆𝑢𝑛𝑎 𝑅𝑖𝑛𝑡𝑎𝑟𝑜𝑢 𝑣𝑒 𝐿/𝑁 𝑌/𝑁 𝑏𝑒𝑙𝑖𝑟𝑙𝑖 𝑠𝑒𝑏𝑒𝑝𝑙𝑒𝑟𝑑𝑒𝑛 𝑑𝑜𝑙𝑎𝑦𝑖 𝑖𝑙𝑖𝑠𝑘𝑖𝑙𝑒𝑟𝑖𝑛𝑖 𝑏𝑖𝑡𝑖𝑟𝑚𝑖𝑠 𝑏𝑖𝑟 𝑐𝑖𝑓𝑡 𝑖𝑘𝑒𝑛 𝑆𝑢𝑛𝑎, 𝑌/𝑁'𝑖𝑛 ℎ𝑎𝑦𝑎𝑡𝑖𝑛𝑑𝑎 𝑔𝑒𝑙𝑖𝑠𝑒𝑛 𝑏𝑎𝑧𝑖 𝑑𝑢𝑟𝑢𝑚𝑙𝑎𝑟𝑑𝑎𝑛 ℎ�...