𝑻𝒂𝒌𝒆𝒎𝒊𝒄𝒉𝒊 𝒑𝒖𝒔𝒖𝒅𝒂

1.3K 99 74
                                    

Mikey attığı mesajda beni attığı konuma çağırmıştı. Attığı konum genelde serserilerin takıldığı türden bir yere benziyordu. Etrafıma bakıp mikey'i aradım ama ortalıkta yoktu duvarlarda garip grafitiler vardı. Çete sembolleri falan olmalı.

Neden böyle bir yere çağırdı ki lan bu beni?

Arkamda duyduğum metale vurulma sesi yerimden sıçramama neden oldu. Korkuyla arkamı döndüm. Bir grup serseri tipli adamlar vardı.

Aha şimdi sıçtım. Mikey buluşmak istediğin yerin ben ta-

"Demek sensin" dedi horoza benzeyen dik saçlı adam.

"Mikey'in sürtüğü sensin değil mi?"

Ne?! Mikey'in neyi??

"Ne! Hayır."

"Ha ha öylemi? O zaman neden o çağırdığında gecenin bir saati buraya geldin?" Diye sordu elinde tuttuğu telefonu havada sallayarak.

Bekle. Mikey'in telefonu?! Mikey nerde? Ona bir şey mi yaptılar yoksa.

"S-siz kimsiniz? Ne istiyorsunuz?" Korkuyla bir kaç adım geri attım.

"Bizim kim olduğumuz önemli değil güzelim. Sadece biraz eğlenmek istiyoruz." Tam arkamı dönüp koşacaktım ama arkamı döndüğüm anda ayı gibi birine çarpmam ile geriye doğru bir kaç adım attım. Çarptığım adamın yüzüne bakmak için başımı kaldırdım ama ışık sırtına düştüğü için yüzünü göremedim. Arkamdan biri hareket etmemen için belimden sarılmıştı. Çırpınarak kurtulmaya çalıştım. Bağırsam da faydası olmayacaktı kimse böyle bir yerde birine yardım etmek için gelmez. Başımı geriye doğru savurup arkamda duran adamın çenesine vurdum. Kolları biraz gevşeyince de onu ittim. Kaçmak için hareket ediceğimde yüzüme yediğim tokatla yere düştüm. Onlardan uzaklaşmak için ayağa bile kalkmadan geriye doğru gittim ama çok geçmeden duvara çarptım. Çenesine vurduğum adam ağzında ki kanı tükürüp üstüme doğru gelmeye başladı. Onu sinirlendirmiştim. Tam önüme geldiğin de ayağını kaldırdı ve yüzüme doğru basacakken kenara çekildim. Ayağını serçe duvara geçirmişti.

Duvardan çatlama sesimi geldi az önce??

"Seni sürtük" diyerek tekrar ayağını havaya kaldırdığında birinin bağırdığını duydum.

"BIRAKIN LAN KIZI!!"

Huh? Bekle bu...

"T-takemichi-kun..." hinanın sevgilisi neden burda?

"Ooo ağlak kahraman gelmiş." Dedi önümde ki adam havaya kaldırdığı ayağını yere indirerek.

"Maeno-san'ı bırakın."

"Maeno ne la mayonez gibi." Dedi ve saçımdan tutup başımı havaya kaldırdı. Saçımın acısıyla küçük bir çığlık attım.

"Yoksa bu küçük faişeden mi bahsediyorsun?" Takemichi'ye 'kurtar beni' der gibi bakıyordum ama Takemichi'yi ilkokuldan beri tanırdım. O güçsüzdü. Hep dayak yerdi. Bu adamlara karşı gelirse onu öldürebilirlerdi.

"Bırak onu!" Dedi takemichi. Lafı biter bitmez yüzüne yediği yumrukla yere düştü. Az önce çarptığım ayı gibi olana adam...

"Huh?!! Patrona nasıl emir verirsin lan sen ölmek mi istiyorsun?!" Diyip karnına bir tekme geçirdi. İki yediği darbeyle bile bayılcak gibi gözüküyordu.

"Ne yapalım bunu patron?" Diye sordu adamlardan biri.

"Oynayın biraz ama öldürmeyin. Salın sonra gidip patronuna ağlasın bebe." Dedi. Adamlar takemichi'yi çok pis dövüyordu. Her an ölebilir gibiydi.

"Bizde biraz eğlenelim mi güzelim?" Dedi basımda ki adam yüzünü yüzüme yaklaştîrarak. bana iğrenç iğrenç bakıyordu.
O an gelen sinirle yüzüne tükürdüm.

"Siktir git orospu çocuğu." Adam yüzünü eliyle silip boğazımdan tutarak beni ayağa kaldırdı ve sırtımı duvara vurup bağazımı sıkmaya başladı. Adam tama bir şey demek için derin bir nefes alıp konuşacağı sırada yüzüne inen yumrukla 2 metre öteye savruldu. adam tek yumrukta bayılmış olmalıydı. Hareket etmiyordu.

"Draken-kun" Takemichi'nin bağırmasıyla adama vuran kişinin mikey'in arkadaşı draken olduğunu fark ettim. Takemichi'nin başında duran adamlar bir süre sonra koşarak uzaklaşmıştı. Takemichi o kadar dayak yemesine rağmen hala ayakta durabiliyordu.

Bu çocuk her zaman bu kadar dayanıklımıydı lan.

"Maeno-san iyi misin?" Diye sordu draken. Dudağımın patlaması, dizimin kanaması ve beyin sarsıntısı geçirmem dışın da gayet iyiyim.

"Iyiyim. Draken, mikey nerde? Ne oldu ona?" Diye sordum.

"Merak etme bir şey olmadı ona. Seni onun yanına götüreceğim." Dedi ve bir taksi çağırdı. Bir süre sonra bir tapınağın yakınlarında inmiştik. Tapınağa doğru ilerlediğimizde kalabalık bir motor sürüsü vardı. Bu üniformaya benzeyen kıyafetler... bir dakika bu adamlar evimin yandığı gün motorla üstüme gelen adamlar değil mi lan.

Mikeyle ne alakaları var.
Bekle... neden draken de aynı kıyafetleri giyiyor. Yoksa odamı bu çetenin üyesi??

Çok geçmeden motoruna yaslanan mikey'i görünce onun yanına doğru koştum.

"Mikey!!" Mikey sesimi duyunca şaşkınca bana baktı. Sonra dayak yemiş halimi fark edince kaşlarını çattı. Gözlerim dolmuştu ağlamamak için zor tutuyordum kendimi. Mikey yaslandığı motordan dikleşip bana doğru yaklaştı.

"Ne oldu sana böyle?" Diye sordu. Cevap veremedim. Daha fazla kendimi tutamayıp başımı mikey'in göğüsüne yaslayıp ağlamaya başladım. Mikey elini sırtıma koyup sırtımı sıvazladı.

"Sakin ol. Ben burdayken kimse sana dokunamaz."

"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
𝑰 𝑪𝒂𝒏 𝑵𝒐𝒕 𝑳𝒊𝒗𝒆 𝑾𝒊𝒕𝒉𝒐𝒖𝒕 𝒀𝒐𝒖//𝓢𝓪𝓷𝓸 𝓜𝓪𝓷𝓳𝓲𝓻𝓸Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin