𝑰̇𝒌𝒊𝒛𝒍𝒆𝒓 𝑩𝒖𝒓𝒄𝒖

2.1K 144 103
                                    

Yangın, çeteden dolayı değil babannemin ocağı açık unutması ve perdenin tutuşması sonucunda çıkmış. Mahalledekilerden öğrendiğime göre çete kavgası olmuş fakat yangınla bir alakası yokmuş. Babannem yangın çıktığı zaman evdeymiş ve onu uzun saçı örgülü biri kurtarmış. Hatta oda şuan hastanedeymiş. Sanırım yangın babannem gibi onuda etkilemisti. Babannemin sol kolu çok kötü yanmış ama hayati bir durumu yokmuş. Ama sol kolunu bir daha zor kullanabilirmiş.

Babannemi kurtaran çocuğun kaldığı odayı bulmuştum. Yoğun bakımda kalıyordu. Durumuna bakmak için yanına gittiğimde. Odasının önünde ki camdan onu izleyen birini fark ettim.  Üstü başı kan ve çamur içinde heykel gibi dümdüz bakıyordu. Beni fark etmesi uzun sürmedi. Başını bana doğru çevirdiğinde onun dün sabah Nana'ya benzettiğim çocuk olduğunu fark ettim. Babannemi kurtaran çocuğun arkadaşımıydı yoksa?

Ona doğru bir kaç adım daha attıp bakıslarımı yoğun bakım odasında yatan kişiye çevirdim. Yatan kişi dün sınıfa yeni gelen diğer çocuktu. Bakışlarımı tekrar karşımda ki sarışın çocuğa çevirdim. Ardından önünde eğildim.

"Özür dilerim..."

"Ne için?" Başımı kaldırmadan cevapladım.

"Arkadaşın şuan bu durumda olduğu için."

"Onu sen mi bıçakladın?" Diye sordu soğuk bi sesle.

Bıçaklamak mı? Yangından dolayı burda değil mi?

"H-hayır o bıçaklandı mı?" Dedim başımı kaldırıp. Sarışın çocuğun Yüzünde karanlık ve duygusuz bir bakış vardı.

ф ф ф ф

Bir kaç gün sonra babannemi kurtaran çocuğun uyandığını duymuştum. öğlen yanına, odasına gittim tek başınaydı. Kapıdan içeri iki adım attıp önümde eğildim.

"Teşekkür ederim. Babannemi yangından siz kurtarmışsınız."

"Önemli değil. Babannenin durumu nasıl?" Sorusu ile başımı kaldırdım.

"Hayati bir durumu yok. Ama sol kolunda olan yanıktan dolayı sol kolunu kullanamayabilirmiş."

"Geçmiş olsun."

"Sizede geçmiş olsun. Yangından dolayı yaralandınız sanmıştım ama kötü bir kaza geçirmişsiniz." Biraz daha onunla sohbet ettikten sonra yanından ayrıldım. İsmi ryuguji ken'miş ama ona kısaca draken dememi istedi. Ve birde diğer arkadaşının ismi mikeymiş.

Hastanenin büfesine onigiri almaya gitmiştim ama onigiri kalmamıştı. Canımda bir seyler yemei istiyordu bu yüzdem büfede kalan tek atıştırmalık olan 1 paket dorayaki'yi almak için uzandım. Ama elimde hissettiğim şey dorayaki pakedi değil başka birinin eliydi. Elin sahibine bakmak için başımı yana doğru çevirdim.

Mikey?!

Hızla elimi geri çektim. Ve bir adım geri gittim. Geçen günkü tavrı yüzüne ondan biraz tırsıyordum açıkçası.

"Ö-özür dilerim." Mikey dorayaki paketini alıp kasaya doğru giderken konustu,

"Çok fazla özür diliyorsun."bir şey demeyip atıştırmalık başka ne var diye etrafa baktım. Şansıma demin önce gelen bir grup insan tüm büfeyi toplayıp gitmişti ve bana bir şey kalmamıştı. Bir şey bulamayınca bakışlarımı mikey'e doğru çevirdim. Mikey kasadan dorayakisi'nin parasını ödeyip paketini açarak geldi ve önümde durdu.

"Normalde kimseyle dorayakimi paylaşmam ama... bu seferlik böyle olsun" dedi ve dorayakisini ikiye bölüp küçük olan parçayı bana uzattı. Teşekkür edip gülümsedim.

Ne değişik adam, bi öyle bi böyle. İkizler burcu heralde.

ф ф ф ф

Bir hafta sonra babannem uyanıp dahada iyi olmuştu. Yaşı 70 75 olmasına rağmen hala turp gibiydi. Hatta benden daha sağlıklı bile olabilir. Babannem hastanede kaldığı için okula hastaneden gelip gidiyordum. Okula vardığımda sırama geçip arkama yasladım ve camdan dışarıyı izlemeye başladım.

Beden hocası çok yakışıklı...

Dışarıyı izlemeye devam ederken yanımda hissettiğim hareketlilikle göz ucuyla sağıma baktım. Mikey, yanıma oturmuş başını sıraya gömmüştü. Bir süre onun dağınık saçlarına baktım. Hiç taranmamış ve bağlanmamıştı. Bir süre sonra başını bana doğru çevirdi ve yüzüne düşen saçlarını üfleyerek çekmeye çalıştı ama daha da çok önüne düstü.

Çok tatlı ama bu...

Başını kaldırıp saçını düzeltti ve tekrar bana baktı.

"Tarağın var mı?" Olumlu anlamda başımı salladım.

"Peki tokan?" Tekrardan başımı salladım. Mikey saçını göstererek konuştu;

"Toplayabilir misin?"

Ben mi? Neden ben?

"Draken olmadığı için saçımı yapabilecek kimse yok bende beceremiyorum." Diye açıkladı zihnimi okumuşçasına. Çantamdan lastik tokalarımdan birini alıp bileğime taktım ve tarağımı da alıp sıradan çıktım ve mikey'in arkasına geçip saçını taradım saçında ki dolaşıklar çözüldüğünde önünde bir tutam alıp tarak yardımıyla eşitleyerek topladım ve bağladım. Mikey telefonunun kamerasını açıp saçına baktı sonra arkasına doğru dönüp gülümseyerek konuştu,

"Teşekkür ederim... ismin neydi?"

"Meino mei"

"Teşekkür ederim mei-chin."

𝑰 𝑪𝒂𝒏 𝑵𝒐𝒕 𝑳𝒊𝒗𝒆 𝑾𝒊𝒕𝒉𝒐𝒖𝒕 𝒀𝒐𝒖//𝓢𝓪𝓷𝓸 𝓜𝓪𝓷𝓳𝓲𝓻𝓸Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin