𝑮𝒐̈𝒛𝒍𝒖̈𝒌𝒍𝒖̈ 𝑴𝒊𝒌𝒆𝒚

1.9K 122 87
                                    

"Mikey-kun ne yapıyorsun?" Diye sordum. Elindeki yüzüne kadar yaklaştırdığı defterle bakışan mikey'e.

"Çalışıyorum."

Anlıyorum...

Mikey ile 2 haftadır konuşuyorduk. 2 hafta da baya yakınlaşmıştık. Okul çıkışları beraber hastaneye gidiyorduk. Mikey'in yanında ki yerime geçip çantamı sıranın kenarına astım. Mikey'in elindeki kitabı sertçe masaya koydu.

"Off neden bu kadar fazla sayı var?" Mikey'nin isyanı ile ona döndüm.

Gözlük..? Mikey gözlük mü kullanıyor?

Mikey siyah çerçeveli gözlüğünü çıkarıp başının üstüne yerleştirdi. Masasındaki deftere baktığımda onun matematik kitabı olduğunu fark ettim.

Mikey ders mi çalışıyor?

Okula geliğinden beri başını sırasından kaldırmayan mikey şimdi ders çalışıyor?! Masadaki kitabını incelediğimde kitaptaki çözümlü sorular olduğunu fark ettim. Çözümlü soruları bile anlamıyormu bu?

"Matematiğemi çalışıyorsun?"

"Deniyorum. Ama olmuyor anlamıyorum."

"Yardım etmemi ister misin?" Mikey bana doğru döndü.

"Yardım eder misin gerçekten?" Başımı olumlu anlamda salladım.  Sonra sırasında ki kitapla kalemi alıp soruya baktım. Sonra ona anlattım.

"...Ve sonra cevap 8 çıkıyor."

"Oha anladım." diye sıçradı yerinden.

"Diğer soruları öğlen arası anlatırım. Birazdan ders başlayacak."

"Tamam."

Derslerden sonra öğlen arasında mikey'e biraz daha ders çalıştırdım.

Benim anlattıkları mı gerçekten anlıyor mu, yoksa anlıyormuş gibi mi yapıyor?

Anlayıp anlamadığını test etmek için defterime az önce gösterdiğim soruya benzer bir soru yazdım. Çözmesi için ona uzattığımda az önceki soruyla karşılaştırıp yapmaya çalıştı.

"Bitti." Diyerek defteri bana doğru itti. Cevaba inceledim.

Oha doğru yapmış.

"Doğru yapmışsın. Şimdi sana bunun daha kısa bir yolunu göstericem iyi dinle" diyip defterde ki mikey'in çözdüğünü sorunun kısa yolunu anlatmaya başladım. Soruyu anlatırken ensemde hissettiğim sıcaklıkla irkilip cam kenarına doğru sıçrayıp ensemi tuttum. Mikey  bana ne olduğunu sorarca bakıyordu.

"Fazla yakındın." Dedim. Ensemi kaşıyarak. Tikim olduğu için biri enseme ve boynuma temas ettiğinde hemen huylanıyordum.

"Rahatsız mı ettim? Özür dilerim." Elimi ensemden çekip deftere doğru dönerken konuştum;

"Sorun değil. Neyse işte şu x'i karşıya attığında da cevap 4 çıkıyor bu kadar. Gerisine sonra devam ederiz birazdan zil çalacak zaten." Dedim defterimi kapatarak. Mikey gözlüğünü çıkarttı.

"Yarın yine beni çalıştırır mısın?"

"Yarın okul yok."

"Uhm... peki yarın buluşalım mı?"

"Olabilir nerde?"

"Benim evimde."

"Huh?!"

ф ф ф ф

"Ben geldimm." Dedim babannemin hastanesinde ki odasının kapısını ittirerek

"Hoşgeldinnn" babannemin neşeli cevabı ile yanına gittim.

"Ah babanne sensiz bana onigiri yapan kimse yok." Dedim dudağımı büzüp. Babannem kıkırdayıp başımı okşadı.

"Merak etme ben bi iyileşeyim sana istediğin kadar onigiri yapacağım."

"Ya sen bir tanesin..." dedim ona sarılarak. Babannem basımı okşarken konuştu;

"Tabi artık bir evimiz kaldıysa..." eve yangından beri hiç gitmemiştim. Hastaneden okula gidip duruyordum. Babannem elbet bir gün bu hastaneden çıkacaktı ama çıktığı zaman gidecek bir yeri yoktu.

"Baban hiç aramadı mı?" Diye sordu. Başımı kaldırmadan iki yana salladım.

"Hayırsız." Dedi babannem sinirle. Ama sinirden çok üzgündü. Babam ben 10-11 yaşlarındayken annem, babannem ve beni zor zamanımızda bırakıp gitmişti. Annemde çok çalışmaktan dayanamayıp hastalanıp ölmüştü. Bu zamana kadar babannem hep beni en iyi şekilde yetiştirmeye çalıştı. O bana hem annelik, hem babalık, hemde arkadaşlık etti.

O benim herşeyim...

"Ben kırtasiyeye gidiyorum almam gereken şeyler var." Diyip hastaneden çıktım ve en yakın kırtasiyeden mikey için düzgün bir test kitabı bulup aldım.

" Diyip hastaneden çıktım ve en yakın kırtasiyeden mikey için düzgün bir test kitabı bulup aldım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
𝑰 𝑪𝒂𝒏 𝑵𝒐𝒕 𝑳𝒊𝒗𝒆 𝑾𝒊𝒕𝒉𝒐𝒖𝒕 𝒀𝒐𝒖//𝓢𝓪𝓷𝓸 𝓜𝓪𝓷𝓳𝓲𝓻𝓸Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin