Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
••
Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum! '･ᴗ･' dilenci değilim yanlış anlaşılmasın :)
••
˚ * . * * ⋆ . · ⋆ ˚ ˚ ✦ ⋆ · * ˚
Suna seni evine getirdiğinde mızmızlanmaların bitmiş sayılmazdı. Seni bu pis kıyafetlerinle yatağına oturtmaya çalıştığı için küçük bir tartışmaya girmiştiniz ama Suna pes edip çekilmişti. Sen elinden gelebildiğinde hızlı bir duşa girmek istemiştin ama sonunda yere bir şeyleri düşürüp bir de onların üstüne basıp düştüğün için (kafanı neredeyse küvetin kenarına vuruyordun) Suna sana yardımcı olmak zorunda kalmıştı.
Suna senin saçlarını kuruturken sen yatağının karşısındaki aynadan onu izliyordun. Aradan geçen bunca zaman içerisinde yetersiz beslenmeden dolayı gözle görülür bir şekilde zayıflamıştı. Siz beraberken onun yediklerini denetleyen kişi sendin ve siz ayrılınca bunu yapan biri kalmamıştı.
"Iyy, üstündeki o pisliğin kanı mı?" Yüzünü ekşiterek tişörtündeki kan lekesine baktın. Senin bir şeyler söylemenle saç kurutma makinesini kapatmış ve üstüne bakmıştı
"Gelmiş olmalı." Yatağın üzerinde duran tarağını alıp saçlarını nazikçe taradı ve ardından etrafı topladı. En sonunda seni yorganının altına soktu ve saçını bir müddet okşadı.
"Daha iyisin değil mi?"
"Rin, gitme." İkinizin arasında uzun süren bir sessizlik oldu. "Gitme, lütfen. Yalnız kalmak istemiyorum."
"Sanki bu halimle kalmama izin verirmişsin gibi de."
"Sana uyacak oversize kıyafetlerim var. Lütfen, gitme kal."
"Peki ya kendine geldiğinde ne yapacaksın? Başından mı kovacaksın? Beni sadece sarhoşken mi arayacaksın, soracaksın, ihtiyaç duyacaksın?"
"Şu an gayet kendimdeyim. Ve hayır," Yattığın yerde dikleştin. "Ben farkına vardım ki ihtiyacım olan tek şey sana sarılmakmış. Tıpkı eski günlerimizde problemlerimizi nasıl çözdüysek sana tekrar sarıldığımda aramızdaki o düğümün çözüldüğünü hissettim."
"Son dört buçuk ayımın ne kadar rezil geçtiği hakkında en ufak bir fikrin bile yok Y/N."
"Az çok tahmin edebiliyorum. Ama benim için de pek kolay değildi. Uyumakta zorluk çektiğim çok fazla gece oldu. O lanet sürtük sözde arkadaşların kabuslarımdan çıkmadı bir süre. Senin adını sayıklayarak uyandığım geceleri gayet net hatırlıyorum."
"Ve hatırladığım bir şey daha varsa o da seni hala eskisi gibi sevdiğim." Gözlerini onun gözlerinden çekip yere kaydırdın. "Ve sanırım bu dört hadi beş aylık aranın bizim için daha sağlıklı bir ilişkiye olanak sağladığını düşünüyorum. Tamam belki ikimiz de kafalarımızı pek iyi dinleyememiş olabiliriz ama en azından oturup mantıklı düşünecek zamanı-"
"Y/N," Suna'nın sana olan sevgi ve tutku dolu bakışlarını gördüğünde bu gece daha fazla dayanamayacağınu anladın. Yatağından çıktın ve dudaklarınızı birleştirdin. Senden böyle bir hareket asla beklemiyordu. Son derece şok olmuş bir şekilde sana eşlik etmeye çalışıyordu sadece.
Ellerin ensesindeki eski yerlerini bulurken bir elini saçlarını daldırdın. Senin boyuna yetecek kadar eğildiğinde amacının ne olduğunu anlayıp zıpladın. Seni bacaklarından tutup sağlam bir şekilde kucağına aldıktan sonra elleri kalçalarındaki yerlerini bulmuştu bile.
Dilini onun ağzının içine ittirceğin sırada o, senden önce davranmış ve kendi dilini senin ağzının içine ittirmişti. Şu an savaş başlatmaya pek niyetin yoktu çünkü onun bu tutkulu öpücüğüne hasret kalmıştın.
Nefesleriniz ve ağız sıvılarınız birbirine karışmış, duyabildiğiniz tek sesler öpücüğünüzün sesleri ve arada sırada, o seni bilerek ısırdığında çıkardığın boğuk inlemelerin sesiydi.
Düzensiz nefes alış-verişlerinden dolayı kalp atışların hızlanmıştı. Kendini geri çektiğinde Suna dudağının kenarına küçük bir öpücük kondurmuştu.
"Sanırım bu gece burdayım." Dudakların üzerine gülümseyip az öcekinden daha derin ve tutukulu öpücük başlatması saniyeler bile sürmemişti.
