˚ * . * * ⋆ . · ⋆ ˚ ˚ ✦ ⋆ · * ˚
Siktir, ikizlerin dediği kadar varmış. Suna'nın uyuşturucu bağımlılarını aratmayan çökmüş ve uykusuzluktan morarmış göz altlarında gezindi gözün bir süre.
Harbi boku yemiş bu çocuk ya... Kıyamam yazık. Hayır kıyarsın geri zekalı sus! Kendi kendine konuşmayı bitirdin. Boğazını temizledin ve kapının pervazı ve aranızdaki küçük boşluktan sıyrılıp koşar adımlarla kafenin içine kaçtın. Evet, kaçtın. Doğruyu söylmek gerekirse ne senin onunla tekrar konuşacak kadar cesaretin ne de onun senin seninle tekrar konuşacak kadar cesareti vardı. İkiniz de birbirinizden beter bi şekilde bu korkaklığı sürdürüyordunuz.
Raflara tek tek göz gezdirdin ama o çok istediğin ve favorin olan çilekli pastayı göremedin.
"Şey... pardon?" Pastane çalışanı sana dönüp nasıl yardımcı olabileceğini sordu. "Çilekli ve beyaz çikolatalı pastanızdan var mı acaba? Boyut önemli değil."
"Az önce kapıda duran beyefendi son pastayı satın aldı." Görevli kızın gözleri bahsettiği kişiden bahsederken de bahsettiği konuma bakarken de parlıyordu. Başını çevirip kapıya baktığında Suna ile tekrar göz göze geldiniz.
"Tch."
Tabii ki Rintarou olacak. Az önce onunla kapıda çarpıştın zaten.
"Kivili var mı peki?"
"Ah, eve-"
"Benimkini alabilirsin."
"İstemez." Suna'nın sana daha fazla yaklaşmasına izin vermeden geri adım attın.
"Y/N-" İki elinle ona durmasını işaret ettin.
"İstemez dedim." Şimdi adımlarını kapıya doğru yönelmiştin fakat Suna tarafından durduruldun.
"Bal gibi de istersin."
"Kolumu üç saniye içerisinde bırakmazsan olay çıkartırım."
"Bir-"
"Şu siktiğimin pastasını bari kabul et!" Sana insan içinde bu denli yükselebilceğini asla tahmin edemezdin. Sana bağırılmasını asla sevmezdin ama genelde tartışmalarınız sırasında sana bağırır ardından defalarca özür dilerdi.
Gözlerini birkaç kez kırpıştırdın. Şu an kafedeki tüm insanların gözleri size çevriliydi. Kendini kötü hissertmiştin. Özellikle öğlen hocanla olan olaydan sonra üstüne bunun da olması sinirlerini biraz germişti.
"Lütfen." Poşeti eline bırakıp sen daha olayı kavrayamadan o kafeyi terk etti. Ardından bakakalmıştın. Kafenin ortasında dikilmeyi kesip elini ceketinin cebine attın ve telefonunu çıkarttın. Atsumu'yu araman gereken konular vardı.
Atsumu'nun numarasını tuşlarken çabucak kafeyi terk etmiştin.
"Suna Rintarou yanına gelirse söyle çünkü onu bulduğum yerde... Yere sereceğim."
"Bu lafından ve ses tonundan anlıyoruz ki bir şeyler oldu."
"İnsanların ortasında bana bağırdı. Hem de küfrederek bağırdı. Ben hayatımda bu kadar kötü hissettiğimi hatırlamıyorum. Ya 'tsum cidden bir de bana bağırmasını sevmediğimi de biliyor bana nasıl bağırdı ya..." Sen sayıp dökmelere başladığında ikizler derin bir nefes alarak seni dinlemeye başladılar.
"Y/N. Bak ne diyeceğim. Sen evine git. Dışarıdan bir şeyler sipariş et. Sonra kendine güzel bir kahve yap, pastanı ye, ardından ders çalışıp uyu."
"Ne?"
"Kafayı anca böyle toplarsın sen."
"Seni arayan bende kabahat zaten." Telefonu Atsumu'nun suratına kapattın ve bir süre daha söylenmeye devam ettin.
˚ * . * * ⋆ . · ⋆ ˚ ˚ ✦ ⋆ · * ˚
Okunma niye bu kadar az, acaba sorun mu bende diye düşünmeden edemiyorum. Başka insanların eserlerini yargılamak bana doğru gelmiyor ama kitap dendi mi insan noktamala işaretlerine ve yazım kurallarını aramalı bence. Her ne kadar bir platform üzerinden yazılmış olsa bile bunlara dikkat edilmesi gerektiğini düşünüyorum. 😥
ŞİMDİ OKUDUĞUN
✓ ᴡʜʏ'ᴅ ʏᴏᴜ ᴏɴʟʏ ᴄᴀʟʟ ᴍᴇ ᴡʜᴇɴ ʏᴏᴜ'ʀᴇ ʜɪɢʜ?「𝐬𝐮𝐧𝐚 𝐱 𝐫𝐞𝐚𝐝𝐞𝐫」✓
Fanfiction𝑆𝑢𝑛𝑎 𝑅𝑖𝑛𝑡𝑎𝑟𝑜𝑢 𝑣𝑒 𝐿/𝑁 𝑌/𝑁 𝑏𝑒𝑙𝑖𝑟𝑙𝑖 𝑠𝑒𝑏𝑒𝑝𝑙𝑒𝑟𝑑𝑒𝑛 𝑑𝑜𝑙𝑎𝑦𝑖 𝑖𝑙𝑖𝑠𝑘𝑖𝑙𝑒𝑟𝑖𝑛𝑖 𝑏𝑖𝑡𝑖𝑟𝑚𝑖𝑠 𝑏𝑖𝑟 𝑐𝑖𝑓𝑡 𝑖𝑘𝑒𝑛 𝑆𝑢𝑛𝑎, 𝑌/𝑁'𝑖𝑛 ℎ𝑎𝑦𝑎𝑡𝑖𝑛𝑑𝑎 𝑔𝑒𝑙𝑖𝑠𝑒𝑛 𝑏𝑎𝑧𝑖 𝑑𝑢𝑟𝑢𝑚𝑙𝑎𝑟𝑑𝑎𝑛 ℎ�...